Fatih haber,Haber fatih,Fatih Yaşam,Fatih aktuel ,Haber
Sultanahmet’te Mozaik Müzesi’nin tam karşısında Bizans Saray kalıntılarının bulunduğu Hazine arazisini "Müze yapacağım" diye 49 yıllığına kiralayan Fatih Belediyesi, müze yerine restoran açtı. Sergi alanı, müze deposu, konferans salonu ve kültür merkezi yapılma sözü verilen araziden şimdi kebap kokuları yükseliyor. Oysa tahsis protokolünde restoran görünmüyordu, üstelik sit alanı içinde herhangi bir fiziki müdahale de yasaktı. Onayladığı avan projenin değiştiğini gören Koruma Kurulu Fatih Belediyesi’ne "Yıkın" talimatı gönderdi ve sorumlular hakkında suç duyurusunda bulundu. Sonuç: Fatih Belediyesi yıkım yapmadığı gibi, restoranın ikinci kata çıkmasına da göz yumdu. Sultanahmet Mahallesi Torun Sokak’taki ’kentsel ve arkeolojik sit’ alanı içinde Bizans Büyük Saray kalıntıları ile Baytar Mektebi kalıntılarının bulunduğu 2 bin 176 metrekarelik bir arazi yıllardır boş duruyordu. Protokoldeki tarif "Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın ve Koruma Kurulu’nun uygun göreceği bir proje yapılacaktır. Belediye düzenleme projesi kapsamında taş eserlerin korunacağı açık sergi alanlarını ve arkeolojik eserlerin saklanmasına yönelik kapalı depo alanlarını Kültür ve Turizm Bakanlığı’na tahsis edecektir. Belediye ayda iki hafta sonu kültür merkezi ve konferans salonundan faydalanma hakkını Kültür ve Turizm Bakanlığı’na sağlayacaktır." Belediye, ’Taş Eserler Sergi Alanı’ ismiyle hazırladığı avan projeyi 2006 yılında İstanbul 4 Numaralı Koruma Kurulu’na gönderdi. Torun Sokak, 146 Pafta, 92 Ada’da yer alan arazi için hazırlanan avan projede; "2, 78 ve 81. parsellerde yeşil alan, 54 ve 69. parsellerde belediye kültür tesis alanı, 81. parselde kamu içerikli ve sosyal amaçlı kültür merkezi ile taş eserlerin sergileneceği açık sergi alanı yapılacağı" belirtiliyordu. 1 / 1000 ve 1/ 5000 ölçekli planlarla yapılması düşünülen tesisler tek tek plan üzerinde gösteriliyordu. Bu planlar içinde ’kapalı ve iki katlı’ tek bir tesis görünmüyordu. Ancak geçen yıl nasıl olduysa müze alanında inşaat faaliyeti başladı. Belediye, bakanlıktan kiraladığı alanda bir özel şirkete ’kebapçı açma’ izni verdi. Kurulun onayladığı projede ’yeşil alan ve açık oturma dinlenme yeri’ olarak görünen alanda ’Muradan Restoran’ tek katlı inşa edildi. Üstelik müze ve kültür merkezi de kâğıt üzerinde kaldı. Koruma Kurulu’na yapılan şikâyetler üzerine yerinde yapılan incelemelerde uygulamada her şeyin değiştiği ortaya çıktı. İstanbul 4 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu 02.06.2010’da ilke kararlarına aykırı inşa edilen yapının yıkılmasına karar verdi. Depoda eser yerine su "Kurulumuzun uygun bulduğu avan projeye göre taş eserler açık sergi alanı ve açık oturma - dinlenme alanı olarak düzenlenmesi öngörülen alanda şimdi zemin + teras katlı restoran yapısının inşa edildiği tespit edilmiştir. Ayrıca avan projede idari ofis ve müze deposu olarak düşünülen binada ise restorana yönelik su şişeleri ve kolilerin depolandığı tespit edilmiştir." Bunun üzerine kurul nisan ayında yeni bir karar aldı. Kurul son kararında ’inşa edilen restoranın belediye tarafından yıkılmasını’ isteyerek, ’Söz konusu aykırı uygulamalar yapanlar hakkında da suç duyurusunda bulunulmasını ve tesisin 1006 yılında onaylanan avan projeye uygun hale getirilmesini’ istedi. Belediyenin kafası karışık "Protokolde ’Belediye, düzenlenecek alanın içerisine proje bütünlüğünü bozmayan, ancak işletme masraflarını belli oranda karşılayacak durumda olan antik restoran, kafeterya gibi tesisleri koyabilecektir’ ifadesi yer almaktadır. Kurul tarafından onaylanmış avan projeye aykırı işlem yapılmamıştır. Avan projede yer alan ofis ve depo aynen muhafaza edilmektedir. Söz konusu yerin ilgilileri, proje bütünlüğünü bozmayan, ancak işletme masraflarını belli oranda karşılayacak durumda olan ahşap yapıyı yıkarak yeni bina inşa etmişlerdir. Kaçak yapı belediyemizce mühürlenmiş, kaçak inşaat zaptı tutulmuş ve encümene sevk edilmiştir. Encümence de para ve yıkım cezası verilmiştir. Yapıyla ilgili yasal süreç devam ediyor." Terasımız açılmıştır Tarihin ortasında yemek keyfi
Arazi Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlıydı. Bakanlık 2006 yılında araziyi ’kamu içerikli ve sosyal amaçlı kültür merkezi ile taş eserlerin sergileneceği açık sergi alanı’ olarak kullanılmak üzere o dönemin Eminönü Belediyesi’ne 49 yıllığına tahsis etti. Eski Bakan Atilla Koç ile eski Belediye Başkanı Nevzat Er’in imzaladığı protokol, arsanın nasıl kullanılacağını şöyle tarif ediyordu:
Ancak aradan geçen sürede restoranın yıkılmadığı gibi bir de kat çıkıldığı tespit edildi. Kurulun 27.1.2011 tarihli raporu şöyle:
Ancak kaçak inşaatın yapılmasına izin veren de Fatih Belediyesi’ydi, yıkması istenen de. Yıkım uygulanmadığı gibi teras katı da hizmete açıldı.
Fatih Belediyesi yaptığı açıklamada hem protokole uygun davranıldığını belirtiyor hem de "yıkım kararı aldık" diyor:
Önce tarihi sit alanına tek katlı olarak inşa edilen ’Muradan Restoran’ daha sonra çatıyı da teras katı halinde hizmete açtı. Bu arada şikâyet üzerine Koruma Kurulu alanda inceleme yaptırdı. Projede olmayan binanın yıkım emri belediyeye gitse de restorana dokunulmadı.
Kültür ve Turizm Bakanlığı, araziyi bir protokolle belediyeye devrederken, tarihi alanın ünlülerin de uğrak yeri olan bir restorana dönüşeceği öngörülmemişti.