Fatih haber,Haber fatih,Fatih Yaşam,Fatih aktuel ,Haber
Değerli okuyucu, bu sorunun iki şekilde cevabı verilmiş. Bu yazımızda kısaca birinci cevap üzerinde duralım isterim.
“İnsan” kelimesi, dil açısından “göz bebeği” anlamına geldiği gibi “alışmak, uyum sağlamak” anlamına gelen “üns” kavramından türetildiği söylenir bu kelimenin. Ünsiyet, yani güzel iletişim kuran, barışık olan varlık demektir insan.
Kiminle, ne ile güzel iletişim kurmalı? Sorusuna da, “üç şeyle” cevabı verilmiş.
Evet, mademki bu ismi almış; kendisini yaratanla, kendisiyle ve çevresiyle barışık olup güzel iletişimler kurmalıymış insan denen bu varlık.
Malumu i’lâm cümlesi olarak derim ki: “İlk barışık olmamız, sıcak iletişim halinde olmamız gereken Yüce Rabbimizdir. En güzel ve bize en yakın dost, O olmalıdır. Kitabımızda bu konuda birçok ayet vardır:
“İyi biliniz ki Allah dostlarına hiçbir korku yoktur ve onlar üzülmeyecektir de.
Onlar iman etmişler ve Allah’a karşı gelmekten sakınmışlardır.
Onlara dünya hayatında da, ahiret hayatında da müjdeler vardır. Asıl büyük kurtuluş işte budur” (Yunus, 10/ 62-64)
O’nunla dost ve barışık olmak için de, Günlük hayatımızda mutlaka ibadet olsun” der kitabımız ve uzmanlar, .
“Haberiniz olsun ki, kalpler ancak ve ancak Allah’ı anmakla mutmain olur” (13/28) diyor yüce Kur’an. Öyleyse insan olmanın gereği olarak sık sık O’nu hatırlamak ve O’na dua etmek gerekiyor.
O’ndan Mutluluk dilemek, özgür irademizle kendimizi güzelliklere yönlendirirken O’nun yardımını dilemeyi hiçbir zaman ihmal etmemek ve dualarımız arasında, Hz. Musa’nın diliyle şu duanın da bulunması gerekiyor:
“ Rabbim, benim göğsümü aç, İşimi kolaylaştır,
Dilimden düğümü çöz ki (insanlar) söyleyeceklerimi kavrasınlar…. (Tâhâ ,20/25-28)
İşlerimizi huzur içinde yapabilmek, gönül ferahlığına kavuşabilmek, meramımızı güzel bir dille, yanlış anlamalara yol açmadan insanlara anlatabilmek ne güzel şey, ne denli mutluluk verici bir olaydır. Bunun için duaya da ihtiyacımız var.
Kendimizle, Çevremizle, Yazılı ve Yazısız Ayetlerle Barışık Olmak
Kendimizle de barışık olmak gerekiyor ve bunun için de, Şeyh Galib’in şu mısralarını sıksık hatırlamak gerekiyormuş:
“Hoşça bak zâtına kim zübde-i âlemsin sen/ Merdüm-i dîde-i ekvân olan âdemsin sen.” Bu mısralarla merhum şair diyor ki: “Ey insan evladı! Kendine saygıyla/hürmetle yaklaş; çünkü sen kâinatta yaratılmışların özü, göz bebeği olan insansın.”
Yazılı ve Yazısız Ayetlerle Ünsiyet kurmak
Evet, insan olmanın gereği olarak, Tarih boyunca kullarıyla sürekli iletişim kuran Yüce Allah’ın, son kitabındaki ayetleri okunmalı. Günlük yaşantımızda Kur’an’ın da mutlaka yeri olmalı. Yüce Allah, bizimle nasıl iletişim kurmuş, o kitabı okuyarak öğrenilmeli. Onunla bize neler söylemiş; bilinmeli.
Uzmanlar derler ki: “Allah’ın bir de, yazısız ayetleri vardır: Varlık âlemidir o yazısız ayetler. Onlar da okunmalı yani güzel gözle seyredilmeli, onları ibret gözüyle seyrederken Rabbimizin güç ve kudreti düşünülmeli. Kur’an, bize bu yazısız ayetleri okumamızı, Allah’ın yarattıklarını seyretmemizi, onlar hakkında düşünmemizi emrediyor. Birçok İslâm büyüğü, bu ayetleri okuyarak mutluluğa pencere açmışlar, Rableri ile iletişim kurmuşlar, O’nunla dost olmuşlardır. Victor Hugo’nun Sefiller adlı romanının 1.Cildinde bir din adamından bahsedilir. Bu din adamının, hayatında en mutlu olduğu an, evinin yemyeşil bahçesinde geceleri dolaşıp, gökyüzünü, yıldızları ve tabiatı seyrettiği andır.
Velhasıl
Çevremizle, dostlarla İletişimi koparmayalım, sürekli irtibat halinde olalım, insan olmanın gereğinin bu olduğunu unutmayalım ve şu iki şairin dizelerini de hatırlayalım:
“Yola çıkınca her sabah,
Bulutlara selam ver.
Taşlara, kuşlara, atlara, otlara
İnsanlara selam ver.
Ne görürsen selam ver.
Sonra çıkarıp cebinden aynanı
Bir selam da kendine ver.
Hatırın kalmasın el gün yanında
Bu dünyada sen de varsın!
Üleştir dostluğunu varlığınla,
Bir kısmı seni de sarsın. (Üstün Dökmen)
Füruğ FERRUHZAD’ın şu dizelerini göndermiş:
"Suyun yaradılışına hayranım.
Eğer ağaca eşlik ederse, onu tomurcuklandırır.
Eğer ateşle temas ederse, onu söndürür.
Eğer kirlilikler ile karşılaşırsa, onu temizler.
Eğer un ile kucaklaşırsa, onu pişirime hazır hale getirir.
Eğer güneşle birleşirse, gökkuşağı oluşur. Ancak; yalnız kalırsa eğer, gitgide kokuşur.
Gönlümüz de Su’ya benzer, başkaları ile olduğunda yaşayan ve etkileşebilendir. Yalnızlıkta ise ölü ve tutuktur.” (Füruğ Ferruhzad)
Selâm, saygı ve muhabbetlerimle. Allah’a emanet olunuz.