Fatih haber,Haber fatih,Fatih Yaşam,Fatih aktuel ,Haber
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Sputnike verdiği röportajda Suriyedeki çözüm süreci ile Astana formatı çerçevesinde Rusya ın Türkiye ve İran ile yaptığı işbirliği konularında değerlendirmelerde bulundu.
Astana çalışmalarının artık oturmuş ve başarılı bir format olduğuna dikkat çeken Lavrov, sözlerini şöyle sürdürdü:
Astana formatı çerçevesinde Türkiye ve İranla işbirliği yapıyoruz. Astana çalışmaları, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi in (BMGK) Suriye çözümüne ilişkin kararlarına ve özellikle de 2254 sayılı karara dayanan, oturmuş, başarılı ve uluslararası hukuk açısından da doğrulanmış bir etkileşim mekanizması. Etkili oluşunun temelinde, Suriye hükümeti ile silahlı muhalefet heyetlerinin mutabık kaldığı anlaşmalar var. Biz, İranlı ve Türk partnerlerimizle birlikte öncelikle anlaşmaların sağlanmasına katkıda bulunuyoruz, ikinci olarak ta uygulanmaları hususunda garantör oluyoruz. ‘Garantör ülkeler ifadesi de buradan geliyor.
Garantör ülkelerin bu çalışmalarının en önemli sonuçlarından bir tanesine değinen Lavrov, Suriye in geleceğini Suriyeliler tarafından, uluslararası yardımla birlikte bildikleri ve uyguladıkları siyasi süreç çerçevesinde belirlenmesi gerektiği yönündeki tez de böylelikle gerçekleşmiş oluyor. Bu yaklaşımın bir örneği, ilk gerçek kapsayıcı bir forum olan, Suriyedeki siyasi çözüm sürecine dinamik katan, Cenevre sürecini durgunluktan çıkarıp anayasa ‘dosyası üzerinde çalışmalara ivme kazandıran Ocak 2018de düzenlenen Suriye Ulusal Diyalog Kongresidir. Kongrenin eş organizatörlerinin Astanadaki ‘garantörler olduğunu hatırlatırım. Kısa bir süre önce Rusya, Türkiye ve İran arabuluculuğu ile Suriye hükümeti ile muhalefet arasında mutabık kalınan anayasa komitesi aday listesini BM temsilcilerine ilettik diye konuştu.
Rus diplomat ayrıca Türk askerlerinin İdlibdeki varlığı konusunda da Suriye hükümeti ile mutabakat sağlandığına dikkat çekti.
Lavrov, 17 Eylülde Soçide imzalanan Mutabakat belgesinde yer alan İdlib hakkındaki Rus-Türk anlaşmalarına varılması, Suriye in o bölgesinde gerilimi azaltma bölgesinin kurulması ve onun içine Türk, dışına da Rus ve İran gözetim noktalarının kurulması konusunda Astana süreci çerçevesinde kabul edilen önceki kararlar sayesinde mümkün oldu. Böylelikle Türk askerlerinin Suriye in o bölgesindeki varlığı konusunda, Soçi Mutabakatı ı takdirle karşılayan Suriye hükümetiyle mutabakat sağlanmış durumda. Astana formatının üçüncü garantörü olan İran da ona destek verdi ifadelerini kullandı.
Diğer yandan ABD in Suriye topraklarında bulunması için herhangi bir hukuki dayanak olmadığını söyleyen Lavrov, şöyle devam etti:
Aksine, ABD in Fıratın doğusunda ve Tanf aki yasal olmayan üslerinin etrafındaki 55 kilometrelik ‘güvenlik bölgesinde askeri varlık göstermesinin herhangi bir uluslararası hukuki dayanağı yok. Washingtonun, üyelerine kendilerini savunma hakkı tanıyan BM Tüzüğü ün 51. Maddesine atıfta bulunması hukuki açıdan kesinlikle geçersiz. Suriyede IŞİD bozguna uğratıldı, ABD ise kuvvetlerini geri çekmiyor. Aslına bakılırsa ülke topraklarının yüzde 30unun ABD tarafından işgali söz konusu. ABD in yardımıyla bu bölgelerde merkezi yönetime itaat etmeyen özyönetim makamları oluşturuluyor ve bu, ülkedeki askeri ve siyasi durumda istikrarsızlaşmaya neden oluyor, çözüm sürecini yavaşlatıyor.
Rus Hava-Uzay Kuvvetleri in Suriye topraklarındaki varlıklarının ise yasal olduğunu vurgulayan bakan, Rus Hava-Uzay Kuvvetleri in Suriyedeki hukuki statüsü ise tamamen farklı. Bizim askerlerimiz, meşru yönetimin daveti üzerine, uluslararası hukuka tamamen uygun olarak orada bulunuyor. Bu arada, 4 gerilimi azaltma bölgesinden 3ünün (Doğu Guta, Humus, Güney Bölge) öncelikle Rus askeri müzakerecilerinin ‘sahadaki komutanlarla doğrudan gerçekleştirdikleri çalışmalar sayesinde boşaltıldığını da hatırlatırım dedi ve şöyle devam etti:
ABD in Suriye topraklarındaki yasadışı silahlı varlığı sorununu çözmek kolay olmayacak. Washington, bu ilkelerin BMGK ın ana kararlarında belirlenmiş olmasına rağmen, sürekli olarak Suriye in egemenliğini, bağımsızlığını, halk ve toprak birliğini bozan yeni şartlar koşuyor. ABD Başkanı Donald Trumpın duyurduğu Suriyeden ‘çıkışın ne şekilde sonuçlanacağını göreceğiz.