Antalyadaki G-20 Zirvesi toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan Suriyedeki son gelişmelere de işaret etti. Erdoğan, Esedin Suriyenin geleceğinde yeri ve şansı yoktur. Bu şansı çoktan kaçırmıştır. dedi.
İşte Erdoğanın açıklamalarının satır başları
Terörün dini, dili, ırkı yoktur. bütün dinler için hayat hakkı kutsaldır. Terör örgütleri arasında ayrım yapmaksızın mücadele edilmelidir. Biz DAEŞe karşı da PKKya da DHKP-Cye karşı da aynı mücadele edeceğiz.
G-20 liderleri olarak terör örgütlerine karşı mücadelede görüş birliği içinde olduk. İslamla ilgisi olmayan DAİŞ terörüne karşı ortak sorumluluklarımız üzerinde durduk. Gölgemizde meydana gelen çatışmalar hepimizi derinden etkiliyor. Sınır komşusu ve halkıyla bağları olarak Suriyede yaşananların etkisini çok yakından hissediyoruz.
BİZ İNSANLIK GÖREVİMİZİ YAPTIK
2.5 milyon mülteciyi topraklarında barındırıyor. İnanç ve köken ayrımı yapmaksızın bütün kapılarımızı açtık. Bu insanlık görevidir. Karşı karşıya kaldığımız sorun bir ülkenin tek başına aşacağı sorun olmayı çoktan aştı. Evlerinden uzaklaşan insanların geriye dönüşlerinin umudu kalmaması sorunu daha da derinleştiriyor. Artık bir külfet paylaşımı gerekiyor.
ESEDİN SURİYENİN GELECEĞİNDE YERİ VE ŞANSI YOKTUR
Önümüzdeki günlerde Viyanada görüşülen konular detaylandırılacak. Suriyenin toprak bütünlüğünün korunması, meşru bir yönetime kavuşması bu sürecin ana amacıdır. Esedin Suriyenin geleceğinde yeri ve şansı yoktur. Bu şansı çoktan kaçırmıştır.
Terör olaylarıyla mülteciler arasında bir bağ kurulmasını insani olaylardan kaçma noktasında bir bahane olarak görüyoruz. İnsani kriz karşısında samimi bir davranış ortaya koymamız gerekiyor.
Suriyede insani güvenlik noktasında adımlar atılmalı. Gecikmeden. Bunu birlikte yapabiliriz.
Biz dönem başkanlığımızda G20nin işte bu yönünü öne çıkarmanın çabası içinde olduk. Önceliklerimizi 3 temel kavram içinde belirledik. Kapsayıcılık, Yatırımlar ve Uygulama.
Kapsayıcı bir küresel büyümeyi temin etmeliyiz. Kaliteli istihdam oluşturulması, eşitsizliklerin giderilmesi ve refahın yaygınlaştırılması bakımından önemlidir. Bu akşamki sunumda Çin Devlet Başkanı da aynı şekilde kendi sürdürecekleri zirvede bunu koruyacaklarını ifade ettiler.
Ekonomik büyümeden daha fazla kişinin pay alabilmesini sağlamalıyız.
Geçtiğimiz yılda 2025 yılına kadar kadınlarla erkeklerin işgücügne katılımını yüzde 25 oranında azaltma konusunda mutabık kalmıştık. G-20nin 5 açılım grubuna 6. olarak kadın 20yi dahil etmemiz önemli bir adımdı.
Eşitsizliklerle mücadele edebilmek için anlaşmaya vardık. Küresel büyüme beklentilerin altında bir seyir izliyor.
Gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye akışı noktasında yaşanan yavaşlama.
ABDde faiz oranlarının arttırılması küresel ekonomiye etkileri üzerinde durduk Gelişmekte olan ülkelere muhtemel yansımalarının dikkatle izlenmesi gerektiğinin altını çizdik. Gelişmiş ülke merkez bankalarının ekonomiye desteklerinin önemi üzerine değerlendirmeler yaptık.
Artık konuşma değil uygulama zamanı gelmiştir dedik. Kapsamlı biz izleme heyeti oluşturduk. Liderler olarak akbul ettiğimiz Antalya Eylem Planında güncellenmiş uygulama takvimlerini bulabilirsiniz. Son yıllarda yaşadığımız önemli sıkıntılardan birisi de yatırımlardaki durgunluktur.
G-20 ZENGİNLER KULÜBÜ DEĞİL
Finansal sistemlerimizin en önemli aktörleri olan bankacılık ve sigorta sektörlerinin yapısal sorunlara neden olmaması için önemli adımlar attık.
G-20 bir zenginler kulübü değildir. Bizler belli bir refahı yakalamış ülkeler topluluğu değiliz. Düşük gelirli ve gelişmekte olan ülkelerin halinden de anlıyoruz. G-20 kalkınma gündeminin sürdürülebilir kalkınma için gündemin yeniden yapılandırılması noktasında mutabık kaldık.
Gıda güvenliği, işçi dövizi transferleri hususlarını da öne çıkardık. Gıda kayıpları ve israfın önlenmesini gündeme ilk kez taşıdık. Dönem başkanlığımızın katkıları olarak bu yıl ilk kez G-20 Enerji Bakanları toplantısına Afrikada insanların enerjiye ulaşımı başlığını da ele aldık.
İklim değişikliği konusunu da ayrıntılı bir şekilde ele aldık. Bu konu çok boyutlu ve karmaşık. İklim değişikliği konusunda gelişmiş ülkelere önemli bir görev düşüyor.
