Fatih haber,Haber fatih,Fatih Yaşam,Fatih aktuel ,Haber
Pamuk, 8 yıl evvel vapurlar değiştirilirken halka sorulurken, şimdi sorulmadığına dikkat çekerken de, AKP o zaman bence daha saygın bir yerdeydi ifadelerini kullandı.
Deneyimli İngiliz belgeselci Grant Geenin, Orhan Pamukun Masumiyet Müzesi romanından esinlenerek hazırladığı Innocence of Memories (Hatıraların Masumiyeti) adlı filmi, Pazartesi gecesi Venedik Film Festivalinde dünya prömiyerini yaptı.
Pamukun da katıldığı gösterimde film yoğun alkış aldı. Bu belgesel drama, Füsun ve Kemalin 1970lerin İstanbulunda geçen biraz acıklı aşkına tanık olduğumuz Masumiyet Müzesi romanı, aynı adlı müze ile günümüz İstanbulunun, dikkatle yazılmış metinler, gizemli bir anlatı sesi ve tablomsu bir görsellikle başarılı bir şekilde kolajlanmış olmasıyla dikkat çekiyor.
Kamera kaydırarak, arşiv imajları eşliğinde izleyenleri dokümanterinin içine çeken Grant Gee, Türkan Şoray, Ara Güler ve bir taksiciden de istifade ederken, Gezi Parkını da görüyor.
İlk kez bir kitabı beyazperdeye esin kaynağı olan Pamuk, bu konudaki görüş ve duygularını Venedikte Doğan Haber Ajansı ile paylaştı.
BU MASUMİYET MÜZESİNİN FİLMİ DEĞİLDİR
Film hakkındaki değerlendirmeleriniz nelerdir?
Orhan Pamuk: Film, çok özenli, şiirsel ve derin. En zor şey filmin üç çizgisi var. Benim masumiyet müzesi adlı romanımın hikayesini, romanın içindeki küçük bir kahramanın gözünden, ama 12 yıl sonra kısaca yeniden gözden geçiriyor, ama yalnızca masumiyet müzesinden çıkan bir film değil. Ayrıca benim eserlerimi ve diğer kitaplarımı; İstanbul adlı kitabı Kara Kitaptaki metinleri gören bir film. Üçüncüsü günümüz. Benim romanlarımdan ancak Kafamdaki Bir Tuhaflıkta yetişebildiğim günümüz İstanbulu. İnşaat çılgınlığını, beton binaları, yeşilin yok edilişini, şehrin kimyasının değişişini, hep sürekli aynı kalışını da bunda seviyorum. Grantın filminin özelliği, gören bir film. Çok yoğun, ama popüler bir aşk melodramı değil. Masumiyet Müzesinin bir dizisi de yapılabilir, popüler bir aşk melodramı olarak.
Bu Grant Geenin yaptığı film, o tarafa doğru gitmiyor. Türkiyedeki okurların bakış açısından söyleyelim, entelektüel bir film, yer yer zorlukları var. Ben Masumiyet Müzesi romanını okumadım, şunu bir dizi gibi seyredeyim diyenler için bir film değil. Bunu özellikle Türk seyircisine söylemek istiyorum. Romanı görmedim, filmini izliyorum, bu okuyamadığınız romanın filmi de değil.
Genel olarak çok kişiliği ve üslubu olan bir İngiliz edebi, entelektüel yönetmenin, benim dünyamdan ve İstanbuldan yola çıkarak ve İstanbulun bugününe, değişimine eski kimyasından yola çıkarak ve Masumiyet Müzesi önde olmak üzere benim bütün eserlerimden yola çıkarak yaptığı bir film. Ben çok memnunum, ama çok kişisel, yoğun, yer yer çok zeki ve parlak, yer yer de zor bir film olduğunu da söylemek istiyorum.
Bu Masumiyet Müzesi adlı romanımın resmedilmiş, diziye çekilmiş, filme çekilmiş, Yeşilçam filmi haline gelmiş değil. Bu, daha entelektüel bir film, ama ben böyle olmasından memnunum. Uyarlama değil, esinlenerek başka bir film yapıldı.
SEBALD HAKKINDA YAPTIĞI FİLM GİBİ YARATICI BİR ŞEY YAPMASINI İSTİYORDUM
Grant Gee bu işe nasıl dahil oldu?
Paging.create(3, 1);