Kalp krizinin erkeklerde daha yüksek oranda görüldüğüne dikkat çeken Atalay, Dünya Sağlık Örgütüne göre de risk faktörünün 40lı yaşlar olduğunu söyledi. Atalay, risk faktörleri konusunda şu bilgileri verdi:

Yaş, genetik yapımız ve cinsiyet faktörlerini değiştirmemiz mümkün değildir. Bunların yanında kalp krizinin erkeklerde daha yüksek oranda görünmesi de bizim tarafımızdan değiştirilemeyecek faktörlerdir. Önüne geçilebilen faktörler ise, obezite, beslenme, kolesterol dikkat etmek, sigara, alkol, gece hayatı gibi zararlı alışkanlıklardan uzak durmak gerekiyor. Risk faktörlerine dikkat ettiğimizde tamamen kalp hastalığını hayatımızdan çıkarmıyoruz ama kalp hastalığını hayatımızın sonuna doğru daha da erteliyoruz. 40lı yaşlarda karşılaşacağımız sorunlarla 60lı 70li yaşlarda karşılaşıyoruz. Hayatımızı 60-70 yaşlarında sonlandıracağımıza, 80li 90lı yaşlara kadar uzatıyoruz.

STRESTEN UZAK DURUN

Düzenli hayat şartlarının kalp krizi riskini azalttığını vurgulayan Atalay şöyle devam etti:

Fazla ve az uyumak sıkıntı yaratabilir. Aşırı stresli ve metabolizmanızın çok hızlandığı panik havasıyla daha az uyuyarak, endişeyle geçirdiğiniz dönem stresin tavan yaptığı dönemdir. Bu vücuttaki adrenalin hormonlarını artıran ve stres ile beraber kalp krizini ve diğer damar rahatsızlıklarının ortaya çıkmasına sebep olan durumdur. Eğer kişi depresyona sürükleniyorsa, o zaman da daha çok vurdumduymaz olarak ve mutluluk hormonlarının salgılanmasını azaltarak dengeyi bozan bir nokta yaratıyor.

DHA