Fatih haber,Haber fatih,Fatih Yaşam,Fatih aktuel ,Haber
Bosna Hersekin Bosanski Şamats şehrinde 1925 yılında dünyaya gelen Aliya, İkinci Dünya Savaşı boyunca faşist ideolojiye, sonrasında ise komünist ideoloji ve uygulamalarına karşı verdiği mücadele ile ismini duyurmaya başladı. İkinci Dünya Savaşı yıllarında Boşnakları yaşanan biyolojik ve manevi soykırımdan korumak için Mladi Müslümani (Genç Müslümanlar) isimli, kolej ve üniversite öğrencilerinden oluşan teşkilatta görev aldı.
İzzetbegoviç, 1946 yılında tutuklandıktan sonra 1949 yılına kadar hapiste kaldı. 1970 yılında kaleme aldığı İslam Deklarasyonu isimli bildiriyle dikkatleri üzerine çeken Boşnak lider, öncelikli olarak özgürlük, İslami düşüncenin çağımızda yeniden canlandırılması ve yaygınlaştırılması, günümüz Müslümanlarının vahim durumunun iyileştirilmesi, Batı ile İslam dünyasının ilişkisi, yeni bir medeniyetin nasıl inşa edileceği gibi konuları bu bildirgesinde derinlemesine işledi.
İslam Deklarasyonu nedeniyle ölücülük ve İslam devleti kurma suçlarından beraberindeki 12 Bosnalı aydınla 1983 yılında yargılanan İzzetbegoviç, 14 yıl hapse mahkum edildi. Aliya, 1988 yılı sonunda Yugoslavya hükümetinin sözlü muhalefet sebebiyle cezalandırılan bütün mahkumların serbest bırakılması kararının ardından hapisten çıktı ve siyasete ilk adımını attı.
Boşnakları kendi öz vatanlarında aşağılık duygusundan kurtarmayı, siyasi arenada etkili olmalarını sağlamayı ve ülkedeki diğer etnik unsurlarla birlikte bir arada yaşamın en güzel örneğini göstermeyi amaçlayan Aliya, 27 Mart 1990da Demokratik Eylem Partisi
i (SDA) kurdu.
Eski Yugoslavyayı oluşturan altı cumhuriyetten biri olan Bosna Hersek e, 18 Kasım 1990 tarihinde yapılan ilk çok partili seçimlerde İzzetbegoviçin genel başkanlığını yaptığı SDA, parlamentodaki 240 milletvekilliğinden 86sını kazanarak, seçimlerden güçlü çıktı.
Aliya, önce Slovenya
ın, ardından Hırvatistanın Yugoslavyadan bağımsızlığını ilan etmesinin ardından, ya bağımsızlığı tercih edip bir bedel ödeyecek ya da o zamanki Yuoslavya
ın devlet başkanı olan Slobodan Miloşeviçin ırkçı yönetimi altında kalacaktı. İzzetbegoviç, bu zor durumu her zaman büyük saygı duyduğu halkının tercihine bıraktı. 29 Şubat ile 1 Mart 1992 tarihlerinde ülkede referandum yapıldı.
Halkın yüzde 64ü referanduma katıldı ve yüzde 99,44ü bağımsızlık yönünde evet oyu kullandı. Sırplar referanduma katılmadı. Referandumun ardından AB, 6 Nisanda, ABD ise 7 Nisan 1992de Bosna-Hersekin bağımsızlığını tanıdı.
Referandumun ardından, halen Laheyde yargılanması devam eden dönemin savaş dönemindeki Bosnalı Sırpların siyasi lideri Radovan Karaciç ve yargılanması devam ederken 2006 yılında hayatını kaybeden Slobodan Miloşeviç, Bosna Herseke karşı etnik temizlik başlattı.
Kısa sürede organize olan Boşnaklar, merhum Aliya İzzetbegoviçin etrafında kenetlerek, onunla birlikte bağımsızlığın ağır bedelini ödemeye başladı. Savaş boyunca evler, camiler, tarihi eserler yıkılıp insanlar toplama kamplarında işkenceye tabi tutulurken, kadınlar sistematik tecavüzlere maruz kaldı.
Birleşmiş Milletlerin (BM) koruması altındaki Srebrenitada 1995 yılında soykırım işlenirken Aliya, direncini kaybetmedi, halkına sabır ve direnmekten başka bir şeyin sözünü dünyanın ilgisizliğinden dolayı veremedi.
Avrupa
ın en büyük dördüncü silahlı gücü olan Yugoslavya Ordusu
un üç yılda dize getiremediği Boşnaklar, savaşın lehlerine dönmeye başlaması üzerine uluslararası toplumun bakısıyla 1 Kasım 1995 tarihinde imzalanan Dayton Antlaşması ile Bosna Hersekin sınırlarını korumayı başardı. Halkına uluslararası arenada tanınan bir devlet ve bayrak bırakan Aliya, sağlık durumu kötü olmasına rağmen, savaştan sonraki dört yıl boyunca da savaşın yaralarının sarılmasına ve ülkenin kalkınmasına önemli katkılarda bulundu.
Rahatsızlığı nedeniyle 2000 yılı ekim ayında devlet başkanlığı görevinden çekilen Aliya İzzetbegoviç, 19 Ekim 2003 tarihinde saat 14.25 e hayata gözlerini yumdu.
Son günlerinde kendisi için büyük bir anıt mezar yapıldığını öğrenen Aliya, devlet yetkililerini bu projelerinden vazgeçirterek, şehitler arasında mütevazi bir mezarda gömülmek istediğini iletti. Talebi üzerine Aliya, Saraybosnadaki Kovaçi Şehitliği de kendisi için hazırlanan mezara defnedildi. Merhum Aliya ın, Her şeye kadir olan Allaha yemin ederim ki köle olmayacağız şeklinde mezar taşında yazan sözü ise hayatı mücadele ile geçen liderin Boşnak halkına bıraktığı en önemli tavsiyelerinden biri olarak gösteriliyor.
Aliya İzzetbegoviçin tarihe damga vuran sözleri...
Savaşta büyük zulme uğradınız. Zalimleri affedip affetmemekte serbestsiniz. Ne yaparsanız yapın, ama soykırımı unutmayın. Çünkü unutulan soykırım tekrarlanır.
Kuran edebiyat değil, hayattır; dolayısıyla O a bir düşünce tarzı değil, bir yaşama tarzı olarak bakılmalıdır.
Ölmeye hazır olan insanlar, ölmeye hazır olmayanlara karşı galip gelirler.
Her şeye kadir olan Allaha andolsun ki köle olmayacağız.