Fatih haber,Haber fatih,Fatih Yaşam,Fatih aktuel ,Haber
El-Bâbdaki bir yenilgi, terör örgütü DAEŞ için sonun başlangıcı, yani kendi kıyametleri olabilir.
Marmara Üniversitesi Ortadoğu Araştırmaları Enstitüsü ve Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Cengiz Tomar, El Bab ve Dabıkın DAEŞ için önemini, aynı zamanda bölgede yaşananların Evangelist Hristiyanlıkla bağlantısını Aljazeera Türke yazdı.
EL BAB, IŞİDİN KIYAMETİNİN KAPISI MI?
Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ve Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) 24 Ağustosta başlattığı “Fırat Kalkanı” Operasyonuyla öncelikle Türkiye sınırındaki stratejik nokta Cerablusu ele geçirdi. Bu operasyonun ikinci aşamasında Cerablusun batısına doğru A‘zez-Mâre‘ hattına kadar Türk sınırı IŞİDten temizlendi. Üçüncü aşamada ise harekât derinleştirilerek IŞİDin Kuzey Suriyedeki son kalesi el-Bâb hedefleniyor.
Arapçada “kapı” manasına gelen el-Bâb, IŞİDin Suriyenin kuzeyindeki en önemli direnç noktası Halepe 40 km mesafede. Daha da önemlisi, IŞİDin en çok vurgu yaptığı, dünyanın sonunu getireceği rivayet edilen Kıyamet Savaşının yapılacağı Dâbıka da yaklaşık 40 km uzaklıkta.
Dâbıkın tarihsel ve sembolik iki önemi var. Birincisi, Osmanlıların Arap topraklarındaki 400 yıllık idaresinin başlangıç noktası. Yavuz Sultan Selim 1516da bu bölgede Memlüklere karşı Merc-i Dâbık (Dâbık Ovası) Savaşını kazanarak önce Suriye, ardından Mısır ile Arabistan yarımadasını hâkimiyeti altına aldı. Geçenlerde bu savaşın 500. yıldönümüydü. TSKnın Suriyede sürdürdüğü Fırat Kalkanı Harekâtı da bu sembolizme uygun bir şekilde zaferin kazanıldığı gün olan 24 Ağustosta başlatıldı.
SURİYE: HAÇLI-MÜSLÜMAN SAVAŞLARININ MERKEZİGünümüzü de ilgilendiren ikinci sembolik önemi ise IŞİDin militan ve sempatizanlarını motive etmek için neşrettiği yayınlarda sürekli olarak kullandığı Dâbık (Kıyamet) Savaşı söylemi. Örgütün İngilizce olarak yayımladığı dergisinin adı “Dâbık”, Arapça olarak neşrettiği derginin ismi ise “Konstantiniyye” yani İstanbul. Yayınlarına göre, IŞİDin yakın hedefi İstanbul; uzun vadeli hedefi ise Roma (Vatikan). Bu haliyle ülkemizi de yakından ilgilendiriyor. IŞİDin yayınlarında Suriye bölgesi tarih boyunca Haçlılar ile Müslümanlar arasında yapılan savaşların merkezi olarak sürekli vurgulanıyor.
IŞİD HADİS-İ ŞERİFİ ALET EDİYORHalbuki Türkiye sınırına 20 km mesafedeki Dâbık, Halepin kuzeyinde stratejik önemi çok fazla olmayan küçük bir belde. Ancak askeri ve stratejik açıdan ehemmiyeti olmayan bu bölge, IŞİD mitolojisi ve propagandasının en önemli ögelerinden biri. Örgüt, Dâbık Savaşını, Hz. Peygamberden gelen bir rivayete dayandırarak hem kendini meşrulaştırmak hem de yeni militanlar devşirmek için kullanıyor. Zira dünyanın sonuna dair kehanetvârî rivayetler insanların hep ilgisini çeker. Son yıllarda önemli ulusal televizyon kanallarında dünyanın sonu ve Kıyametle ilgili yapılan yayınların sıklığı da bunun bir göstergesi. Holywoodun konuya ilgisi de oldukça fazla.
HRİSTİYANLIĞIN ARMAGEDDONUNA GÖNDERMEIŞİD hem İslam dinini hem de Müslümanların Kıyamete dair ilgi ve korkularını psikolojik olarak iyi tahlil ediyor ve bunun üzerine gidiyor. Şüphesiz örgütün militan devşirdiği Batı dünyasında da Armageddon Savaşı başta Evenjelistler olmak üzere bazı çevreler tarafından önemseniyor. Hıristiyan literatüründe Armageddon Savaşının yapılacağı rivayet edilen Filistindeki Har Megiddo (Megiddo Tepesi), IŞİD literatüründe Melhame-i Kübranın (Son Savaş) yapılacağı Kuzey Suriyede Dâbıka denk geliyor. Rivayette savaşın sonunda İsa Mesihin yeryüzüne ineceği anlatılıyor. Böylece örgüt Batıdan devşirdiği militanların zihin dünyasına da hitap ediyor.
KAFİRLERLE MÜSLÜMANLAR ARASINDAKİ SON SAVAŞIŞİD bu iddiasını Hz. Peygamberden rivayet edilen: “Rumlar, Amak ve Dâbık isimli mahallere inmedikçe kıyamet kopmaz” cümlesiyle başlayan melhame/fiten hadisine dayandırıyor. Bu rivayetteki Amak, Amik ovası; Dâbık ise Suriyenin kuzeyinde bir belde. Buna göre, Kıyametten önce “kâfirlerle” Müslümanlar arasında yapılacak son savaş (Kıyamet Savaşı, Melhame-i Kübrâ, Armageddon) burada vuku bulacak ve Müslümanlar galip gelecek.
IŞİDİN GÖZÜNDE TÜRKİYETabii IŞİDin Müslümanlar olarak kastettiği kesim sadece kendi mensupları. Burada ‘Rumlar olarak kastedilen ise, yaygın kanının aksine Yunanlılar değil Romalılar ya da Haçlılar. Anadolu, İslamın ilk dönemlerinde başkenti İstanbul (Konstantiniyye) olan Bizansın (Doğu Roma) elinde olduğundan bölge Bilad-ı Rum, halk da ehl-i Rum olarak anılmıştır. O nedenle Ortaçağ Arap kaynakları Anadoluyu Selçuklu fetihlerinden sonra da Rum olarak adlandırmaya devam etti. Nitekim Arapça kaynaklar Anadolu Selçuklularını “Selâcika-i Rum” olarak zikreder. Dolayısıyla IŞİD, Ortaçağ sembolizmine uygun olarak Anadoluyu (Rum diyarını) elinde tutan Müslüman Türkleri de kastediyor olmalı.
IŞİD, İstanbulu ve Anadoluyu elinde tutan ve kendilerine göre Batının müttefiki olan bizleri bu rivayette geçen düşmanlarıyla özleştiriyor. Zira bu savaşın sonunda galip gelen Müslümanlar İstanbulu da ele geçirecekler. Dahası IŞİDe göre, “Fatihin 1453teki fethi, Hz. Peygamberin (Letuftahanne) hadisinde müjdelenen fetih değil ve bu fetih IŞİD tarafından Dâbık Savaşının kazanılmasından sonra gerçekleştirilecek… Daha sonra da Hıristiyanlığın başkenti Roma (Vatikan) fetholunacak”.
duduncemektebi.com