Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu BDDK, bankaların kullandırdığı krediler için belirlediği yüzde 4lük zorunlu karşılık orannını yüzde  1e düşürmeye hazırlanıyor. Bu düşüş şu anlama geliyor: Bankalar daha fazla krediyi daha düşük faizle verebilecek.

YÜZDE 4TEN YÜZDE 1E İNİYOR

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun (BDDK) bankaların krediler için ayıracağı karşılıklarla ilgili yaptığı düzenleme kapsamında tüketici kredileri için yüzde 4 olarak uygulanan genel karşılık oranı yüzde 1e düşürülüyor.

Reutersın haberine göre? Kredilerin sınıflandırılması ve bunlar için ayrılacak karşılıklara ilişkin usul ve esaslar hakkında yönetmelik bugün Resmi Gazetede yayımlandı. Buna göre, bankaların kredileri için Türkiye Finansal Raporlama Standardı 9 (TFRS 9) kapsamında karşılık ayırmalarının esas olduğu belirtilirken, genel karşılık oranlarının 1 Ocak 2018e kadar standart nitelikli nakdi kredileri toplamının en az yüzde biri oranında, yakın izlemedeeki nakdi kredileri toplamının da en az yüzde ikisi oranında uygulanacağı belirtildi.

ZORUNLU KARŞILIK NEDİR?

Zorunlu karşılık, zorunlu karşılık oranı ya da munzam karşılık; mevduat kabul eden bankaların bu mevduatlara karşılık olarak Merkez Bankasında bulundurmak zorunda oldukları mevduatların oranıdır ve bu oran Merkez Bankası tarafından kararlaştırılır. Önceleri iflas riskine karşı koruma sağlanması amacıyla çıkarılan bu kural, günümüzde daha çok bir piyasa likiditesi kontrol aracı olarak kullanılmaktadır.

Merkez Bankası Zorunlu Karşılık Oranı terimini şöyle tanımlıyor:

Mevduat kabul eden finansal kurumların bu mevduatlara karşılık olarak merkez bankasında tutmak zorunda oldukları mevduatlarının kanunen saptanan oranını ifade etmektedir. Merkez bankaları bu oranı bir para politikası aracı olarak kullanabilmektedir. Eğer bankalar atıl rezervlere sahip değilse, zorunlu karşılık oranı artırıldığında bankalar verdikleri kredileri geri çağırırlar ve bu durum para arzının azalmasına neden olur. Zorunlu karşılık oranı düşürüldüğünde ise zorunlu karşılıkların bir kısmı kullanılabilir rezerv şekline dönüşür, bu da bankaların kredi tabanını artırır. Bankaların kredi tabanın genişlemesi de para arzının artmasına neden olur.