Fatih haber,Haber fatih,Fatih Yaşam,Fatih aktuel ,Haber
Suriye rejimine ait El-Ahbariyye televizyonuna konuşan Nasrallah, Suudi Arabistanın Yemendeki Husilere karşı yürüttüğü operasyonla ilgili, Suudi Arabistanın Yemendeki yenilgisi büyük olacak ve bu kraliyet ailesine yansıyacak dedi.
Suudi Arabistanın, kaybettiği Yemeni tekrar ele geçirmek istediğini savunan ve İranın Yemen üzerinde hakimiyet kurduğu yönündeki sözlerin gerçek dışı olduğunu söyleyen Nasrallah, Yemenin Suudi Arabistanın kontrolünden çıkması, Amerikanın kontrolünden çıkması demek. Bu nedenle operasyonu bugün Suudi Arabistan-ABD saldırısı olarak görüyoruz ifadelerini kullandı.
Nasrallah, şöyle konuştu:
Suudi Arabistan, Suriye, Irak ve Lübnanda çatışmaların devam etmesi için para ödüyor. Bu işi meşru göstermek için de elinde basın ile para ve fetva için de hocaları var. Aracılar üzerinden Yemene karşı yürüttüğü savaşların tamamını kaybettiği için direkt müdahale etmeye başladı. Yemen içindeki eller (Suudi Arabistanın) hedefi(ni) gerçekleştiremez. Husilerin Suudi Arabistana diyalog görüşmelerine gitmesi durumunda bu boyun eğmek ve teslim olmak demektir.
İran ile P5+1 ülkeleri arasında sağlanan son anlaşmaya da değinerek bundan duyduğu memnuniyetini dile getiren Nasrallah, Suudi Arabistanın anlaşmayla ilgili tutumunun İsrailin tutumu ile kesiştiğini ileri sürdü.
Nasrallah, şimdiye kadar İranın nükleer programı ile ilgili nihai anlaşma konusunda bir şey söylenmediğini belirterek, Burada bu anlaşmanın önemini anlamamız için, İsrailin tutumu ve Suudi Arabistan-İsrail öfkesini görmemiz yeterlidir. Bu çok büyük bir başarıdır ve bu dosya üzerindeki müzakere tecrübesi iyi okunmalı, analiz edilmeli ve bundan tüm halklar için dersler çıkarılmalı diye konuştu.
İranın nükleer enerji programı üzerinde nihai anlaşmanın sağlanması durumunda bölgesel savaş korkusu uzaklaşacak diyen Nasrallah, nihai anlaşma konusunda da başarısızlığı bekleyen ve haziran ayına kadar da başarısızlık için çalışacak olanların hedefinin İranı zayıf düşürmek ve kuşatma altına almak olduğunu savundu.
Suriyedeki iç savaşa Hizbullahın karışmasına da değinen Nasrallah, Hizbullahın Suriyedeki savaşa katılmayı seçmesinin aleni bir şekilde gerçekleştiğini söyledi.
Nasrallah, sözlerine şöyle devam etti:
Biz savaşa tamamen kendi irademizle sorumluluklarımızı taşımak için girdik. Biz hiçbir kimseyi zor durumda bırakmamak için Lübnandaki müttefiklerimize haber vermedik. Suriyeye girme sorumluluğunu biz taşıyoruz. Müttefiklerimize, Hizbullah bize savaşa girme konusunu sormadı diyebileceklerini söyledik. Suriye hakkında istenilen savaş çok büyüktü. Suriyeye girdiğimizde savaşın sert, büyük ve uzun olduğunu biliyorduk.
Suriyede siyasi çözüm istemeyen devletler var-
Hizbullahın Suriyedeki kayıplarının beklenen seviyede olduğunu savunan Nasrallah, basının bunu abartılı bir şekilde aktardığını ileri sürdü.
Nasrallah, sözlerini şöyle tamamladı:
Suriyede siyasi çözüm istemeyen devletler var. Bunlar, daha fazla ölüm ve yıkım istiyorlar. Biz ise akıl ve mantık, yapılması gerekenin yönetimin yanında dik durarak teslim olmamak, geri çekilmemek ve kapıyı her türlü diyaloğa açık bırakmak olduğunu söylüyor diyoruz. Çünkü alternatif felakettir. Hizbullah ya da İranın Suriyeyi işgal ettiğini söylemek akılsızlıktır. Bu Suriyenin direnişini hafifletmek için söyleniyor.
AA