çıklamada öne çıkanlar ÅŸöyle:
Türkiye, gerginliÄŸin düÅŸürülmesi, diyalog ve iÅŸbirliÄŸinin baÅŸlatılması bakımından üzerine düÅŸeni fazlasıyla yerine getirmiÅŸtir. AB'nin, gerginliÄŸin düÅŸtüÄŸünü teslim edip, Gümrük BirliÄŸi'nin güncellenmesi dahil olumlu gündemi hayata geçirmeye yönelik somut kararlar almayı ertelemesi, bir oyalama taktiÄŸi, irade eksikliÄŸi ve bir iki üye ülkenin AB üyeliklerini kötüye kullanması olarak görülmektedir. Metinde adaylık statümüze atıfta bulunulmasından kaçınılması da bu görüÅŸümüzü teyit eder niteliktedir.
AB, hukukun üstünlüÄŸü ve temel haklar alanlarında diyalog önermek yerine, katılım müzakerelerinin önünü açarak, 23. ve 24. fasıllarda ülkemizde daha hızlı geliÅŸme kaydedilmesinin zeminini oluÅŸturabilecektir.
Önerilen yeni mali yardım paketi, Türkiye'ye deÄŸil, Suriyeli sığınmacılara yönelik olup, esasen AB'nin kendi huzur ve güvenliÄŸinin teminatı için atılacak bir adımdır. Göç iÅŸbirliÄŸinin sadece mali boyuta indirgenmesi, büyük bir yanılgıdır. Bu alanda yakın iÅŸbirliÄŸi hedeflenmesi herkes için yararlı olacaktır.
Zirve kararlarının Kıbrıs'a iliÅŸkin bölümleri ise her zamanki gibi Rum/Yunan ikilisinin görüÅŸlerinin tekrarıdır. Bu tutumuyla AB bir kez daha Kıbrıs Türklerini yok saymış ve eÅŸit haklarını görmezden gelmiÅŸtir. AB'nin bu tutumu devam ettiÄŸi sürece, Kıbrıs meselesine yapıcı bir katkıda bulunması mümkün deÄŸildir. Bu vesileyle AB'yi bir kez daha Ada'daki gerçekleri artık görmeye, Kıbrıs Türklerini ve müktesep eÅŸit haklarını tanımaya ve 2004'te verdiÄŸi sözleri yerine getirmeye davet ediyoruz.
Yakalanan olumlu ivmenin sürdürülebilmesi ve Türkiye-AB iliÅŸkilerinin katılım perspektifiyle “olumlu gündem” üzerinden ilerletilmesi için gereken, 18 Mart Mutabakatı'nın tüm yönleriyle ve bütüncül bir anlayışla gözden geçirilerek günün ihtiyaçlarına ve ortak çıkarlara cevap verecek ÅŸekilde iÅŸler hale getirilmesidir.
Kaynak: TRT Haber