Fatih haber,Haber fatih,Fatih Yaşam,Fatih aktuel ,Haber
Rus profesör Nikolai Petrov, The Moscow Times gazetesi için kaleme aldığı yazıda, Rusyadaki mevcut iktidarın kendini yenilememesi halinde çökme tehlikesiyle karşı karşıya bulunduğunu söyledi.
AARusya ın iç politikasının, 2014 ve 2015 e önce Ukraynaya, ardından Suriyeye olmak üzere yurt dışına iteklendiğini dile getiren Petrov, Rus yetkililerin 2016da, yeni dünya düzenini şekillendirme fikrinden uzaklaşmaları ve kendi iç siyasetlerine çeki düzen vermeleri gerektiğini, aksi halde daha fazla hayatta kalamayacaklarını belirtti.
Devlet Başkanı Vladimir Putin, son iki yıldır, savaş ve kamuoyunu harekete geçirmek gibi olağanüstü tedbirler alarak meşruiyetini sağlama aldı. Ancak bu tür bir meşruiyet, mukayese edilebilir bir tepki uyandırmak için her zamankinden daha sık ve görkemli kahramanlık gerektirerek bir toplumu hissizleştirir diyen Petrov, Rusya ın, Kırım, Novorossiya (Ukrayna ın güneyi), Suriye ve Türkiye ile bağlantılarının, kamu tepkisi uyandırmak adına kullanılan en son hükümet eylemleri olduğunu ifade etti.
Yetkililerin normalde adil seçimler kazanarak seçim meşruiyeti elde ettiğini vurgulayan Petrov, Putin gibi bir ulusal liderin toplumda daha geniş, daha kapsamlı yetkilendirmeye ihtiyacı olduğunun altını çizerek, Bu tür orkestral meşruiyet, rekabetçi seçimler için uygun değil. Bu yüzden Kremlin, belediye başkanlarının doğrudan seçilmesini bertaraf etmekte, bölgesel vali seçimlerini önceden belirlenmiş bir sonuca dayandırmakta değerlendirmesinde bulundu.
Kremlinin halkın seçimlere olan ilgisini azaltmaya çalışmakla kalmayıp, demokratik muhalefetin de 2015 seçimlerine katılmasına mani olduğunu hatırlatan Petrov, iktidarın, muhalefetin fazla oy kazanmasından değil, rejimin meşruiyetini sarsacağından korktuğu yorumunu yaptı.
Seçim meşruiyeti aşağıdan yukarıya büyürken, zorla meşruiyet yukarıdan aşağıya empoze ediliyor ifadelerini kullanan Petrov, bu taban tabana zıt modellerin 2016da çökmeye başlayacağı değerlendirmesinde bulundu.
İktidardaki elitler arasındaki iç dengenin son iki yıldır önemli ölçüde değiştiğini söylen Rus profesör, Rusya ın dış savaşlarının, güvenlik bürokrasisinin ve askeri endüstriyel komplekslerin etkisini artırdığını belirtti.
Rusya ın ham maddeye dayalı ekonomik modelinin çöküşü, Batı yaptırımları ve bunun sonucunda piyasalarda oluşan yeni fiyatlandırma, egemen seçkinler arasındaki güç dengesinin büyük ölçüde değişmesine yol açtı diyen Petrov, elitler arasındaki mücadelelerin asıl hedefinin krizin vurduğu bütçeye ulaşmak ve üst düzey liderlerin gözüne girmeye çalışmak olduğunu, bu sebeple, eylül ayındaki parlamento seçimlerinin elitler arasında artan rekabet ortamında yapılacağını ifade etti.
Petrov yazısında, Rus politik sistemi arkaiktir. Yöneticilerin petrodolarlar içinde yüzdüğü ve demokratik kurumlar, kuvvetler ayrılığı, bağımsız yargı, güçlü parlamento, federalizm, yerel yönetim ve buna benzer şeylere ihtiyaç duyulmayan tarihi bir dönemde oluşmuştur. Kolay para olmadan, iktidar kendini yenilemeden hayatta kalamaz yorumunu yaptı.
Eylül ayında Rus Parlamentosunun alt kanadı Duma ve bölgesel parlamentoların neredeyse yarısında erken seçime gidileceğini hatırlatan Petrov, Yetkililer Eylül seçimleri için 2014-15 bölgesel seçimlerinde denenen stratejiyi uygulamayı planlıyor. Bu taktik en iyi şekilde uydurma yerine manipülasyon şeklinde özetlenebilir. Örneğin liderler, 2015 yılında Irkutsk bölgesinde valilik seçimleriyle bağlantılı olan politik protestoların tekrarlaması riskinden korktuklarından, Kremlin, saraya sadık ama komünist valinin seçimine karşı ortaya çıkacak muhtemel kitlesel protestoların nispi maliyetini tarttı ve ikinci olanı seçti. Valilik seçimlerinin tekrar yapılmaya başlanmasından bu yana ilk kez görevdeki bir vali yeniden yapılan seçimi kazanmayı başaramadı değerlendirmesinde bulundu.
Bu seneki Duma seçimlerinin, 2007 yılından önce olduğu gibi, yeni bir şemaya göre yapılacağını koltukların yarısının partilere gideceğini, diğer yarısının da bireysel adaylar arasında bölüneceğini anlatan Petrov, bununla birlikte, Kremlinin kurnaz bir şekilde saraya sadık ve kurallara uyan taşralı vatandaşların yanında büyük şehirlerin bağımsız ve protesto niyetli sakinlerini de bir araya getiren şekilsiz seçim bölgeleri çizdiğini belirterek, Bu durum, yenilikçi adayların Duma koltuklarını güvenceye almalarını daha da zora sokacaktır ifadelerine yer verdi.