Fatih haber,Haber fatih,Fatih Yaşam,Fatih aktuel ,Haber
oğazdaki ön görünümde olan yerler ve tarihi yarımada imar barışı yasasından muaf tutuldu. Peki, yasa neden çıkarıldı? Neden af değil de barış? Kimler faydalanacak? Parası olmayan vatandaş ne yapacak? Deprem için bu yasanın önemi ne? İmar hakkı transferinde gelişmeler ne yönde? Kanal İstanbul için gelen çevre eleştirilerine nasıl cevap veriliyor? Bakan Özhaseki anlattı...
Akşamdan Pınar Işık Ardorun röportajı:
İmar barışı neden getirildi? Ne sağlayacak? Hükümet olarak amacınız nedir? Sadece parasal gelir olarak bakmıyorsunuz sanırım.
“ÇEVRE BAKANI BUNU SÖYLÜYORSA BİR DÜŞÜNMEK LAZIM”
Bu sanki ‘seçim yatırımı, hükümet böyle bir vaatte bulunuyor gibi algı oluşturanlar var. Ama biz 1 senedir bunun üzerinde çalışıyoruz. Son aşamaya gelinmişti seçim kararı alınınca sanki partinin seçim vaadi gibi bir algı oldu, bundan dolayı üzgünüm. İstanbul il Müdürlüğüne günde 60-70 müracaat oluyordu imar barışı, yapı- kayıt belgesiyle ilgili. Bu çıktı mı, ne zaman, nereye müracaat edeceğiz diye soruyorlar. Birçok gazetede internet sitesinde bununla ilgili yorumlar yapılıyordu. Şu anda Türkiyede yapı stokumuzun ne olduğu hususunda çok net ve doğru bilgiler yok. Çevre ve Şehircilik Bakanı Türkiyede yapı stoku ile ilgili böyle bir şey söylüyorsa bir düşünmek lazım. En doğru veri olarak TUİK verilerini kabul ediyoruz ki belediyeden gelen verileri yan yana koyduğumuzda bu veriler örtüşmüyor. Bir belediye başkanı elinde ne kadar konut, fabrika alanı var ne kadar yapı stoku var, bunun ne kadarı imara aykırılık teşkil ediyor konusunda net bilgiler veremiyorsa düşünmek lazım.
Peki, bu kayıtsızlık ne zamandan beri var? Suçlu aramayalım ama neden yapılamadı?
“MİLYONLARCA İNSAN SORUN İÇİNDE, ÇÖZMEYELİM Mİ?”
50-60-70li yıllardan itibaren müthiş şekilde köylerden kentlere iş bulabilme ümidiyle insanlar göç etmiş. Onlar karşısında yerel yönetimler ve merkezi idare aciz kalmış, tedbir almamış. Onlara kızamayız, hazırlık yapmayan merkezi yönetime ve yerel idarelere kızıyorum. Bu gelen insanların hepsi kayıt dışı gibi olduğu için konut stokumuzu, iş yeri sayısını bilen bir kişi de yok. TUİK verileri 26 milyon 358 bin bağımsız birim olduğunu söylüyor. Belediye başkanlarını birebir kendim aradım. Bulunduğun ilçenin ne kadarı imarlı iskânlı ne kadar iskâna aykırı net bir veri yok. Ortalama Türkiyedeki yapı stokumuzun yüzde 60ı imara aykırı. Bütün bunları sizin bir denetim altında tutmanız gerekmiyor mu? Bunları kayıt altına alıp ne olduğunu bilmeniz gerekmiyor mu? Su, elektrik, gaz bağlanmasında, kat mülkiyetine geçişte ya da hane sahibinin bankaya gidip kendi evini teminat göstermek istediğinde gösterememesi gibi bir sorunla karşı karşıya kaldığında milyonlarca insanın sorun havuzu içinde yüzdüğünü görünce siz buna çözüm getirmez misiniz?
Siyaset kurumu bir takım problemler çıktığında çözme sanatıdır. Bunu yapmıyorsanız niye oturuyorsunuz o zaman? İmar barışı konusunda sebep buydu. Türkiyede yaşayan vatandaşın yarıdan fazlası devletle itilaflı.
“BİZ KİMSEYE BİR ŞEY VERMİYORUZ HAKLARINI İADE EDİYORUZ”
Niye böyle yapılmaz da tam tersine ya yıkarım gibi bir tehditle ya da biraz daha sol anlayışla bunlar gelsinler bizim arka bahçemiz olur eylemlere götürürüz gibi işler peşinde koşarlar. Asıl suçlu onları kullanan, istismar eden bu kafa. Kimse dönüp ‘bu adamlara bir şey veriyorsunuz demesin. Bir şey verdiğimiz yok. O insanların hakkını karşılıyoruz. Burada bir şey daha söylemem lazım. Aldığımız ücretler de belki belediyeyi gitse ruhsat için müracaat etse vereceği para.
Bu kanundan zenginler istifade edecek şeklinde bir algı da var. Lüks semtlerde rant kazançları olur mu?
“Siluet olarak hepimizi rahatsız eden o yüksek binalar var ya zaten ruhsatlı.”
Hayır, öyle bir şey de yok. Barış olmasının aftan farklılığı herhangi bir müktesep sağlamaması. Belediyede imar mevzuatı neyse arsa sahibinin ona göre işlem yapacak olması. Ben bunu önerdiğim zaman hiç kimse gidip de üç kat yerine 15 kat yapacak diye bir şey yapamaz. Siluet olarak hepimizi rahatsız eden o yüksek binalar var ya bunların hiç birisinin ruhsata ihtiyacı yok onlar zaten ruhsatlı. Bundan istifade edecek kesim yüzde 98 oranında dar gelirli ve orta gelirli vatandaş.
Dar gelirli dediniz. Kaçak konutun sahipleri ederinin yüzde 3ü oranında bir bedel ödeyerek yasal statüye kavuşacak. Yani fiyat 100 bin liraysa yüzde 3ü 3 Bin Lira eder. Peki, vatandaşın bu rakamı ödeme durumu yoksa ne yapılacak?
“5 TAKSİT OLABİLİR YA DA PARA BİRİKTİR GEL AL”
Bu konuda yapılacak çalışmaları yönetmeliklerle belirleyeceğiz. Kendi içimizdeki tartışma konusu şu: 5 taksit yapalım şeklinde ya da müracaatından sonra sene sonuna kadar dört beş ay içerisinde bu bedeli ödediğinde kendisine yapı kayıt belgesi verilir diye. Erken yatıran erken alsın dört beş ay boyunca para biriktiren de o zaman alsın.
Bir yıl içinde mi başvurulacak? İmar barışı ne kadar süreyi kapsıyor?
“2018 SONUNA KADAR MÜRACAATLAR ALINACAK”
Önce yasa Meclisten çıkmalı, Cumhurbaşkanı onayı resmi gazete yayımlanmalı. Bunlar ay sonunu bulabilir. Biz milyonlarca insanın başvurusunu alabilecek alt yapıyı kurmaya başladık. Bir ay sonra müracaatları almaya başlarız. 2018 sonuna kadar vatandaş müracaatını yapabilecek. İsterse bakanlar kurulu bunu bir sene daha uzatabilir.
Kat irtifakı tapuları olanlar kat mülkiyetine geçmek istediklerinde bireysel başvuru yapacaklar mı apartman sakinlerinin top yekûn kararı mı gerekli?
“kat mülkiyeti için vatandaşın yüzde 100ün imzası lazım”
Yüzde 50yi geçen oranda hisse sahipleri müracaat edebilir diye yasa teklifine bir şey yazdık fakat bunun bir takım sıkıntılar çıkabileceğini tahmin ediyordum. O yüzden önergede bu cümleyi çektik. Kat mülkiyetine geçmek için vatandaşın yüzde yüzünün imzası lazım. Yani hepsinin nerede oturduğu yüzde kaç hisseye sahip olduğunun ortak müracaatıyla olması lazım. Biz bunu çok iyi niyetle yani ev sahiplerinde birisi bulunamaz imza atamaz ya da pürüz bir adamdır 20 daire içinde.
“KAT MÜLKİYETİ İÇİN BEDEL KONUT BEDELİNİN YÜZDE 6SI”
Onun itirazıyla kocaman bir iş durmasın diye belli bir sayı üstünlüğü istedik ama bazı sorulara da cevap veremez hale geldik. Bunu aylardır tartışıyoruz. Bir önergeyle bunu biraz daha yeniledik. Bu arada kat mülkiyetine geçilecekse verdiği bedeli iki misli ödemek zorunda yani yüzde üç yerine yüzde 6 verecek.
Belediyede ev 120 metrekare gözüküyor ama evin kendisi 200 metrekare ve kat irtifaklı. O zaman ne olacak?
“VATANDAŞ VERECEĞİMİZ FORMU DOLDURUP, FOTOĞRAF ÇEKECEK”
13 milyon itilaflı birbirine benzemiyor. Orada gidip mühendislik bürolarına para harcamayın boşuna. Bizim verdiğimiz formu dolduracak. Orada adı soyadı, adresi, pafta, parsel yazıyor. İmara aykırılık nedir diye bölüm var. Sen söyle tamamı kaçak ya da desin ki elli metre daha yanına ilave ettim ya da üstüne bir kat daha çıktım. İmara aykırılık neyse vatandaş bildirsin istiyoruz. Sonra bu formun altına oranın fotoğrafını eklesin ki ispatı olsun.
“YALAN BEYAN BAŞA BELA OLUR”
Yarın yeniden bir itilaf olduğunda resmi mercilere müracaat ettiğinde bu karşısına çıkacak o yüzden doğruyu söylemek zorunda. O yalan beyan başına bela olur. Bir şey demiyoruz ki zaten neyse söyle diyoruz yıktığımız falan yok. Aykırılık neyse olduğu gibi binanın fotoğrafını çekecek. Sonra bize yüzde üçünü yatıracaklar biz de yapı kayıt belgesini vereceğiz.
İmar barışıyla topladığınız paranın nereye kullanılacağı hususu çok önemli.
“ALAN BAZLI DÖNÜŞÜM YAPAN BELEDİYEYE SIFIR FAİZLİ KREDİ VERECEĞİZ”
40 Milyar civarı bir beklentimiz var. Geçebilir de düşebilir de. Bu parayı kentsel dönüşümde kullanacağız. Deprem riski olan ülkeyiz. Şehirlerimizi yenilememiz lazım. Evlerimizi sağlıklı hale getirirken bunu alan bazlı yapmalıyız. Yollar, yeşillikler vs. Tek başına bir binanın dönüşümüzü tasvip etmiyoruz aslında. Mahalle, alan olarak yapıldığı takdirde yeniden çevre gözden geçiriliyor. Bunu yapan belediyelere sıfır faizli para vermeyi düşünüyoruz.
“Ancak bir taahhüt istiyoruz”
Belediye kendi semtinde bulunan, zemini çürük ya da yapı stoku bozuk olan yerlerde kentsel dönüşüme girdiğinde vatandaş nihayetinde bu işin yapımı için bizden bedel istediğinde sıfır faizli para hazır olacak. Yalnız bir taahhüt istiyoruz. Bu inşaatların yapımızda yüzde yüz yerli malzeme kullanacağını taahhüt edecek. Yüzlerce iş kolu da ayağa kalkacak.