Fatih haber,Haber fatih,Fatih YaÅŸam,Fatih aktuel ,Haber
12 Eylül darbesi sonrasında yaşı büyütülerek idam edilen Erdal Erenin annesi Şadan Eren hayatını kaybetti. Bir süredir Ankarada hastanede tedavi gören Şadan Eren, bugün yaşamını yitirdi.
2 yıl önce hayatını kaybeden Gazeteci Savaş Ay bu fotoğrafı çekmişti
Orta Doğu Teknik Üniversitesi öğrencisi Sinan Suner, 30 Ocak 1980 tarihinde Milliyetçi Hareket Partili Bakan Cengiz Gökçekin koruması Süleyman Ezendemir tarafından vurularak öldürüldü. Ankara Yapı Meslek Lisesi öğrencisi Erdal Eren, Sunerin öldürülmesini protesto etmek için 2 Şubat 1980 günü düzenlenen gösteride çıkan çatışmadan sonra gözaltına alınan 24 kişinin arasındaydı. Eren, çıkan çatışmada er Zekeriya Öngeyi öldürdüğü iddiasıyla tutuklandı. Gözaltına alınmasından kısa bir süre sonra 19 Mart 1980 günü hakkında idam kararı verildi. Haberin devamı vreklam 13 Aralık 1980de Ulucanlar Cezaevinde idam edildiğinde henüz 17 yaşındaydı...
18 YAŞINDAN KÜÇÜK OLDUĞU ARAŞTIRILMADI
Erenin avukatlarından İsmail Sami Çakmak, geçen sene Cumhuriyet Gazetesine verdiği röportajda idam kararıyla ilgili olarak şunları söyledi: Yargıtay Üçüncü Dairesi, kararı son derece yasal ve hukuka uygun gerekçelerle bozdu. Bunlar otopsinin usul ve yasaya aykırı yapıldığı, ölenin vücudundan çıkan kurşunun Erdalın tabancasından çıkıp çıkmadığının açıklığa kavuşturulmadığı, olay yerinde keşif yapılmadığı, tanıkların dinlenilmediği Erdalın 18inden küçük olup olmadığının araştırılmadığı, takdir hakkının kötüye kullanıldığı gibi gerekçelerdi. Gerçek de buydu. Ama başsavcılık hemen harekete geçti, bozma kararına itiraz etti. Dosya gitti geldi, sonunda Askeri Yargıtay Daireler Kurulu idam kararını onayladı.
BÄ°R FOTOÄžRAFTAN 12 EYLÃœL ÅžARKISI
Ereni idamından on altı saat önce ziyaret eden Gazeteci Savaş Ay, Erenin son fotoğraflarını çekti. Ve o fotoğraflar bir Sezen Aksu şarkısına, Son Bakışa ilham oldu. Savaş Ay, Son Bakışın hikayesini şöyle anlatıyor: Erdal Ereni son anlarında çektiğim o fotoğrafları, milyonlarca kişi gibi Sezen Aksu da görmüş ve çok etkilenmiş. Anlatırken, Öylesine masum, öylesine ölümden uzak, öylesine genç ki... Hikayesini de okudum. Ama beni esas vuran o son bakış fotoğrafıydı Savaş. AĞIT GİBİ Aysel Gürele gösterdim o fotoğrafı. Birlikte bir şeyler yazdık. Onnoya verdik besteledi (Tunç). Şarkıdan çok ağıta benzedi. Yürekten kopup gelen, saf, duru, sahici... dedi. Ve işte o ağıtın sözleri. Bir an duruşu gibi Ömrün gidişi gibi Veda ederken Aşk ateşi gibi söner iç çekişler Amman amman yandım aman Acı yüzler O Ağıt daha sonra bir Sezen Aksu şarkısı Son Bakış olarak karşımıza çıktı.
SON BAKIÅž
Bir söz bitiÅŸi gibi son buldu seviÅŸler Bir yaz güneÅŸi gibi eritir hep bu terkediÅŸler Bir an duruÅŸu gibi ömrün gidiÅŸi gibi Veda ederken aÅŸk ateÅŸi gibi söner iç çekiÅŸler Aman aman yandım aman KurÅŸun gibi izler Son bakıştaki o gözler kaldı aklımızda Aman aman acı yüzler KurÅŸun gibi izler Son bakıştaki o gözler kaldı aklımızda Aman aman€¦ Erdal Eren, veda mektubunu hücresinde yazmış ve iç çamaşırında taşıyarak avukatına ulaÅŸmasını saÄŸlamıştı.
ERDAL ERENDEN SON MEKTUP
Sevgili annem, babam ve kardeÅŸlerim;
Sizlere bugüne kadar pek sağlıklı mektup yazamadım. Ayrıca konuşma olanağımız ve görüşmemizde olmadı. Zaten dışarıdayken de birbirimizi anlayacak şekilde konuşamadık. (Bu konuda sizlere karşı büyük oranda hatalı davrandım. Ancak bunu size karşı saygı duymadığım, bu nedenle böyle davrandığım şeklinde yorumlamamanızı dilerim) Bu nedenle sizlere anlatacağım, konuşacağım çok şey var. Ancak olanak yok. Düşüncelerimi bu mektupla anlatmaya çalışacağım. Şu anda ne durumda olacağınızı tahmin ediyorum. Ama çok açıklıkla söylüyorum ki benim moralim çok iyi ve ölümden de korkum yok. Çok büyük bir ihtimalle bu işin ölümle sonuçlanacağını çok iyi biliyorum. Buna rağmen korkuya, yılgınlığa, karamsarlığa kapılmıyorum ve devrimci olduğum, mücadeleye katıldığım için onur duyuyorum. Böyle düşünmem, böyle davranmam,halka ve devrime olan inancımdan gelmektedir. Ölümden korkmadığımı söylemem, yaşamak istemediğim, yaşamaktan bıktığım şeklinde anlaşılmamalı. Elbette ki hayatta olmayı ve mücadele etmeyi arzularım. Ancak karşıma ölüm çıkmışsa, bundan korkmamam, cesaretle karşılamam gerekir. Biliyorsunuz ki bu ceza işlediğim iddia edilen suçtan verilmedi. Asıl amaçlanan böyle bir olayla gözdağı vermek ve mücadeleyi engellemek hedefine dayalıdır. Bu nedenle sizinde bildiğiniz gibi, kendi hukuk kurallarını çiğneyerek bu cezayı verdiler.
Cezaevinde yapılan (Neler olduğunu ayrıntılı bir biçimde öğrenirsiniz sanırım) insanlık dışı zulüm altında inletildik. O kadar aşağılık, o kadar canice şeyler gördüm ki, bugünlerde yaşamak bir işkence haline geldi. İşte bu durumda Ölüm korkulacak bir şey değil, şiddetle arzulanan bir olay, bir kurtuluş haline geldi. Böyle bir durumda insanın intihar ederek yaşamına son vermesi içten bile değildir. Ancak ben bu durumda irademi kullanarak, ne pahasına olursa olsun yaşamımı sürdürdüm. Hem de ileride bir gün öldürüleceğimi bile bile. Sizlere bunları anlatmamın nedeni yaşamaktan bıktığım yada meselenin önemini, ciddiyetini kavramadığım gibi yanlış bir düşünceye kapılmamanız içindir. Bütün bu yapılanlar,başımdan geçenler, kinimi binlerce kez daha arttırdı ve mücadele azmimi körükledi. Halka ve devrime olan inancımı yok edemedi. Mücadeleyi sonuna kadar, en iyi bir şekilde yürütmek ve yükseltmekten başka amacım yoktur. Mesele benim açımdan kısaca böyle. Ancak sizin açınızdan daha farklı, daha zor olduğunu biliyorum. Anne, baba ve evlat arasındaki sevgi çok güçlüdür, kolay kolay kaybolmaz. Ve evlat acısının da sizin için ne derece etkili olacağını biliyorum. Ama ne kadar zor da olsa bu tür duygusal yönleri bir kenara bırakmanızı istiyorum. Şunu bilmenizi ve kabul etmenizi isterim ki, sizin binlerce evladınız var. Bunlardan daha niceleri katledilecek, yaşamlarını yitirecek, ama yok olmayacaklar. Mücadele devam edecek ve onlar mücadele alanlarında yaşayacaklar. Sizlerden istediğim bunu böyle bilmeniz, daha iyi kavramaya çaba göstermenizdir. Zavallı ve çaresiz biriymiş gibi ardımdan ağlamanız beni yaralar. Bu konuda ne kadar güçlü, ne kadar cesur olursanız, beni o kadar mutlu edersiniz. Hepinize özgür ve mutlu yaşam dilerim.
Devrimci selamlar
OÄŸlunuz Erdal