Fatih haber,Haber fatih,Fatih YaÅŸam,Fatih aktuel ,Haber
Fatih Aktüel
28.04.2024
Ä°stanbul /

BİR ŞEYH VE İLGİNÇ BİR ANEKDOT
BİR ŞEYH VE İLGİNÇ BİR ANEKDOT

 

 

 

DeÄŸerli okuyucu, bu yazımızda bir ÅŸeyhten bahsetmek istiyorum; ÅŸeyh gibi bir Åžeyh’ten. O, Dağıstan’ın Gimri köyünde dünyaya gelmiÅŸti. Ä°lk eÄŸitim ve öÄŸrenimini dayısından almış ve daha sonra da müstakbel kayınpederi NakÅŸibendî ÅŸeyhi Cemâleddin Gazi-KumukÄ«’den dinî ilimleri tahsil etmiÅŸti.  Yirmili yaÅŸlarına geldiÄŸinde dinî ve dünyevi ilimlerde önemli bir kariyer sahibi olmuÅŸtu.

   XVIII. yüzyılın sonlarında Kuzey Kafkasya Müslümanlarının, Ruslar’a karşı baÅŸlattıkları, gazavât adı verilen bir direniÅŸ hareketi vardı. 1829’da bu direniÅŸ hareketinin liderliÄŸine arkadaşı Molla Muhammed seçilince o da, arkadaşının en önemli yardımcısı olmuÅŸtu. 1834 yılında da, Avar uleması ve ileri gelenleri, onu, direniÅŸ hareketinin lideri yapmıştı.

   Aslında bu Åžeyh, 1830 yılından 1859 yılına kadar beraberindeki gazileriyle birlikte hep savaÅŸ meydanlarındaydı, saldırgan Rus ordularıyla vuruÅŸtu. Müslüman Kafkasya’yı iÅŸgal eden, köy ve ÅŸehirlerini yakan, yıkan Rus ordularına karşı, ülkesini savundu. Onlar yaktı, yıktı, öldürdü. O da gazileriyle birlikte vatanını savundu, iÅŸgal edilen bölgeleri tekrar aldı ve imar etti.

    O, kendisiyle baÅŸ edilemeyeceÄŸini anlayan Rus çarının, görüÅŸme talebini reddetmiÅŸ ve Kafkasya’da Rus hâkimiyetini kesinlikle tanımayacağını haykırmış, diÄŸer yandan da Rus hükümetlerinin, Dağıstan ve Çeçenistan’daki Müslümanlar arasına saçtığı çeÅŸitli bölücü, fitne ve fesat hareketlerini imha ederek, birlik ve beraberliÄŸi saÄŸlamıştı.

      Aman Allah’ım

    Yıl, 1839. Haziran ayı baÅŸlarıydı. 30.000 kiÅŸilik bir Rus ordusu, Åžeyh’i yok etmek için sefere çıktı. Åžeyh de, Ruslar’ı durduramayıp Ahulgoh’a çekildi.  Rus komutan, 13.000 kiÅŸilik kuvvetle Ahulgoh’u kuÅŸattı. Koca Åžeyh ise, 1000 kadarı savaÅŸçı, geri kalanı kadın, çocuk ve yaÅŸlı 4000 kiÅŸiyle Ahulgoh’u savunmaya çalıştı, ama sonunda ateÅŸkes istemek zorunda kaldı.   Rus komutan ise, bu teklifi kabul etmek için Åžeyh’in, rehine olarak oÄŸlunu göndermesini, ÅŸehrin kayıtsız ÅŸartsız teslimini, bütün silâhların da Ruslar’ın emrine verilmesini istedi. Ama Åžeyh, dört gün süren müzakerelerde ileri sürülen ÅŸartları kabul etmedi ve 80 gün süren bir direniÅŸ hareketinin sonunda Ruslara büyük kayıplar verdirdi, sonra da, yedi müridiyle birlikte ÅŸehri terk etti.

         Destekçiler için 45.000 ruble RüÅŸvet

   Yıl,1841. Åžeyh, bu yılın ilk yarısını Ruslar’a karşı düzenleyeceÄŸi saldırılar için Çeçenistan ve Dağıstan’da hazırlık yapmakla geçirdi. Öyle bir hazırlık yaptı ki çeÅŸitli yerlerde organize olan nâibleri ile birlikte yaptığı saldırılara Ruslar, karşılık veremedi. Åžeyhin Ordusu, o günkü ÅŸartlarda günde 70 km. mesafe kat ediyor ve iÅŸgal edilen ÅŸehirleri teslim alıyordu.

       Rus Çarı, Åžeyh’e destek verenlerin tespit edilmesini ve onların kazanılması için 45.000 ruble gönderdi. Bu paranın, ÅŸeyhin kayınpederi dâhil bazı destekçilere rüÅŸvet olarak verilmesini emretti. Ama nafile. 1842 yılına girerken Åžeyh ve Müslümanlar, Çeçenistan ve Dağıstan’ın tek hâkimi olmuÅŸlardı.

            Bu Åžeyh, Mükemmel Bir SavaÅŸ Taktikçisiydi

     Ruslar, 4000 asker ve on topla Andi Geçidi’ni aÅŸmış ve Åžeyhin idarî merkezi Dargiye’ye girmiÅŸti. Ruslar’ın büyük gücü karşısında savunma veya meydan savaşı yapmanın uygun olmayacağını düÅŸünen Åžeyh, Dargiye’yi fazla direnmeden terk edip Çeçenistan’a çekildi ve âni baskın hareketlerine yöneldi. Åžehri tahrip ve talan edip geri dönen Rus ordusuna bu dönüÅŸ, çok pahalıya mal oldu; üç general, 195 subay ve 3000’den fazla askerini, Müslüman mücahitlere kurban verdiler.

   Bu yiÄŸit Åžeyh,1846 yılından 1853 yılına kadar 14 bin cengâveriyle baÅŸlattığı sürekli mücadelelerle Kafkasya’ya sükûnet getirdi, halkına da rahat bir nefes aldırdı.

 Åžeyh, bir yandan halkını Rus saldırılarına karşı koruyor, bir yandan da Güney Kafkasya’da baÅŸlama ihtimali olan Osmanlı-Rus savaşına karşı Rusların bölgede askerî yığınak yapmasını önlüyordu. Bu düÅŸünce ve faaliyetlerini de Osmanlı PadiÅŸahı Abdülmecid’e bir mektupla bildiriyordu ve gün geldi Åžeyh, Kırım savaşında askerleriyle birlikte büyük mücadele verdi.

       Saldırıların Sonu Gelmiyordu

     1856 yılından sonra, Ruslar, ayrı ayrı komutanları olan beÅŸ ordu ile Kafkas ülkesine, ÅŸehirlerine saldırdılar. 1859’da Åžeyhin ikamet ettiÄŸi Dargiye’yi kuÅŸattılar. Åžeyh, ailesi ve 400 taraftarıyla birlikte bir baÅŸka ÅŸehre çekildi. Ama Ruslar, 79 bin askeri kuvvetle Gunib ÅŸehrini de kuÅŸattı. Cengâver Åžeyh, önce vuruÅŸarak ölmeyi düÅŸündü, ama sonunda iki oÄŸlu ile birlikte teslim olmaya karar verdi. Takvimler 6 Eylül 1859’u gösteriyordu.

  Teslim olan bu kahraman, Saint Petersburg’a, ardından Kaluga’ya götürüldü ve orada Çar Aleksandr ile görüÅŸtürüldü. Rus çarı, onun yiÄŸitliÄŸini takdir edercesine kucakladı ve saygıyla karşıladı. Ve 1869 yılında ailesiyle birlikte Ä°stanbul’a geldi, PadiÅŸahla, hükümet erkânıyla görüÅŸmeler yaptı.

       Ä°lginç Bir Anekdot: Åžeyhimmm! Dön de

     Rivayet olunur ki, koca Åžeyh, atının üstünde Rus komutana doÄŸru yürürken, onun bu son kararına muhalif olan bir mürit, ÅŸeyhine seslenir: “Åžeyhimmm! Dur da bir yüzünü göreyim.” der. Åžeyh, durur, ama dönmez ve bir süre sonra yürümeye devam eder. Mürit, ikinci defa aynı çaÄŸrıyı yapar: “ Åžeyhim! Dur ve dön de bir yüzünü göreyim.” Åžeyhimiz yine durur ve sonra yürür ama dönmez. Mürit, aynı çaÄŸrıyı üçüncü defa yapar, Åžeyh de aynı hareketi tekrar ederek yoluna devam eder.

    Gün gelir, sorarlar Åžeyh’e. “Müridin çaÄŸrısına cevap verdiniz, ama dönmediniz. Hikmeti nedir Åžeyhim?” derler. Åžeyh, ilginç bir cevap verir:

“Bizim inancımızda arkadan vurmak yoktur. EÄŸer dönmüÅŸ olsaydım beni göÄŸsümden vururdu…” Åžeyh, ta o tarihlerde bizim ve bizden olmayanların karakterini ortaya koyuyordu; biz, ne söyleyeceksek insanın yüzüne söyleriz; arkasından deÄŸil. SavaÅŸlarda öldüreceksek bile, yiÄŸitçe öldürürüz; eziyet çektirerek, kafasını, kulağını, kolunu bacağını keserek deÄŸil. “Davran bre kâfir.”  sözüyle saldırının, karşıdan gelmesini bekleriz. Söz veriyorsak, sözümüzün eri oluruz, kalleÅŸlik, ikiyüzlülük yapmayız.

         Velhasıl Kimdi Bu Åžeyh

      Tarih sayfaları, ondan Åžeyh Åžamil diye bahsediyor. O, NakÅŸibendi Tarikatına mensup bir mürit olarak tasavvuf yolunun yolcusu oldu. Ve gün geldi, MÜRÄ°DÄ°ZM adı verilen bir ekolün Åžeyhi oldu. Bu topluluk, XVIII. yüzyıl sonlarında Kuzey Kafkasya Müslümanlarının, Ruslara karşı baÅŸlattıkları tasavvufî kökenli siyasî bir topluluktu.

    Ve bir gün Åžeyhimiz, Sultan Abdülaziz’e bir veda ziyaretinde bulundu. Zira Åžeyh, bunca mücadeleden sonra, hacca gitmeye karar vermiÅŸti. Günlerce yolculuktan sonra Mekke ve Medine’ye vasıl olup hac ibadetini eda etti. Ama Åžeyhimize tekrar Ä°stanbul’a dönmek nasip olmadı, can emanetini Medine’de C. Hakk’a teslim etti. Cenaze namazı kılınıp, Cennetü’l-bakÄ« mezarlığına defnedildi.  O güneÅŸ batarken takvimler, 1871 yılını gösteriyordu.

   C.Hak, onu rahmetiyle kucaklasın, mekânı cennet olsun.



Ä°sim Soyisim :
E-Mail :

Bu habere ilk yorumu siz yapın.