Fatih haber,Haber fatih,Fatih Yaşam,Fatih aktuel ,Haber
Avrupa Birliği Genişlemeden Sorumlu eski Komiseri Gunter Verheugen, konuk olduğu Kartepe Zirvesi de Milliyet en Mert İnanın sorularını yanıtladı. Türkiye ile AB arasında yaşanan gerginliğin aslında 2005den itibaren gün yüzüne çıkmaya başladığına dikkati çeken Verhaugen, “Son birkaç yıldır belirgin hale gelen geriliminin başlangıç noktası aslında 2005 yılı. Fransada, Türkiye in ABye üyeliğine ‘hayır denilen referandum sonrası maalesef Türkiye günah keçisi ilan edilmeye başlandı. Alman Devlet Başkanı Merkelin, Türkiyeye bakışı ve aleyhte tavırları gerginleşmeye başlayan ilişkilerdeki kırılma noktası oldu” dedi.
2013TE TAM ÜYE
Türkiye
in üyelik sürecindeki kriterleri yerine getirdiğine de vurgu yapan Verhaugen, şu mesajları verdi:
“AB
in 2005den bu yana Türkiyeye yönelik bakış açısı ve uygulamaları başarısızlık içeriyor. Gelinen noktada iki taraftan makul kişiler biran önce diyalog çağrısında bulunarak görüşmelere başlamalı. İki tarafın da sert çıkışları yumuşatması gerekiyor. AB, Türkiyeyi anlama aşamasında çaba sarfedip, daha iyi yaklaşım sergilemeli. Bana göre bu noktada 1999 stratejisine geri dönülmeli. AB
in stratejik güvenlik açısından her zamankinden daha çok Türkiyeye ihtiyaç duyduğu bir dönemden geçiyoruz. Öngörüm 2013 yılında Türkiye
in tam üyeliğinin gerçekleşeceği yönündeydi.
ABDEN FARKLI SESLER YÜKSELİYOR
Ama, ABden farklı seslerin yükselmesi Türkiyede kafa karışıklığına yol açıyor. Türk halkında ‘Ne yaparsak yapalım ABye giremeyiz düşüncesi yaygınlaşıyor. AB, içerisinde de, ‘Türkiye bizim kültürümüze ait değil, AB üyesi olamaz şeklinde yaklaşımlar söz konusu. Kültürel, dinsel farklılıklar, üyelik kriteri olamaz. Yüzde 90ı Müslüman, demokratik bir Türkiye, Avrupa değerleriyle çelişmez. Çünkü birlik; adalet, eşitlik, özgürlükler, demokrasi ve insan hakları üzerine kuruldu. Bu bakış açısı tüm ülkeler için geçerli olmalı.”
Türkiye in Avrupa ın bir parçası olduğunu ve Helsinki stratejisine geri dönülmesi gerektiğini kaydeden Verheugen, vatandaşı olduğu Almanyaya yönelik de önemli eleştiriler seslendirdi:
MERKEL ŞOK
“Almanya Başbakanı Angele Merkelin Türkiyeye yönelik tutum ve tavrı hepimizde şok etkisi yarattı. Türk tarafı üyelik ve kriterler için sorumluluğunu yerine getirdi. Avrupa sözünü yerine getirmediği gibi, Merkel; müzakere sözünün içi boş bir laf olduğunu ifade etti. Türkiye, göçmen meselesinde AB tarafından kandırılan ülke pozisyonunda. Türkiye, bu sorunu söz verdiği şekilde çözdü ve üzerine düşenleri yerine getirdi. Hatta bu yaklaşım Merkelin başkanlık sürecini garanti altına aldı. Merkel, seçimlerden Türkiye in göçmen politikasındaki tutarlı tavrı sayesinde galip çıktı. AB ise vize serbestisi konusunda üzerine düşeni yerine getirmedi. Vizelerin kaldırılması bazı Alman siyasetçilerin yaşadığı ikilemden kaynaklanıyor. Bir yandan Türkiye in serbest geçiş erişiminin hızlandırılması söylenirken, bir yandan birlik dışında kalması gerektiği ileri sürülüyor. Bu durum güven sorununa yol açıyor.”
TÜRKİYENİN ÜYELİĞİNE OLUMSUZ YAKLAŞIYORDU
Siyesete, 1977de Özgür Demokratik Parti
in (FDP) federal parti yöneticisi olarak giriş yapan Verheugen, 1983-1999 yılları arasında Alman meclisi üyesiydi. 1998de Federal Dışişleri Ofisi
de Dışişleri Bakanlığı
a atanan Verheugen, Türkiye için önemli bir figüre dönüşmesi; AB
in genişlemeden sorumlu komisyon başkanlığına seçildiği 1999 yılı sonunda gerçekleşti.
Verheugen, görev süresince Türkiyeye yönelik olumsuz tavrı nedeniyle eleştirilen isimlerin de başında geliyordu. Avrupa Birliği
in hazırladığı İlerlerme Raporu
da Türkiyeye yönelik tam üyelik tarihi verilmemesi eleştiri konusu olmuştu. AB üyeliğinin en hararetli savunucularından dönemin ANAP lideri Mesut Yılmaz, “Komisyon, Türkiyeye karşı sorumluluğunu taşıma iradesini ve cesaretini ortaya koyamadı” diyerek Verheugenin de üyesi olduğu komisyonu eleştirmiş, MHP lideri Bahçeli de komisyonu samimiyetsizlikle itham etmişti.
Verheugenın Türkiyeye yönelik bazı açıklamaları ise şöyleydi:
“Türkiye
in üyeliği soru işareti.”, “Zaman henüz erken. Çizgimize bağlı kalmalıyız. Önce siyasi kriterler yerine getirilsin, daha sonra takvim için karar veririz”, “AB ülkeleri nezninde Türkiye
in üyeliği bu dönemde çoğunluk bulamaz. Ancak bu durum tümüyle değişmiş bir Türkiye söz konusu olduğunda değişecektir. Yine de politika Orduyu değil de ordu politikayı kontrol ettiği sürece Türkiyeyi bir AB üyesi olarak düşünemiyorum.”, “İşkence tamamen ortadan kalkmadan müzakereler başlamaz. İnsanların ölümüne işkence görmedikleri karakollar görmek istiyoruz.”, “Kıbrıs a tam üyelik olmadığı sürece tam üyelik müzakereleri başlamaz”,”İyi yoldasınız ama uygulamadaki eksikler giderilmezse işiniz zorlaşır”.