Fatih haber,Haber fatih,Fatih Yaşam,Fatih aktuel ,Haber
HÜSEYİN DEMİR
2023 Cumhurbaşkanlığı seçimlerine hızla yaklaşıyoruz. 6’lı ittifak da ise tartışmalar, oyalamalar sürüyor. 6 kez toplanan ittifak, bugüne kadar ne bir aday ne de bir strateji belirlediklerini açıklamadılar.
Son günlerde ise, Geçmişte ERDOĞAN-ın inisiyatifi ile cumhurbaşkanı olan Abdullah Gül yeniden ortaya çıktı.
Abdullah Gül, ü Erdoğan’ın karşısına aday olarak çıkarmak için. Ali Babacan, Ahmet Davutoğlu’, Temel Karamollaoğlu da en az Abdullah Gül kadar oldukça istekli.
2018 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, Abdullah Gül’ün çatı aday olarak seçime girmesini. Kemal Kılıçdaroğlu’nun, sıcak baktığı, hatta kabul ettiği belirtiliyordu. Ancak İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Abdullah Gül’ün adaylığını veto etmişti.
2023 seçiminde Cumhurbaşkanı adayı ve Millet İttifakı’nın geleceği hakkında Kılıçdaroğlu’na vize vermediklerini ima eden Akşener. Aday tanımlamasında Kılıçdaroğlu ismini anmaması. "Hâlâ tek adaylığa gidilmeli gerektiğini düşünüyorum demesi. Kazanacak bir aday, Parlamenter sisteme geçilmesi gerektiğini vurgulayacak bir aday. Devlet tecrübesi olan bir adayımız olacak. Millet İttifakı’nın adayı olacak" şeklinde konuşması, Akşener,e özellikle Kılıçdaroğlu ile alakalı soru gelince de kaçamak cevap verilmesi de gösteriyor ki 6 lı masanın gizli adayı Güldür denilmektedir.
Gül kendisinin tanındığını, adaylığının şimdiden açıklanması yıpranmasına sebep olacağını düşünerek adaylığının erken açıklanmamasını istediği için, altılı masa aday açıklamasını son ana kadar Gülün oyalama taktiği ile sürpriz olarak seçime girme hazırlığında olunulduğu söylenilmektedir.
Gül ağır ve emin adımlarla hedefine ulaşmak isterken, her konuşmasında ve çıkışışlarında da mesajını iletmektedir. Gül, kendisini desteleyen gazeteye Konuşmasında "Din, siyasetin dışında olmalı" diyor.
Belli ki bu içeride veya dışarıda onu aday yaptıracak güçteki birilerine mesaj olarak görüldüğü söylenildi.
Zira Gül, Türkiye’nin yakın tarihinde dini referanslarla siyaset yapan sembol isimlerdendir.
Ortada gizli saklı bir durum da yok.
O Milli Görüş’ün liderliğini almak için Erbakan’la da yarışmıştı.
Muhalefetin 2008 Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi Gül’ün adaylığına "Laikliğe tehdit bir siyasi görüntü" olduğunu söyleyerek karşı çıktığını, Cumhuriyet Mitingleri düzenlediğini de hepimiz hatırlıyoruz.
Görülen o ki, Gül zamanla değişmiş, radikal görüşleri makulleşmiş, İngiltere’ye gide gele, liyakat nişanları ala ala farklı bir dil konuşmaya başlamasını daha ani bir şoka bağlıyorum.
Ve işi hiç kolay değil...
Cumhurbaşkanı adayı olmak için çırpındığı Millet İttifakı’nın CHP’li seçmenine şirinlikler yapayım derken, her kalıba girecek kadar akışkan olduğunu, arkasından sürükleme iddiasında olduğu eski tabanının gözüne sokuyor.
Üstelik alt etmek zorunda olduğu rakipleri de en az kendisi kadar esnek...
Zira Gülü tanıdıkça hiç tanımadığımızı anlıyoruz, rengini anlamakta güçlük çekiyoruz.
Abdullah Gül’ün 6 lı masaya övgüye doyamadığı röportajı açık bir adaylık beklentisi içinde olduğunu ve dahi kabul gördüğünü gösteriyor. 6’lı masanın "adayımız Abdullah Gül " denmesinin zamanını da kendisi belirlemiş durumda gibi gözüküyor. Şüphesiz. Ve dahi bu halkın da ona, altın tepside cumhurbaşkanlığı makamını sunmayacaktır, bu açıklamalarıyla en fazla AK Parti’yi biraz yaralayıp muhalefetin önünü açacak ki, bu ihtimal de kalmadı.
Selam ve dua ile. 13/09/2023