Fatih haber,Haber fatih,Fatih Yaşam,Fatih aktuel ,Haber

Fatih Aktüel

Video Galeri
Foto Galeri
Web Mobil
Bu haber 5466 kez okundu. | Dunya Haberleri
Haberin Tarihi :   22 Ağustos 2017 - 19:58

İSRAİL, DİPLOMATİK YENİLGİLERİ AFRİKA İLE TELAFİ ETMEYE ÇALIŞIYOR

Büyüt
Küçült
İSRAİL, DİPLOMATİK YENİLGİLERİ AFRİKA İLE TELAFİ ETMEYE
Ahlak ve Güvenlik Arasında İsrail’in Afrika Girişimleri Filistin Halk Kongresi Genel Sekreter Yardımcısı Hişam Ebu Mahfuz, İsrail’in her geçen gün daha fazla önem verdiği Afrika’da, Ekim ayında düzenleyeceği kongre ile gerçekleştirmeye çalıştığı hedeflerini yazdI.

TIMETURK ÇEVİRİ

İsrail İşgal Devleti, Ekim 2017de, Togo Cumhuriyeti de 25 Afrika ülkesinin katılacağı bir Afrika Zirvesi düzenlemeye hazırlanıyor. Bu zirve, türünün ilk örneği olarak öne çıkıyor. Zirve, İsrailin Afrika kıtasındaki ilk faaliyeti değil. İsrail, 1950li yıllarda Afrikadaki faaliyetlerine başlamıştı. Zirve, İsrailin Afrikadaki faaliyetlerinin çapını göstermesi açısından önemli bir adım olmasının yanısıra, İsrailin uluslararası arenadaki yerini sağlamlaştırmaya çalıştığını göstermesi açısından da önemli.

İSRAİLİN AFRİKA GEÇMİŞİ

İsrailin Afrika ülkeleriyle ilişkileri, doğal ikili diplomatik ilişkiler şeklinde seyrederken, bugün İsrail, uluslararası toplumdaki meşruiyetini güçlendirmek ve iyi bir görüntü vermek için bu ülkelerle toplu diplomatik ilişki yürütmeye başladı.

İşgal devleti, Afrika Zirvesi düzenleyerek, Afrikada yıllardır sürdürdüğü girişimlerinin meyvelerini toplamayı amaçlıyor. Bu kapsamda İsrail, Afrikadaki iç mücadelelerin bitirilerek bölgedeki istikrarın sağlanmasında da pay sahibi olmaya çalışmıştı.

Örneğin İsrail, 90lı yılların ortalarında yaşanan Ruanda iç savaşında, ülkede etnik çoğunluğu oluşturan Hoto kabilesine BM in silah ambargosuna rağmen silah sağlayarak, Hoto kabilesinin savaş halinde olduğu Tutsi kabilesine karşı on binlerce kişinin ölümüne sebep olan katliamlar işleyerek duruma hakim olmasında pay sahibi olmuştu.

Güney Sudandaki iç savaşa da müdahale eden İsrail, BM tarafından uygulanan silah ambargosunu delerek, 2013 yılında hükümet güçlerinin Başkent CubadaNeuayr kabilesine karşı işlediği katliamda, hükümete kendi üretimi olan ACE silahlarını göndererek önemli rol oynamıştı.

ELMAS TİCARETİNDE İSRAİL ETKİSİ

İsrailin, BM tarafından yayınlanan raporlarda, kanlı ticaret olarak nitelenen ve binlerce kişinin ölümüne sebep olan elmas ticaretindeki etkinliği de gizli değil. Elmas ticareti, 2011 verilerine göre İsrail milli gelirinin yüzde 30unu oluşturuyor. İsrailin Elmas ticaretinden sağladığı gelir 2014 yılında 9.2 milyar dolarlık bir hacme ulaşırken, bu gelirin bir milyar dolarlık kısmı yıllık olarak İsrail Savunma Bakanlığı a fonlanıyor.

İsrail, düzenlenecek bu zirve ve Afrikadaki diğer faaliyetleriyle, Afrika toplumunun uluslararası arenada Filistin davasına verdiği desteği de kırmayı amaçlıyor.

İSRAİL, DİPLOMATİK YENİLGİLERİ AFRİKA İLE TELAFİ ETMEYE ÇALIŞIYOR

Başbakan Binyamin Netenyahu, bir açıklamasında, Afrika ülkelerinin BMde Filistin lehine oy kullanmakta çekimser kalmaları ve İsrailin Afrika ülkeleriyle ilişkilerinin hacmi arasında kurduğu bağlantıyla bu hedefini açıkça beyan etmiş oluyordu.

İsrail, Afrika ülkelerinin BM ve BMGK gibi uluslararası platformlardaki ağırlığının farkında. Çünkü BM bünyesinde 54 Afrika ülkesi var ve şüphesiz İsrailin Afrika ülkelerinin sesini kısması ya da onları kendi tarafına çekmesi büyük bir diplomatik zafer olacaktır. İsrail, Afrikada diplomatik zafer kazanarak diğer bölgelerde uğradığı diplomatik yenilgileri telafi etmek için çabalıyor.
İsrail, bütün bu faaliyetleri, uluslararası toplumda kendisine karşı oluşan ve geçmişte UNESCO un da yaptığı bir Filistin yöneliminin gölgesinde sürdürüyor. UNESCO, el-Halil kentini dünya kültür mirasına alınca İsrail bu duruma öfkelenmiş ve UNESCOya yaptığı yardımları askıya aldığını duyurmuştu.

İŞGALCİ DEVLET AKLI ARAP KÜLTÜR HAVZASINA KARŞI

Aynı zamanda bu faaliyetler, İsrailin işgalci devlet aklının, Arap ülkelerinin geleneksel kültür havzasındaki nüfuzunu kırma stratejisiyle uyumlu olan faaliyetler olarak öne çıkıyor.
Arap ülkeleriyle yaptığı barış anlaşmaları ve bazı Arap ülkeleri tarafından da cevap gören ilişkileri normalleştirme çağrılarına rağmen İsraildeki devlet aklı, Arap ülkelerini kendi varlığına yönelik bir tehdit olarak görmeye devam ediyor. Bu nedenle, İsrailin Arap ülkelerini kuşatmaya ve bu ülkelerdeki kaosu besleyerek onları iç savaşlarla oyalama yönündeki hamleleri, Siyonist İsrailin devlet aklının önemli bir stratejisidir.

Nil havzası, İsrailin bu stratejisinde en önemli bölge olarak öne çıkıyor. Bu yüzden İsrail, Nil havzasındaki ülkelerle ilişkilerini güçlendirmeye büyük önem veriyor. Mashaf olarak bilinen İsrail kalkınma ajansını bu bölgede kalkınma faaliyetlerine yönlendirmesi, İsrailin bu hedefinde de büyük oranda başarılı olmasını sağlıyor.
İsrail Dışişleri Bakanlığı ın resmi internet sitesinde, Mashaf kalkınma ajansının Etiyopya, Gana, Kenya, Ruanda, Güney Sudan ve Senegal gibi ülkelere öncelik verdiğini açıklaması bu noktada oldukça önemli. Senegal ve Gana hariç, söz konusu bütün ülkelerin Nil havzasında bulunduğunu görmek oldukça basit.

MISIRIN SU SORUNUNDA İSRAİL PARMAĞI

Siyonist devletin Nil havzasındaki faaliyetlerinin Mısıra yaşadığı su sorununda büyük bir baskı oluşturduğuna şüphe yok. 

Siyonist İşgal Devleti in, Afrikaya müdahalesi sadece Arap ülkelerine tehdit oluşturmuyor, aynı zamanda uzun yıllar boyunca işgallerden dolayı mağduriyet yaşayan Afrika ülkelerinin mücadele tarihini de inkar etme girişimi olarak kendini gösteriyor.;

Afrika halklarının özgürlük ve bağımsızlık yolunda verdiği kurbanlar ve mücadele, bu ülkelerin bir işgal devletine kucak açmasıyla çelişmektedir. Üstelik bu işgal devleti, Afrikayı sömüren batılı sömürgecilerin tarihsel bir müttefikidir. Afrika ülkelerinin İsrail ile ilişkilerini geliştirirken dayandıkları güvenlik gerekçeleri, bu ilişkinin ahlaki zaaf oluşturduğu gerçeğini örtmemelidir.

ARAP ÜLKELERİNİN İNSANİ SORUMLULUĞU

Afrika ve Arap ülkelerindeki özgür kesimlerin İsrailin Afrikaya yönelik girişimlerinin karşısında durmalarının tek gerekçesi güvenlik ve jeo-siyasi değildir. Aynı zamanda bu karşı duruş ahlaki ve insani bir sorumluluktur. Afrika halklarının, batılı sömürgecilere karşı verdiği mücadeleyle gönüllerde kazandığı yer ve şeref, sömürgecilerin gayrı meşru çocuğu İsrail ile kurulan ilişkilerle kirletilmemelidir.

Güvenlik ve Ahlaki sorumluluklar, genelde İslam ümmeti, özelde Arap halklarına İsrailin Afrikadaki faaliyetlerine karşı durma sorumluluğunu yüklemektedir. Bizi İsrail ile bağlayacak hiçbir tarihi bağ yoktur.

Kaynak: Al-jazeera / Hişam Ebu Mahfuz (Filistin Dışında Yaşayan Filistinlilerin Oluşturduğu Filistin Halk Kongresi Genel Sekreter Yardımcısı)
Tercüme: İsmail Çoktan





E-Posta ile Yolla
Sayfayı Yazdır
Sosyal Paylaşım
Google
Blogger
Tumbir
İsim Soyisim :
E-Mail :
UYARI : Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.
Uyarı
Güvenlik kodu :
Bu habere ilk yorumu siz yapın.
DİĞER HABERLER
Foother
SOSYAL MEDYA
Facebook Twitter RSS Sitemap
"Fatih Aktüel | https://www.fatihaktuel.com/"   Tum Hakları Saklıdır. © 2023 - 2024