Dünya basınının büyük ilgisini çeken mumyalanmış ceset üzerinde otopsi yapan doktorlar, Bajoratın cesedinin bulunmasından sadece 7 gün önce kalp krizi geçirerek hayata veda ettiğini tespit ettiklerini belirtti. Cesedin bu kadar kısa sürede nasıl mumyalaştığı ise henüz gizemini koruyor.

İlk gelen haberlerde, bir eli telsiz mikrofonuna yakın şekilde can veren kaptanın cesedinin, kuru okyanus rüzgarları, sıcak ve tuzlu hava sayesinde korunmuş olduğu öne sürülüyordu.



Polis daha önce teknedeki dökümanları incelemiş ve mumyalanmış halde bulunan cesedin 59 yaşındaki Bajorata ait olduğunu doğrulamıştı. Ancak yetkililer Alman vatandaşı denizcinin hangi limandan yola çıktığını ya da nereye doğru yol almakta olduğunu tespit etmekte başarılı olamadı.

Cesedin bulunmasından sonraki bir kaç günde hiç kimsenin Bajorat ile son yıllarda konuştuğuna ya da görüştüğüne dair bir açıklama yapmaması da adamın yıllar önce ölmüş olabileceği yönünde teorilerin ortaya atılmasına neden olmuştu.
 

Alman basını Bajoratın yaklaşık 20 yıl önce karısı Claudia ile birlikte anavatanı Almanyadan ayrılıp teknesinde yaşamaya başladığını ve çiftin birlikte dünyanın dört bir yanını gezdiğini yazmıştı.



Claudianın 2010 yılında kansere yenik düşmesinden sonra Bajoratın seyahatlerine tek başına devam ettiği belirtilmişti.

Mumyanın telsizin yanında bulunmuş olması, son anlarında yardım için arama yapmaya çalışmış olabileceğini düşündürdü.

Alman denizcinin cesedinin bulunduğu Barobonın polis şefi Dominador Plaza konuyla ilgili yaptığı basın açıklamasında Bajoratın Almanyada yaşayan bir kızı olduğunu öğrendik. Alman elçiliği onu babasının cesedini teşhis etmesi için buraya getirecek dedi.