Emirhan BAYDUR
Merhaba değerli okurlar,
Yeni bir yazı ile daha sizinle birlikteyiz. Bugünkü yazımda Afrin Operasyonu ve bunun yansımalarını ele alacağım.
Ülkemize PKK taşeronluğu ile vurulmak istenen pranga önce Fırat Kalkanı harekatıyla akamete uğratılmış, şimdi de bu prangadan kurtulmak için ilk adım olan Zeytin Dalı Operasyonu başlatılmıştır. Bu operasyonu Anadolunun ve ülkemizin güvenliği ve korunması için yapılacak/yapılması gereken operasyon dizisinin ilk serisidir. Tarihin en karmaşık ve en kural tanımaz savaşının yaşandığı Suriyede kurulmak istenen bir PKK uydu devleti hem ülkemizin Orta Doğu ile bağlantısını kesecek hem de ülkemizin zayıf bir anda yakalanması durumumda hemen işgali başlatacaktır. 15 Temmuz gecesi sınırımıza kadar gelip, ihanet girişiminin bastırılmasıyla tekrar geri dönen PKK ve DAEŞ militanlarını unutmayalım. Bu alçakların amacı darbe gecesi oluşacak boşluktan veya olası iç savaştan yararlanıp ülkemizi işgal etmekti. Bunu gören emperyalist kan emici ABDde Türkiyede DAEŞ var bahanesiyle kuklalarını Türkiye üzerine salıp bir işgal girişiminde bulunacaktı.
TSK ve ÖSO unsurlarının Afrinde ortaya çıkardığı tüneller ve tahkimatlara baktığımızda bu kadar hazırlığın savunma için değil de saldırı için yapılmış olduğunu anlayabiliriz. Yine ABD başta olmak üzere yabancı istihbarat servislerinin eğittiği teröristler tuzaklama ve patlayıcı konusunda uzmanlaşmışlardır. Şuan mücadele dağlarda ve ormanlarda sürmektedir. Fakat yakın zamanda ilk meskun mahaller olan Racu ve Cinderes düşecektir. İşte bu evreden sonra şartlar daha da çetinleşecek ve terör örgütü her türlü alçaklığa başvuracaktır. Sivillerin, kadın ve çocukların arkasına saklanmak bu alçakların yaptığı en iyi şeydir. İşte burada güvenlik güçlerimiz çok dikkatli olmalı ve terör örgütünün kara propagandasına sebep olacak şeylere mahal vermemelidir. Tabi ki, sivil kayıplar olacaktır; fakat önemli olan bunu en aza indirmektir.
Ve iddia ediyorum; devletimiz ve güvenlik güçlerimiz bu tip operasyonlar konusunda bana göre dünyanın en tecrübeli ordusudur. Bir ordu ve polis teşkilatı düşünün ki, yıllardır PKK ile sürekli dağda savaşmış fakat meskun mahalde hiç karşı karşıya gelmemiş. Cumhuriyet tarihinde bu denli yoğun bir meskul mahal operasyonu yapmamış. Ve bunlara ek olarak polis ve ordu içerisinde vatan haini FETÖ mensupları cirit atıyorken 6 ay gibi bir sürede Doğu ve Güneydoğu Anadoluda kazılan bütün hendekleri ve ülke üzerinde oynanan oyunları bertaraf etmeyi başarmış. İşte ordumuz, JÖH, PÖH, METİ timlerimiz ve Özel Kuvvetlerimiz bu meskun mahal operasyonlarında tecrübesi ile çok iyi işler çıkaracaktır. Üstelik bunları yaparken coğrafyayı iyi bilen ÖSOdan da destek alacaklarını unutmayalım. Afrin operasyonu bittikten sonra sıra Suriyenin kuzeyindeki diğer terör koridorlarına gelecektir. Bana göre ülkemiz Afrin Operasyonu ile 2-3 yıl sürecek ve Suriyenin kuzeyini içine alacak bir beka mücadelesi başlatmıştır. Bu ülkenin vatansever yurttaşları olarak bize düşen bu süreçte ordumuza ve devletimize destek olmaktır.
CHP içerisindeki büyük bir grubun başını çektiği ve Kemal Kılıçdaroğlunun da bulunduğu kişiler Zeytin Dalı operasyonu için terör örgütü PKK ile aynı dili konuşmakta ve onun değirmenine su taşımaktadır. Görevde olduğu süre boyunca bir kez bile yerli ve milli olamayan (ipleri başkasının elinde olunca böyle oluyor) Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP içerisindeki terör sevici ve destekçisi kanat halkın tepkisinden çekindiği için Afrin Operasyonuna direk olarak karşı çıkamadığından ÖSO ve diğer iftiralar üzerinden operasyonu karalayıp akamete uğratmaya çalışyor. Operasyon bölgesindeki askerlerimize katil diyen Tabipler Odası gibi ihanet örgütlerine destek çıkıyor. Dün de, Ankarada HDP Kongresinde Yaşasın Afrin Direnişi diye sloganlar atılırken CHP Genel Başkan yardımcısı hiç istifini bozmuyor.
Bunlar kendilerine söylendiğinde de hemen iktidarın zamanında Haburda yaptıklarını öne sürüyorlar ve bu şekilde kendilerini savunduklarını düşünüyorlar. Evet, Habur çok büyük bir hataydı fakat iktidar bu yanlışından geri döndü (Terör Örgütünün de devletin verdiği bu şansı kullanmak yerine ABD/İsrail ve AB ile iş tutup masayı devirmesi de bunda etkili oldu.)
Ve yine bu iktidar Haburdan Kızılelmaya geldi ise ve hatasını düzeltip terör örgütüne Cumhuriyet tarihinde vurulmayan darbeleri vuruyor ise sevelim veya sevmeyelim iktidara bu konuda sonuna kadar destek olmalıyız. İşte Devlet Bahçeli ve Erdoğanın milli ittifakı kurmasındaki temel sebep de budur. Ülkemiz bir varoluş mücadelesindedir ve CHP, HDP, FETÖ, DHKPC gibi ülkemizi ateşe atacak en hafif tabiriyle ihanet ittifakın karşısında yerli ve milli ittifakın kurulması çok değerlidir.
CHP nin ihanetlerini yazmak başlı başına bir konu o yüzden başka bir yazımda bu konuya daha detaylı değineceğim. Ama şu kesindir ki, CHP ve yönetimi bu ülke için bir ulusal güvenlik tehdidi haline gelmiştir.
