Hizbullah’ın ilk Genel Sekreteri Subhi et-Tufeyli, 'Alaycı ve saygısız bir şekilde İranlılar, Hasan Nasrallah’ı benim bilgim olmadan örgütün silahlı kanadına liderlik etmesi için görevlendirdi. Bu basit bir ayrılık değil örgüt içinde askeri bir darbeydi.' dedi.
Lübnan Hizbullah'ının ilk Genel Sekreteri Şeyh Subhi et-Tufeyli, dikkat çeken açıklamalarda bulundu. ABD ve İran arasında Irak üzerinde yaşanan gerilimi değerlendiren Tufeyli, “Iraklılar, ABD ve ajanlarını Irak'tan kovmak ve İran da haddini bilmek zorundadır” ifadelerini kullandı.
Independent Arabia muhabiri Sevsen Mehanna'ya konuşan Tufeyli, kendisinin Hizbullah bünyesinde olduğu dönemlere ilişkin “Lübnan halkı olarak, İran askeri kadrolarını ve uzmanlığını kullandık. Bu kadrolar, o zamanlarda bizim gençlerimizle de birlikteydiler. İsrail düşmanıyla savaşmak için planlama, yönetme ve benzeri konularda uzmanlıklarını kullanan bazı memurlarımız vardı. Bulundukları konumlardan yararlandılar. Emel ve Hizbullah arasındaki çatışmanın başlangıcında Lübnan'ın güneyindeki Nebatiye şehrine saldırdılar. İranlılar, Sur şehrinde Emel'e kurtarılmış bölge bırakmak karşılığında Nebatiye'de bir kurtarılmış bölge kurma projesine sahipti. Böylece Suriye kontrolü dışında bir nüfuza sahip olacaklardı. O zamanlarda Hizbullah olarak Emel ile çatıştık. İranlılar; Hizbullah ve Emel arasında üç yıllık bir fitne oluşturdu. Bunun tüm sorumluluğu İran'a aitti. Askeri liderleri yargıya yönlendirdik. Çünkü çatışmalar, benim emirlerime rağmen yapılmıştı” dedi.
"BENİM BİLGİM OLMADAN NASRALLAH'I ATADILAR"
“İran yönetimini temsilen bir heyet ülkeye gelerek Hizbullah Şura Konseyi üyelerine gitti ve vatandaşlarının yargılanmamasını istedi. Tahran'dan bana, askeri yargılanma istemedikleri hususunda bir mesaj geldi. Ancak yargı konusundaki fikrimde kararlı kaldım” diyen Tufeyli, sözlerine şöyle devam etti:
“Sonradan ortaya çıktı ki alaycı ve saygısız bir şekilde İranlılar, Hasan Nasrallah'ı benim bilgim olmadan örgütün silahlı kanadına liderlik etmesi için görevlendirdi. Bu basit bir ayrılık değil örgüt içinde askeri bir darbeydi. Aslında Hasan Nasrallah ve Humeyni'nin liderlik emirlerine uyuyorlardı. İran'ın fitne projesine karşıydık. Evet o zaman, Hizbullah'ın Genel Sekreteri'ydim. Ama öldürenleri, fitne yayanları yargılamak istedim. Emel Hareketi ile fitne tedavisi başlığı altında İran'dan gelen bir komite ile yapılan bir toplantı sırasında, başlangıçta bir polemik oluşturdular ve nihayetinde isteklerini söylediler. İranlılar, tüm yeteneklere sahip. Direniş projesini kim finanse ederse onu durdurmak isterler. Bize de söylediler: Gelecek ay için paramız yok, yani işimiz bitti. O zaman kabul ettim.”