Fatih haber,Haber fatih,Fatih Yaşam,Fatih aktuel ,Haber

Fatih Aktüel

Video Galeri
Foto Galeri
Web Mobil
Bu haber 2851 kez okundu. | Saglik Haberleri
Haberin Tarihi :   28 Temmuz 2016 - 15:20

Hepatit her zaman belirti vermez!

Büyüt
Küçült
Hepatit her zaman belirti

Türk Gastroenteroloji Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Birol Özer, 28 Temmuz Dünya Hepatit Farkındalık Günü dolayısıyla bir açıklama yaptı.

Özer, gıdaların metabolizma, depolanma, detoksifikasyon ve protein üretimi başta olmak üzere 500den fazla vücut fonksiyonundan karaciğerin, vücuttaki pek çok diğer organdan farklı olarak kendisini yenileyebildiğini anlattı. Hepatitin karaciğerin iltihabı olduğuna değinen Prof. Dr. Özer, karaciğer hasarının derecesini belirleyebilmek için karaciğer biyopsisi yapıldığını, biyopsi işleminin yararı düşünüldüğünde risklerinin çok az olduğunu belirtti.

Prof. Dr. Özer, dünya üzerinde kronik HBV enfeksiyonu taşıyan insanların sayısı 350 milyon iken 2 milyar kişinin hayatının bir döneminde virüse maruz kaldığını kaydederek şu bilgileri verdi:

Ülkemizde kanında hepatit B virüsünü taşıyanların oranı yaklaşık yüzde 4 civarındadır. HBV ayrıca son derece bulaşıcıdır, HIV virüsünden 100 kat daha fazla bulaşıcıdır. HBV insandan insana enfekte kan ya da vücut sıvılarına temasla bulaşır. En yaygın bulaşma şekli coğrafi bölgelere göre farklılık gösterir. Batı Avrupada enfeksiyonların büyük bölümü enfekte kişiyle cinsel temas ya da iğne ve enjektör paylaşımı yoluyla bulaşır. Ancak, Asya ve Ortadoğuda HBV en yaygın olarak anneden çocuğa ya da çocuktan çocuğa geçer. Diğer yaygın bulaşma yolları ise enfekte bireylerle diş fırçası, tıraş bıçağı gibi kişisel eşyaların ortaklaşa kullanılması ve dövme ve piercing için sterilize edilmemiş alet kullanımıdır. Enfekte anneler virüsü doğum sırasında bebeklerine geçirebilir. Ayrıca kazara batan iğneler yoluyla enfekte kana maruz kalabilecek sağlık personeli de risk altındadır.

SİROZ ORTAYA ÇIKABİLİR

Hepatit B ile enfekte çoğu bireyin herhangi bir belirti veya semptom göstermediğini ancak siroz ve karaciğer kanseri açısından çok daha büyük risk taşıdığına işaret eden Prof. Dr. Özer, hastalığın yenidoğan döneminde enfekte olan bireylerin yaklaşık yüzde 90ında, çocukluk döneminde enfekte olanların yüzde 20, erişkin dönemde enfekte olanların yüzde 5inde kronik (müzmin) hale geldiğine dikkat çekti.


Prof. Dr. Özer, Hepatit B virüsü açısından inaktif taşıyıcı olarak adlandırılan bireylerde virüsün çoğalma hızının oldukça düşük ve karaciğer testlerinin normal oluğunu ifade ederek bu gruptaki hastaların tedavisiz izlendiğini kaydetti.

Enfekte kişilerin yüzde 15-25inde virüsün çoğalma hızının yüksek olduğunu ve HBV kaynaklı karaciğer hastalığının geliştiğini anlatan Prof. Dr. Özer, virüs yüküne bağlı olmakla birlikte genç yaşta enfekte olanlarda 15-20 yılda, ileri yaşta enfekte olanlarda 7-8 yıl içinde, normal karaciğer dokusunun yerini ölü skar dokusunun alması demek olan sirozun ortaya çıktığına işaret etti.

HASTALIĞI TEŞHİS EDİLMEMİŞ MİLYONLARCA HBVLİ İNSAN VAR


Prof. Dr. Özer, HBVnin tüm dünyada kronik karaciğer hastalıklarının ve karaciğere bağlı ölümlerin baş sebebi olduğunun altını çizerek, Hepatit B tedavisine ilişkin şunları sıraladı: Kronik HBVyi vücuttan tamamen yok edecek bir tedavi seçeneği günümüzde yoktur ancak daha ağır ve hayati tehdit oluşturan komplikasyonların gelişmesini önlemeye yardım eden iki tip tedavi bulunmaktadır. İnterferon tedavisi antiviral ve bağışıklık sisteminin enfeksiyona yanıtını güçlendirmek yoluyla etki gösterir ve iğne şeklinde uygulanır. Direkt etkili antiviral tedavi ise virüsün kendini kopyalarken kullandığı sürece doğrudan müdahale ederek böylece kandaki virüs miktarını azaltmak suretiyle etkili olur ve tablet şeklinde kullanılır. Tedavi, kandaki virüs miktarının azaltılmasını, bu miktarın zaman içerisinde mümkün olan en düşük seviyede tutulmasını hedefler. Tedavinin sonlandırılması ise HBsAgye karşı antikorun (Anti-HBs) oluşması ile gerçekleşir.

Aşılamanın HBVye karşı başlıca korunma yöntemi olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Özer, Aşı sadece daha önce virüse maruz kalmamış bireylerde etkindir. Aşının birer ay ara ile 3 doz uygulanması genellikle yeterli olmaktadır. HBV riski taşıyan kişilerin, teşhis için basit kan testleri hakkında hekimlerine danışmaları gereklidir. Yaratabileceği ciddi sağlık sorunları açısından olduğu gibi enfekte kişi belirti göstermediği halde hastalığı başkalarına bulaştırabileceği için de HBV enfeksiyonunun tespiti kritik önemdedir. Semptom görülmemesi nedeniyle hastalığı teşhis edilmemiş milyonlarca HBVli insan vardır. HBVnin yayılmasını önlemek için risk faktörlerini anlamak ve virüse maruz kalmaya yol açabilecek durumlardan kaçınmak gerekir dedi.





E-Posta ile Yolla
Sayfayı Yazdır
Sosyal Paylaşım
Google
Blogger
Tumbir
Etiketler :
İsim Soyisim :
E-Mail :
UYARI : Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.
Uyarı
Güvenlik kodu :
Bu habere ilk yorumu siz yapın.
DİĞER HABERLER
Foother
SOSYAL MEDYA
Facebook Twitter RSS Sitemap
"Fatih Aktüel | https://www.fatihaktuel.com/"   Tum Hakları Saklıdır. © 2023 - 2024