Fatih haber,Haber fatih,Fatih Yaşam,Fatih aktuel ,Haber

Fatih Aktüel

Video Galeri
Foto Galeri
Web Mobil

Ahmet DAVUTOĞLU
Bu biyografi 1288 kez okundu.
Haberin Tarihi :   2014-08-22 - 12:55
Ahmet DAVUTOĞLU

 AK Parti Genel başkanı ve başbakan Recep Tayyip Erdoğanın Cumhurbaşbakanı olmasının ardından yapılan Ak Parti MYK toplantısı sona erdi ve yeni başbakan belli oldu. Erdoğan yeni Ak Parti Genel Başkanı ve Başbakanı Ahmet Davutoğlu olarak açıkladı. Böylece Ak Partide halen Dış İşleri bakanı olarak görev yapan Ahmet Davutoğlu Ak Partinin yeni Genel Başkanı ve Başbakan olmuş oldu.

 

Türkiye in çevresinde tarihi kırılmaların yaşandığı ve Türk dış politikasının büyük dinamizm kazandığı bir dönemde Başbakanlık Başmüşavirliği ve Dışişleri Bakanlığı görevleriyle Türk dış politikasının son 11 yılında etkili olan Ahmet Davutoğlu, küresel ölçekte yoğun bir diplomasi trafiğini yönetti.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğanın, partisinin Merkez Yürütme Kurulu toplantısı sonrasında, genel başkan adayı olarak açıkladığı Davutoğlu, 26 Şubat 1959da, Konya ın Taşkent ilçesinde dünyaya geldi.

Davutoğlu, ilk ve orta öğrenimini Konyada tamamladıktan sonra eğitimine İstanbul Erkek Lisesi de devam etti. Boğaziçi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Ekonomi bölümlerinde çift anadal programı ile 1984 yılında mezun oldu. Aynı üniversitede kamu yönetimi bölümünde yüksek lisans, siyaset bilimi ve uluslararası ilişkiler bölümünde de doktorasını yaptı.

Yardımcı doçent unvanı ile 1990da Malezya Uluslararası İslam Üniversitesi de çalışmaya başlayan Davutoğlu, burada 1993e kadar başkanlığını yürüteceği siyaset bilimi bölümünü kurdu.

1995 e Türkiyeye dönen Davutoğlu, akademik hayatına Marmara Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümünde devam etti. 1998-2002 arasında Silahlı Kuvvetler Akademisi ve Harp Akademisi de misafir öğretim üyesi olarak ders verdi. 1999-2004 döneminde profesör unvanı ile Beykent Üniversitesi de Uluslararası İlişkiler Bölümü ün başkanlığını üstlendi. Bu dönem aynı zamanda Abdullah Gülün başbakanlığındaki 58. hükümette başbakanlık başmüşavirliği görevini üstlendiği dönemdi.

-Stratejik derinlikle dış politikada yeni inisiyatifler

Türkiye kamuoyu Ahmet Davutoğlu ismini ilk olarak, 2001de yayımlanan Stratejik Derinlik kitabı ile daha yakından tanıdı.

Kitabında, Soğuk Savaş ve sonrasındaki dönemde ortaya çıkan uluslararası dengeleri ve Türkiye in uluslararası arenadaki konumunu ele alan Davutoğlu, Türkiye in sahip olduğu zengin tarihsel ve coğrafi derinliğin yeniden değerlendirilmesi gerektiğine dikkati çekerek, bunun başarılması durumunda yeni dengelerin ortaya çıkacağını ve Türkiye in uluslararası alanda merkez bir ülke konumuna yükseleceğini anlattı. Anadolu un hangi harita baz alınırsa alınsın merkezi niteliğini kaybetmeyen bir coğrafya olduğuna işaret eden Davutoğlu, Türkiye in sözü dinlenen bir ülke konumuna gelebilmesi için tarih-mekan-kimlik çelişkilerinin aşılması gerektiğine vurgu yaptı.

Davutoğlu un Başbakanlık Başmüşavirliği görevine başladığı dönem Türkiye in hızlı bir reform sürecine girdiği, diğer pek çok alanda olduğu gibi dış politikada da hareketliliğin ve atılımın öne çıktığı, başta Kıbrıs sorunu ve Ermeni meselesi gibi birçok konuda kararlı ve cesur adımların atıldığı yıllardı.

2003ün ilk aylarında ABD in Irakı işgal planları sırasında, Türk Silahlı Kuvvetlerinin yabancı ülkelere gönderilmesi ve yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiyede bulunması için hükümete yetki verilmesini ilişkin Başbakanlık tezkeresi, TBMMde kabul edilmedi.

Kıbrıs sorunun çözümü konusunda ise dönemin Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Kofi Annan tarafından ortaya konan plana destek vererek Türkiye çözüm konusunda iradesini açıkça ortaya koydu. Nisan 2004 e KKTCde ve Rum tarafında referanduma sunulan plan Türklerin desteğini alırken Rum kesiminde kabul görmedi. Referandumun sonuçları Türk tarafının çözüm iradesinin tüm dünyada açıkça görülmesi ve takdir edilmesini beraberinde getirdi. Uluslararası alanda Türk tarafı büyük bir diplomatik ve psikolojik üstünlük elde etti.

Bu dönemde Türkiye, Annan planındaki cesaretini aynı şekilde Ermenistan ile ilişkilerin normalleştirilmesinde de sergiledi. 2007de İsviçre in arabuluculuğunda başlatılan süreç sonucunda Türkiye ve Ermenistan arasında Ekim 2009da Diplomatik İlişkilerin Tesisi Protokolü ve İkili İlişkilerin Geliştirilmesi Protokolü imzalanarak her iki ülke meclislerine sunuldu. Ancak Ermeni tarafının çekinceli davranması üzerine protokoller yürürlüğe giremedi.

Her iki süreç de çözümsüzlüğün kaynağının Türkiye olmadığını açıkça ortaya koydu. Bu dönemde Türkiye in AB üyeliği konusundaki çabaları da arttı.

Türk dış politikasının hızlı bir değişim geçirdiği bu süreçte Davutoğlu isminin sık sık gündeme gelmesi, kendisi hakkında gölge dışişleri bakanı yorumları yapılmasına sebep oldu.

Türkiye, arabuluculuk faaliyetleriyle öne çıktığı 2002 sonrası dönemde Filistin-İsrail sorununun çözümü konusunda açık bir irade ortaya koydu ve tarafları Ankarada bir araya getirdi.

İsrailin 2008de Gazzeye düzenlediği saldırı sonrasında Türk hükümetinin sergilediği diplomatik çabanın önde gelen aktörlerinden biri de Davutoğluydu.

Aynı yıl Ekim ayında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu da düzenlenen 2009-2010 dönemi Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) geçici üyeliği oylamasında Türkiye in grubunda en fazla oyu alarak seçilmesi de diplomatik başarı olarak tarihe geçti.

-Bakanlık dönemi

Davutoğlu, 1 Mayıs 2009da mecliste yemin ederek TBMM dışından Dışişleri Bakanı oldu.

Türkiye, 2010da Brezilya ile birlikte İranın zenginleştirilmiş uranyumunun nükleer yakıtla takas edilmesi konusunda arabuluculuk rolü üstlendi. Müzakereler başarıyla sonuçlandırılırken, ABD in anlaşma şartlarına itiraz etmesi ve BMGK nezdinde İrana yönelik ek ekonomik yaptırım arayışına girmesi nedeniyle süreç tamamlanamadı. Nükleer programıyla ilgili İrana yeni yaptırımların uygulanması için BMGKda yapılan oylamada Türkiye ve Brezilya ret oyu kullanarak müzakere sürecinin arkasında durdu.

-Davutoğlu etkisi

Davutoğlu un bakanlık koltuğuna oturması o dönemde Davutoğlu etkisi olarak anılan Türk dış politikasında köklü bir değişimin de başlangıcıydı.

Davutoğlu, Foreign Policy için kaleme aldığı makalede, yeni dönemde Türkiye in dış politikasının güvenlik-demokrasi dengesi, komşularla sıfır sorun, proaktif ve önleyici barış diplomasisi, çok boyutlu dış politika ve itmik diplomasi olmak üzere beş temel prensip üzerinde yürüdüğüne yer veriyor ve Türkiye in bölgedeki rolünü öne çıkararak siyasi, ekonomik ve güvenlik konularını da içine alacak şekilde komşular arasında en üst düzey işbirliği ihtiyacına dikkat çekiyordu.

Türk dış politikasının son dönem öne çıkan ve olaylar karşısında harekete geçmek anlamında kullanılan epkisel diplomasiye alternatif olarak ortaya çıkan proaktif dış politikayı Davutoğlu, kriz ortaya çıkmadan ve kritik seviyeye gelmeden gerekli tedbirleri almak şeklinde özetliyordu.

Davutoğlu, itmik diplomasi kavramıyla da Türkiye in BMGKdan NATOya, Güneydoğu Asya Uluslar Topluluğu dan (ASEAN) Afrika Birliği e kadar hemen hemen bütün uluslararası oluşumlarda yer alarak daha aktif bir diplomasi sergilemesi çabası içinde olduğunu gösteriyordu.

Bu dönemde Türkiye, proaktif politika konsepti çerçevesinde bir taraftan Sünni-Şii, Sırp-Boşnak, Afganistan-Pakistan arasındaki anlaşmazlıkların diyalogla çözülmesi için çaba harcarken, diğer taraftan da Medeniyetler İttifakı, Barış İçin Arabuluculuk ve Terörle Mücadele Küresel Forumu gibi çeşitli platformlarda diplomasi yürüttü.

Türkiye in dış politikasındaki dinamizmin ortaya çıkardığı bir diğer sonuç da yurt dışı temsilciliklerinin sayısının artmasıydı.

Dışişleri Bakanlığı ın verilerine göre, 2002de 163 olan temsilcilik sayısı 2013e gelindiğinde 129u büyükelçilik, 80i başkonsolosluk, 11i daimi temsilcilik ve 1i de ticaret ofisi olmak üzere 221e çıkarken, Afrika ülkeleri başta olmak üzere pek çok ülkede temsilcilikler büyükelçilik seviyesine çıkarıldı. Türkiye dünya genelinde en çok temsilciği olan ülkeler sıralamasında 7inci sıraya yükseldi. Buna bağlı olarak Türkiyede bulunan yabancı temsilcilik sayısı 237e çıktı. İstanbul, 64 başkonsoloslukla New York an sonra en fazla sayıda başkonsolosluğa ev sahipliği yapan şehir oldu.

- Vicdani diplomasi

Irakın işgali ile başlayan ve Arap Baharı ile devam eden dönemde Türkiye in bölge ülke halklarına gösterdiği yardım ve buralardaki insani trajedilerin engellenmesine yönelik faaliyetler de dünya kamuoyu tarafından yakından takip edilen konular arasında yer aldı.

Türkiye in etnik, dini ve mezhebi ayrım gözetmeden herkese yardım etmesinin Erdemli Güç olmanın ve Vicdani diplomasi in gereği olduğunu sıklıkla dile getiren Davutoğlu un dışişleri bakanlığı dönemindeki dış yardımlarda da yoğun bir artış yaşandı.

Küresel İnsani Yardım Raporu a göre, Türkiye, 1 milyar doları aşan yardımıyla Acil İnsani Yardım sıralamasında dünya ölçeğinde ABD, Avrupa Birliği ve İngiltere in ardından 4üncü sıraya yükseldi.

Türkiye, son 3 yılda dünyada dış yardımlarını en çok artıran ülke olarak, Dünya Gıda Programı tarafından yükselen donör olarak nitelendirildi. BM tarafından 2016da ilk kez düzenlenecek Dünya İnsani Yardım Zirvesi e de ev sahipliği yapacak Türkiye in 2012deki toplam dış yardımı 3,4 milyar doları aştı.

- Uyanışın beyni

Son dönem Türk dış politikasının mimarı olarak görülen Davutoğlu un icraatları yurt dışında da ilgiyle izlendi.

Foreign Policy in 2010da yayımladığı Dünyanın En Etkili 100 Entellektüeli listesinde 7. sırada yer verilen Davutoğlu dan, Türkiye in küresel uyanışının arkasındaki beyin olarak bahsedildi. Time dergisi tarafından da 2012 in en etkin 100 insanı arasında gösterilen Davutoğlu, Türk dış politikasına katkısı sebebiyle Ürdündeki Kraliyet İslami Stratejik Çalışma Merkezi ve ABDdeki Georgetown Üniversitesi in ortak çalışmasıyla 2009dan bu yana yayımlanan Dünyanın En Etkili 500 Müslümanı listesinde de düzenli olarak yer aldı.

ABD eski Dışişleri Bakanlarından Hillary Clinton, anılarını anlattığı or Seçimler adlı kitapta Davutoğlu dan şöyle bahsetti:

Başbakan Erdoğan ile çoğu zaman yanında çevirmen olarak Ahmet Davutoğlu un olduğu ortamda saatlerce konuştuk. Davutoğlu akademisyenlik tarafı yüksek, sonradan diplomat ve politikacıya dönmüş biriydi. Türkiye in yeniden küresel önemini kazanması hakkındaki yazıları Erdoğanın düşünceleri ile uyuşmuştu. Davutoğlu, bulunduğu makama tutku ve bilgelik getirdi, yapıcı ve dostça bir çalışma ilişkisi geliştirdik ve çok defa gerginlik olmasına rağmen hiçbir zaman kopmadık.

-Yurt dışında yoğun diplomasi trafiği

Davutoğlu, 5 yıl 3 ay süren dışişleri bakanlığı döneminde alanda gösterdiği performansla da dikkat çekti.

Nisan 2014 e Japonyadaki Nükleer Yayılmanın Önlenmesi ve Silahsızlanma Girişimi in 8. Bakanlar Toplantısına katılmak üzere Ankaradan ayrılan Davutoğlu, oradan Meksika-Endonezya-Güney Kore-Türkiye-Avustralya Oluşumu un (MIKTA) Gayriresmi Dışişleri Bakanları Toplantısı a katılmak üzere Meksikaya geçmiş, Başkent Mexico Citydeki toplantının ardından Dominik Cumhuriyeti ve Haitide temaslarda bulunmuş ve ABD üzerinden Türkiyeye dönerek dünyanın etrafından tam bir tur atmıştı.

Dış politika, uluslararası ilişkiler, siyaset bilimi ve tarih konularında çok sayıda kitap ve makale kaleme alan Davutoğlu, İngilizce, Almanca ve Arapça biliyor.

Sare Davutoğlu ile evli olan Ahmet Davutoğlu un Sefure, Meymune, Mehmet, Hacer Bike adlarında dört çocuğu var.

          Ahmet Davutoğlu un eşi Sare Davutoğlu kimdir?  

Başbakanlık koltuğuna oturan Ahmet Davutoğlu un eşi Sare Davutoğlu kimdir?

  Kadın doğum uzmanı olan Sare Davutoğlu eşiyle 30 yıl önce Ahmet Davutoğlu yüksek lisans yaparken evlendi. O dönem Sare Davutoğlu da tıp fakültesindeki eğitimini sürdürmekteydi. Davutoğlu un Sefure, Meymune, Hacer Bike ve Mehmet adında dört çocuğu var. En büyük kızı Sefure, Yıldız Holdingin kurucusu Sabri Ülkerin 3. torunu Ahmet Özokur ile ortanca kızı Meymune ise İstanbul Ticaret Odası Başkan Yardımcısı Dursun Topçu un oğlu Talha Topçu ile evli. Sare Davutoğlu aynı zamanda Başbakan Erdoğan ı kızkardeşi Vesile İldenin de yakın dostu.       Eşinin bakan olması sonrası bir çok yardım ve sosyal destek kampanyasında yer alan Sare Davutoğlu, kürtaj karşıtı platformlarda da yer aldı. Başbakan Erdoğanın kızı Esra Albayrakın da doktoru olan Sare Davutoğlu halen İstanbulda özel muayenehanesinde doktorluk hizmeti vermeye devam ediyor.    Ahmet Davutoğlu Belgeseli      EVİN BAKANI SARE HANIM, BEN BAKILANIYIM!   Ahmet Davutoğlu ise eşi Sare Hanımdan şu sözlerle bahsediyor:   Evin her türlü bakanı Sare Hanımdır. Ben evin sadece bakılanıyım.   AHMET BEY NE YAPARSA DOĞRU YAPAR!      Son dönemde eşinin yurtdışı gezilerinde yanında bulunan Sare Davutoğlu, yıllar önce eşinin yükselen kariyeriyle ilgili şu yorumları yapmıştı:   Ben şuna inanıyordum: Ahmet Bey ne yaparsa doğru yapar. Bugün de bu düşüncem değişmedi. Ahmet Bey nasıl benim seçimlerimin getirdiği zorluklara katlandıysa ve katlanıyorsa ben de onun seçimlerinin getirdiği zorluklara katlanıyorum. Hatta kendisini teşvik ediyorum. İçinde bulunduğumuz durum, bu dönemin gereğidir, diye düşünüyorum. Öğretim üyesiyken de, başdanışmanken de, şimdi de ülkemiz için, insanlık için, bizim için ve çocuklarımız için yararlı şeyler yapıyor.   SARE DAVUTOĞLUNUN EN ZOR GÜNLERİ   Sare Davutoğlu un bir eş ve anne olarak yaşadığı en zor dönem, 1988 yılında Ahmet Davutoğlu un doktora tezi için Mısır ve Ürdüne gittiği dönemler olmuş.  İkinci kızının dünyaya gelmesinden 3.5 ay sonra yaşanan ayrılığı Sare Davutoğlu şöyle anlatıyor:   En zor dönem oydu aslında bizim için. Henüz yolun başındaydık. Ben mecburi hizmetimi yapıyordum. İki küçük kızımız vardı ve babalarına ihtiyaç duyuyorlardı. Büyük kızımız her akşam iki saat: ‘Anne! Babam neden gitti? diye sorardı. O zaman, şimdiki gibi telefon ve internet imkanı yoktu. Haftada ya da 15 günde bir konuşurduk. Kızımız Sefure, her geçen uçağı gördüğünde ‘Babam bu uçakla geliyor, derdi.   NEDEN GÖZÖNÜNDE DEĞİL?     Ankarada göz önünde bulunmayan, İstanbulda ise gözlerden uzak bir hayat süren Sare Davutoğlu İstanbul-Ankara hattındaki yaşamıyla ilgili de geçmişte şunları söylemişti:   Burası (Ankara) konforlu gibi görünüyor olabilir ama burada kendinizin yönetemediği süreçlerin içerisinde bulunmak zorundasınız. Bir de her ne kadar istemeseniz de tanınır hale geliyorsunuz. Ahmet Bey nasıl İstanbuldaki evimizi sığınak olarak görüyorsa ben de İstanbula gidince kendimi rahat ve özgür hissediyorum. Bildiğim ve hakim olabildiğim bir ortamda bulunduğumu düşünüyorum.   AHMET DAVUTOĞLUNUN EN ÇOK SEVDİĞİ ŞEY!    Sare Davutoğlu aile yaşamı ve eşi hakkında da şunları anlatmıştı:   Arabayla seyahate çıkmayı çok severiz. Arabayı Ahmet Bey kendisi kullanır. Çocuklarla beraber şarkılar söyleriz.   Ahmet Beyin evde yapmaktan hoşlandığı tek iş kitap kolisi açıp onları yerleştirmektir. Müthiş bir zevk alır ve yıllar sonra bile o kitabının yerini değiştirdiğimizde fark eder. ‘Benim çocukların yerlerini değiştirmişsiniz der. Bir tek peynirli yumurta yapar ama onu da çok iyi yapar.   BİR KEZ ÖFKELİ GÖRDÜM   Evliği boyunca eşi Ahmet Davutoğlu u bir kez öfkeli gördüğünü söyleyen Sare Davutoğlu O da İsrailin Mavi Marmara saldırısından sonra BMde konuşma yaparken dedi.   Ahmet Beyi tanıyan herkes çok sever. Kimsede durmayan çocuklar bile onda durur. Öyle pozitif bir enerjisi vardır, sağ olsun.   Çok önem verdiğiniz, değer verdiğiniz, ülkemiz için yapmak istediğiniz bazı şeyler bazılarının hoşuna gitmeyebilir. Ama Ahmet Bey öyle bir insandır ki sivrisinek falan görünce ‘Sare Hanım, gel öldür, der. Ötesini söylemeyeceğim.

E-Posta ile Yolla
Sayfayı Yazdır
Sosyal Paylaşım
Google
Blogger
Tumbir
Foother
SOSYAL MEDYA
Facebook Twitter RSS Sitemap
"Fatih Aktüel | https://www.fatihaktuel.com/"   Tum Hakları Saklıdır. © 2023 - 2024