Fatih haber,Haber fatih,Fatih Yaşam,Fatih aktuel ,Haber

Fatih Aktüel

Video Galeri
Foto Galeri
Web Mobil
Bu haber 2006 kez okundu. | Dunya Haberleri
Haberin Tarihi :   29 Eylül 2015 - 13:43

BBC: Suriyede tüm yollar neden Beşar Esada çıkıyor?

Büyüt
Küçült
BBC: Suriyede tüm yollar neden Beşar Esada

Artık başta Rusya ve ABD olmak üzere ülkeler arasında konuşulan konu, Esadın Suriye krizinin çözümünde nasıl bir rol üstleneceği konusu.

Her ne kadar ABD Başkanı Barack Obama, Birleşmiş Milletler Genel Kurulundaki konuşmasında Esadı kendi halkını katleden bir diktatör olarak tanımlamaya devam etse de, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry geçenlerde Esadın Suriye müzakerelerinin başlangıcında gitmesinin zorunlu olmadığını söyledi.

İngiltere Başbakanı David Camerondan da benzer açıklamalar geldi.

Almanya Başbakanı Angela Merkel ise bu görüşü bir adım daha ileriye taşıyarak, Esadın Irak Şam İslam Devletine (IŞİD) karşı mücadelede bir aktör olabileceğini ifade etti.

Peki ne oldu da 2012de ABD Başkanı Barack Obamanın devirmek için askeri operasyonu dahi düşündüğü, Kimyasal silahların kullanılması kırmızı çizgimiz dediği Esad, kendi vatandaşlarına karşı kimyasal silah kullandığı Birleşmiş Milletler (BM) tarafından teyit edilmiş olsa dahi tekrar müzakere masasına davet edilme yolunda mı?

ABDNİN SEÇENEKLERİ TÜKENDİ Mİ?

2014te IŞİD tehdidinin Suriyeden Iraka hızla yayılması sonucu Washingtonun öncelikli gündemi, artan radikal İslam tehdidini durdurmak haline geldi.

Ancak ABD bu krizin Esad müdahil olmadan çözümlenmesi gerektiğini savunuyordu.

Obama bu doğrultuda Eylül 2014te Zayıflat ve yok et stratejisini açıklarken, IŞİDe karşı mücadeleyi iki bacaklı ve uzun soluklu bir süreç olarak tanımladı:

* Oluşturulacak uluslararası koalisyonun IŞİD hedeflerine düzenleyeceği hava saldırıları,

* Bölgedeki ılımlı muhaliflerin eğitilip donatılarak IŞİDe karşı savaşmasını sağlamak.

Ancak her iki girişimden de istenen sonuç alınamadı. Hava operasyonları ABD bütçesine günde neredeyse 10 milyon dolarlık yük getiriyor.

8 Ağustosta birinci yılını tamamlayan koalisyonun hava saldırılarının 12 aylık maliyeti ABD tarafından 3,5 milyar dolar olarak açıklanmıştı.


Grafik: BBC Türkçe

Bu harcamaya rağmen IŞİD ilerleyişini sürdürdü: Irakta stratejik Ramadi kentini, Suriyede ise Palmyra antik kentini ele geçirdi.

Eğit-donat projesi ise ABD açısından daha büyük bir başarısızlık örneği olarak görülüyor. 5 bin kadar ılımlı muhalifin IŞİDe karşı savaşmak üzere eğitilmesi için 500 milyon dolar ayrılmıştı.

Ancak Eylül ayı içerisinde ABD Kongresine konuşan ABD Merkez Kuvvet Komutanlığı CENTCOMun başındaki General Lloyd Austin, Suriyede sadece 4-5 eğit-donat personeli kaldığını söyledi.

Suriyeye ilk gönderilen 54 kişilik grup Nusra Cephesi tarafından kaçırılmış, bu ay içerisinde giden ikinci grup ise ABDden aldığı silahları yine Nusra Cephesine teslim etmişti.

GÖÇMEN KRİZİ VE IŞİDLE MÜCADELE


Avrupa Birliğinin de desteklediği Washingtonun Suriye politikası açmaza girerken, şiddetin devam etmesi sonucu Suriyelilerin ülkeyi terk etmesiyle Avrupa yeni bir krizle burun buruna geldi: Göçmen krizi.

Binlerce Suriyelinin iltica başvurusu yapabilmek için Avrupaya akın etmesi, Suriye krizinin çözümüne de yeni bir aciliyet katmış oldu.

Brüksel merkezli Avrupa Siyasi Araştırmalar Merkezi (CEPS) düşünce kuruluşundan Steven Blockmans 31 Ağustos tarihli Suriye notunda, IŞİDi öncelikli tehdit olarak gören Batı, eğer Suriye ordusu IŞİDle ciddi bir mücadeleye girmezse cihatçıların uzun süre bölgeye hakim olacakları kanısına vardı diyor ve bu nedenle Esad ile birlikte çalışma fikrinin Suriye müzakerelerinde tekrar masaya geldiğini ifade ediyor.

Batıyı çözüm için acele etmeye iten bir diğer konunun da Rusyanın bölgede giderek artan etkisi olduğu yorumları yapılıyor.

Obamanın BMdeki konuşmasında bir kez daha Esadın gitmesi gerektiğini ifade edip Bunca kan döküldükten sonra kimse bizden savaş öncesindeki statükoya dönülmesini istemesin dese de, ABDnin Esadın ne zaman ve nasıl iktidardan uzaklaşacağı konusunda yumuşama gösterdiği ifade ediliyor.

Associated Press haber ajansının Washington kulislerindeki havayı aktardığı haberinde Bazı ABDli yetkililer, [Rusya Devlet Başkanı] Putinin Esada olan desteğini çekmeye hazır olduğu görüşünde. Rusyanın artan askeri varlığının Esada destektense, Esad sonrası döneme hazırlık olduğu görüşü dolaşıyor. Ancak Obama ile Putinin son görüşmesi gösteriyor ki, Esad sonrası geçiş döneminin nasıl olabileceği veya iktidarı kimin devralabileceği konularında ciddi fikir ayrılıkları mevcut deniyor.

RUSYANIN ARTAN AĞIRLIĞI

ABD ve Avrupa Esad hemen gitmeli noktasından Esad geçici hükümette rol alabilir noktasına gelirken, aynı süreçte Esadın en önemli destekçisi olan Rusyanın söylem ve eylemleri de farklılaştı.

Moskovanın iç savaşın başlamasından bu yana savunduğu konu, Esad hükümetinin Suriyedeki meşru yönetim olduğu ve bu nedenle de ülkede istikrarın sağlanması için Esadın desteklenmesi gerektiğiydi.


Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ABD Başkanı Barack Obama ile görüşmesi öncesinde dün CBS televizyon kanalına bir röportaj verdi.

Esada bağlı birlikleri destekleyen Rusya son haftalarda bu girişimlerini artırarak Esad ailesinin memleketi olan Lazkiye kentinde bir hava üssü inşa edip çok sayıda uçak gönderdi.

Çok sayıda Rus askerinin de Suriyeye gittiği yönünde haberler çıksa da, Rusya hala bu askerlerin Suriyeye verilen askeri teçhizatın bakımından sorumlu olduğunu ileri sürüyor.

Son olarak Esadı destekleyen bir diğer güç olan İranın yanı sıra komşu Irakı da ikna edip, Bağdatta Esad rejimi yetkililerinin de katıldığı bir IŞİD karşıtı istihbarat paylaşım merkezi kuran Rusya, IŞİDe karşı mücadelede adından söz ettirmeye başladı.

Washington merkezli düşünce kuruluşu Savaş Araştırmaları Enstitüsünün raporunda, Rusyanın son girişimleriyle ABD öncülüğündeki IŞİD karşıtı koalisyona bir rakip yaratmayı amaçladığını söylüyor.

Ancak Rusyanın tüm askeri ve diplomatik girişimlerine karşın Esada bağlı güçlerin isyancı gruplar karşısında ilerleme sağlayamaması, Moskovanın aktardığı kaynakların karşılığını alamaması anlamına geliyor.

Avrupa Siyasi Araştırmalar Merkezinden Steven Blockmans raporunda, bu nedenle Rusyanın Esada destek konusundaki söyleminde Batıya bir miktar yakınlaşma olduğunu vurguluyor.

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, geçen hafta Rus RT haber kanalına verdiği röportajda desteklerinin bireysel olarak Esada değil, Suriye devletine ve hükümetine olduğunu şu sözlerle vurgulamıştı:

Biz Suriye hükümetinin IŞİDe karşı mücadelesini destekliyoruz. Yani meşru Suriye hükümetini destekliyoruz. Bireysel olarak Esadı değil. ABD ise Suriyedeki meşru hükümeti yıkmaya çalışan teröristlere destek veriyor.

Lavrovun bu sözleri Moskova Esadı belli bir noktada gözden çıkarabilir yorumlarına neden olmuş durumda.


Putin ve Obama BM Genel Kurulu konuşmalarının ardından ikili görüşme gerçekleştirdi.

BBC Savunma muhabiri Jonathan Marcus da kaleme aldığı analizde Rusyanın Esada bakışını şöyle özetliyor: Rusyanın Beşar Esada desteğinin ilelebet devam edebileceği düşünülmemeli.

BBCnin Moskova muhabiri Steve Rosenberg
ise Putinin bu yaklaşımını ABD Başkanı Obama ile görüşmesinde gündeme getirdiğini vurguluyor:

Rusçada Bir taşla iki tavşan vurmak diye bir söz vardır. Ancak Putin, New York ziyaretinde bırakın iki tavşanı, koca bir siyasi ve ekonomik tavşan sürüsünü indirmeyi amaçlıyor. Putinin BMde yapacağı konuşma ve Obamayla görüşmesi, Rus lideri bir kez daha uluslararası siyasetin odağı haline getirdi.

Eğer Obamayı farklılıkları bir kenara bırakarak IŞİD konusunda birlikte hareket etmeye ikna edebilirse, Moskova birçok kazanım elde edebilir: Suriyedeki etkinliğini korumak; Rusyanın ulusal güvenliğini güvenceye almak (Moskova IŞİDi Rusyadaki Müslüman nüfus için tehdit olarak görüyor) ve en önemlisi dikkatleri Ukrayna krizinden başka tarafa çekip, Rusyanın uluslararası imajını düzeltmek. Böylece ülke üzerindeki yaptırımların kaldırılması için ilk adımı atmak. Ancak Putinin Obamayı ikna etmesi, aradaki güven sorunları nedeniyle çok da kolay olmayacaktır.

TÜRKİYEDEN ÇELİŞKİLİ AÇIKLAMALAR

Beşar Esadın geleceği konusunda ABD ve Rusya oluşan zorunluluk sonucu mutabakata doğru yaklaşırken Türkiyenin oluşan yeni diplomatik denklem içerisinde nasıl bir yer alacağı henüz net değil.

Geçen hafta Moskovadaki 10 bin kişilik cami açılışı için Rusyaya giden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dönüş yolunda ABD ve Batılı ülkelerin yeni çizgisine yakın açıklamalar yapmış ve Geçiş sürecinde belki Esed ile gidilme gibi bir şey olabilir demişti.

Oysa Türkiye, Suriye iç savaşının başlamasından bu yana çözüm için en önemli ve ilk şartın Esadın görevden gitmesi olduğunu yüksek sesle dile getiriyordu.

Türkiyenin Suriye pozisyonunun değişip değişmediği tartışılmaya başlanmışken, bu kez New Yorkta bulunan Başbakan Ahmet Davutoğlundan dün Esadlı bir çözümün yürümeyeceğine karar verdik ve şu anda da kanaatimizi koruyoruz açıklaması geldi.

Türkiyenin duruşunun ilerleyen günlerde netlik kazanması bekleniyor.

BBC TÜRKÇE





E-Posta ile Yolla
Sayfayı Yazdır
Sosyal Paylaşım
Google
Blogger
Tumbir
Etiketler :
İsim Soyisim :
E-Mail :
UYARI : Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.
Uyarı
Güvenlik kodu :
Bu habere ilk yorumu siz yapın.
DİĞER HABERLER
Foother
SOSYAL MEDYA
Facebook Twitter RSS Sitemap
"Fatih Aktüel | https://www.fatihaktuel.com/"   Tum Hakları Saklıdır. © 2023 - 2024