Tel Abyadın DEAŞla mücadele kılıfı altında boşaltılarak, Kürt unsurların yerleştirilmesi ve HDPnin barajı geçmesi için yürütülen uluslararası kampanya aynı planın parçası olarak yorumlanıyor. Iraklı Kürtlerden de bağımsızlık mesajları geliyor.

Suriyenin kuzeyi ve Irak Bölgesel Kürt Yönetimindeki gelişmeler ile 7 Haziran seçimlerinde HDPnin barajı geçmesi yönünde düzenlenen uluslararası kampanyanın aynı planın parçaları olduğu yorumu yapılıyor. 

Stara konuşan SETA İstanbul Koordinatörü Fahrettin Altun, 7 Haziran seçim sonuçlarını da etkileyen ve Türkiye, Suriye ve Irakı içeren bir Pan-kürdizm akımına dikkat çekerek, bir Kürt devleti için zemin hazırlandığı yorumunu yaptı. Suriyenin kuzeyinde Tel Abyadın uluslararası koalisyon desteğindeki PYD güçlerince alınması ve “Kürtleştirilmesi” girişimlerinin, 7 Haziran seçimlerinde HDPnin barajı geçmesi ve Irak Bölgesel Kürt yönetiminden son dönemde verilen “bağımsızlık” mesajlarıyla aynı  projenin halkaları olduğu belirtiliyor.  Altun seçimler öncesinde MİT TIRları ile Suriyedeki DEAŞ unsurlarına silah gönderildiği yönünde çıkan haberlerle Türkiyenin Suriyedeki bu gelişmelere müdahalesinin önünün kesilmeye çalışıldığını söyledi

ABD menşeli proje

Iraklı Kürt yöneticiler de Irak Bölgesel Kürt Yönetimi lideri Mesut Barzaninin “iki yıl içinde bağımsız Kürt devleti ilan edeceğiz” şeklindeki açıklamasına atfen, şiddete başvurmadan Bağdat yönetimi ile anlaşma çerçevesinde bir Kürt devleti ilan etme planlarını gizlemiyorlar.  Öte yandan, Suudi Arabistan ile İsrailin Türkiye ve İran karşıtı bir cephenin temellerini atıp, bağımsız bir Kürdistan projesine yeşil ışık yakmaları da ABD menşeli Kürt devleti projesinin bir diğer parçası olarak yorumlanıyor.

Pan-Kürdizm akımı

SETA İstanbul Koordinatörü Fahrettin Altun, STARa gelişmeleri değerlendirirken, bölgede bir Kürt devleti oluşturulması için somut zemin oluşturma çabasına dikkat çekti. Fahrettin Altun, etkinlik kazanmakta olan ve Türkiyedeki Kürt unsurlarının da desteklediği Pan-Kürdizm akımının yeni bir hat oluşturmaya çalıştığını söyledi. “Yeni bir döneme giriliyor. Bölgedeki kartlar yeniden karılıyor. HDPye de bu çerçevede destek olundu. İran Kürtleri burada ayrı bir noktada duruyor” diyen Altun, HDPnin seçim kampanyası boyunca AK Parti-DEAŞ ittifakından bahsettiğini hatırlattı. Fahrettin Altun, seçim öncesi çıkan ve Suriyedeki DEAŞ unsurlarına MİT TIRlarıyla silah yardımı yapıldığına ilişkin haberlerin Türkiyenin Suriyenin kuzeyindeki gelişmelere müdahale etmesini engellemeye dönük adımlar olduğunu ifade etti. Uluslararası kamuoyunda artan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğana yönelik eleştirilerin de, Türkiyenin operasyon kabiliyetini azaltma çabaları olduğu yorumunu yaptı.

Seçimlerin ardından gelişen koalisyon olasılıkları ile Türk dış politikasının karşılaşacağı güçlüklerin de Ankaranın bu sürece müdahalesini zorlaştıracağı ve Batının  izlediği politikayla da bunun planlanmış olduğu tespitinde bulundu.  

PYD empoze etmesin

Erbilden telefonla STARın sorularını yanıtlayan Irak bölgesel Kürt yönetimi hükümet sözcüsü Safeen Dizayee de Tel Abyaddaki gelişmeleri değerlendirirken, Suriye Kürt partisi PYDnin kendi politikalarını empoze etmemesi gerektiğini söyledi. PYDnin bölgedeki diğer Kürt partilerle birlikte hareket etmesini isteyen Dizayee, “Halkı DEAŞ zulmünden kim kurtarmışsa, iyi yapmıştır” dedi. Dizayee, PYDnin iki yıl önce varılan Erbil ve Duhok anlaşmalarına uymasını istedi. IKBY lideri Mesut Barzaninin, “Yeniden başkan seçilirsem iki yıl içinde Kürt devletinin bağımsızlığını ilan edeceğim” sözlerini hatırlattığımız zaman ise şunları söyledi: “Bağımsız Kürt devleti planı gizli bir şey değil. Yıllardır bu dile getiriliyor. Gerçekçi olunması gerek. Biz şiddet yoluyla bir bağımsızlık ilanından yana değiliz. Şiddete başvurmadan, Irak devleti ile anlaşarak bağımsızlık kazanmak istiyoruz. Bu konu KDPye değil, Kürt halkına bağlı bir meseledir. Böyle bir aşamaya gelindiğinde halk bağımsız olacak.” Safeen Dizayee, Suudi Arabistan ve İsrailin İran ve Türkiyeye karşı bağımsız Kürt devleti fikrini destekleme sinyalleri verdiğine ilişkin sorumuza karşılık ise şu yorumu yaptı: “Kürdistan kimsenin hesaplaşma alanı değildir. Türkiye ve İran, bizim için iki önemli devlettir.”