Fatih haber,Haber fatih,Fatih Yaşam,Fatih aktuel ,Haber
ES Yatırım Yönetim Kurulu Başkanı Ethem Sancak, paralel medyanın BMC ile ilgili çirkin iftiralarına canlı yayında yanıt verdi, her şey televizyonların önünde cereyan etti dedi.
star.com.tr-Özel İlgili VideolarES Yatırım Yönetim Kurulu Başkanı Ethem Sancak, 24 TVde Ersoy Dedenin sunduğu Bıçak Sırtı programına konuk oldu.
Paralel medyanın BMC hakkındaki çirkin iftiralarına yanıt veren Sancak, ihalenin oldukça şeffaf şekilde gerçekleştiğini ifade etti ve söz konusu yalanları ortaya atanların bu yalanların hesabını vereceğini söyledi.
DIŞA KULLUK ETMEYİ AMAÇ EDİNMİŞ TANZİMAT KAFALILAR...
BMCyi stratejik bir yatırım amacıyla aldığını belirten Sancakın, paralel yapının iftiralarına yanıt verirken, 1930larda savunma sanayisi girişimcilerine reva görülen eziyetleri hatırlatması dikkat çekti. Uçak fabrikası kuran Nuri Demirağı, Vecihi Hürkuşu örnek olarak gösteren Ethem Sancak, iktidarlar her ne hikmetse dışa bağımlılığın verdiği, dışa kulluk etmenin verdiği, tanzimat kafalılığın etkisiyle bu girişimcileri derdest ettiler, hapishanelerde çürüttüler ifadelerini kullandı.
Ethem Sancak şöyle konuştu:
BİZDE HİLE HURDA OLMAZ
Bizim alışverişimizde asla bir hile hurda olamaz. Ben hayatım boyunca şeffaf bir girişimciydim. Hiçbir zaman da hile hurdaya kaçmadım. 80 yılından sonra girdim ticarete. O süreçte her zaman şeffaftım. Halka açık bir şirket olmamama rağmen bütün sonuçlarımı halkla paylaşıyordum. Çalışanlarımla paylaşıyordum. Tedarikçilerimle paylaşıyordum.
13 kişiyle başladığım işi bitirdiğimde 20 binin üzerinde çalışanım vardı. Bu şekilde sattım. Bu süreçte de Türkiyede ilk 100 şirket sıralamasında (ilaç dağıtım şirketi Hedef Alyans) 13üncülüğe kadar yükseldik. 4 ülkenin ilaç dağıtım sistemlerinin hakimi bizdik. Onun yanında da kurumlar vergisi sıralamasında, hem de Türkiye in krizli yıllarında sürekli ilk 20deydik.
BMC SATIŞI ÇOK ŞEFFAF ŞEKİLDE YÜRÜDÜ, HER ŞEY ORTADA
Şeffaf bir girişimciyim. Çünkü şeffaflığın her zaman güç olduğuna inanıyorum. BMC olayı da çok şeffaf yürüdü. Biliyorsunuz BMC, TMSF in tedbir olarak Çukurovayla (Karamehmet) olan ilişkilerinin bir sonucu olarak el koyduğu bir şirketti. Fakat Karamehmetle olan hesapları kendilerince çok kabarıktı. Dolayısıyla zaten neredeyse bütün şirketlerine el koydular.
Biz onlarla ilişkiye şöyle başladık. Ben medyaya girmeye karar vermiştim. Stratejik bir karardı bu. Karamehmetin medya grubuyla (Akşam, Güneş, 360, iki radyo, dergiler...) bir pazarlığa oturdum. Biz alışverişi TMSFyle yapmadık. TMSF el koyduğu için gözlemcilik yaptı ve veto hakkı vardı. Aylar süren bir pazarlık ettik. Şirketlerin bütün varlıklarını ve borçlarını üstlendim. El sıkıştık ve aldık.
TMSF de bundan memnun oldu. Çünkü bu şirketin sorumluluğundan böylece kurtulmuş oldu. 62 milyon dolara aldık orayı. Çok şükür Türk Medya Grubu, Yeni Türkiye in gelecekteki önemli bir markalar topluluğu haline gelecek.
PARALEL YAPI AÇIKÇA YALAN YAZIYOR
Şimdi paralel yapı TMSF sanki zorla Karamehmet en almış, bana vermiş gibi yazıyor. Bunların hepsi yalan. Zaten bu konudaki iddialarına karşılık olarak da avukatlarımız dağ gibi davalarla karşılık veriyor. Kazandığımız yüzlerce dava var, daha da kazanacağız. Dünkü Zamanın manşeti de bugün mahkeme kararıyla durduruldu. Arkası gelecek. Öyle iftira at izi kalsın dönemi bitti. Türkiye sahipsiz değil. Bunun bedelini ödeyecekler. Türkiye bir hukuk devleti. Üç gün önceki kararlar da gösterdi. Yanlış yapan hakimi bile kulağından tutup attı. Bu çok önemliydi. Veya darbeye kalkışan savcıyı da rütbesine bakmadan ihraç etti. Daha arkası da gelecek.
KARAMEHMETTEYKEN ŞİRKETİN BORCUNUN DİBİ GÖRÜNMÜYORDU
BMCde de, TMSFyi aradan çıkaralım, doğrudan Çukurovadan alalım burayı dedik. Çukurova bize bir borç söyledi. Dedi ki 900 küsür milyon borç var dedi. Tamam dedik, bu borçla alırız dedik. Fakat baktık ki, grup biraz da son zamanlarda inisiyatifini elinden kaçırdığı için borcunu bilmiyor. Dağ gibi borçlar çıktı. Bunun üzerine biz dedik ki, TMSF karar versin. Biz sizinle bu görüşmelerden çekiliyoruz dedik.
İHALE SÜRECİ TELEVİZYONLARIN ÖNÜNDE CEREYAN ETTİ
TMSF in de iki tür satışı var. Bunu paralelciler de biliyorlar. Ya şirketi doğrudan satar borç ve alacaklarıyla, ya da varlıkları satar. Tüzel kişiliği değil, varlıkları satar. Tüzel kişiliği aldığınız zaman bütün borçlarını da üstleniyorsunuz. Zaten biz o pazarlıktan kalkmıştık. Borcun dibi belli değildi. Biz dedik ki, bir değer takdiri yapın, aktifinde ne varsa ona değer koyun, ihaleye çıkın. Herkese açık olsun. Kim istiyorsa girsin, biz de girelim ihaleye.
Biz hazırlıklarımızı yaptık. Çok açık ve şeffaftı. Televizyonların önünde cereyan etti.
BMCYİ ALIP AVM YAPACAKSINIZ DEDİLER
Başkaları girmedi. Çünkü onların parasıyla orası ancak 300 milyon ederdi. Biz zaten girip 751 milyon verince dediler ki, bunun arsası 1 buçuk milyar eder. Şu anda bütün İzmirde 1 buçuk milyar liralık arsa yok. Bir de, siz BMCyi aldınız, sizin derdiniz kamyon değil, oraya AVM yapacaksınız dediler.
6 AY İÇİNDE BMCYİ AYAĞA KALDIRDIK, ÇALIŞANLARIN BÜTÜN MAAŞLARI AYIN 1İNDE ÖDENİYOR
Çok şükür biz BMCyi 6 ay içerisinde ayağa kaldırdık. 4 yıldır, ayda 10 günlük ücretle geçinmek zorunda kalan bin 200 BMC işcisini BMC tam gün çalışmalı işe davet etti. Sendika bize teşekkür etti. İşçiler ve mühendisler maaşlarını alamıyorlardı. Şu anda tüm maaşlar ayın 1inde ödeniyor. Türk Medyada da öyle.
BENİM ŞİRKETLERİMİN BİLANÇOLARINDA HİÇ ÇALIŞAN ALACAĞI OLMAZ
Ben Türk Medyayı aldığım zaman arkadaşlara söyledim. Ben çok şirket alıp sattım. Yurtdışında, Mısırda, Cezayirde, şurda burda... O şirketlerin bilançolarında hiç çalışan alacağı olmaz. Türk Medya ın bilançosunda çalışanların 8 aylık, 9 aylık alacakları vardı. Hepsini topladım onları dedim ki, size şükran borçluyum. Dünyanın hiçbir yerinde bu kadar kurumuna bağlı çalışan yok. Türk Medyayı aldığım gün bütün paralarını ödedim. Bugün çok şükür ben aldığımdan bu yana tek bir kuruş borcum yok çalışanıma. Çünkü benim prensip olarak önceliğim, çalışanın ücretini alnının teri kurumadan ödeyeceksin. Bu bize Peygamberimiz (S.A.V.)in bir emridir. İlahi bir şarttır bu. Önce emek dedik.
Çok şükür hiçbir şirketimde çalışanıma tek kuruş borcum yoktur. Tam tersi, çeşitli sıkıntılarından dolayı ya da evlenmiş olması nedeniyle çalışanlarım diledikleri zaman diledikleri kadar şirkete borçlanıyorlar ve ödeme planı dahilinde ödüyorlar. Bu tür bir anlayışa da sahibiz.
BİZ TMSFDEN VARLIKLARI ALDIK, TÜZEL KİŞİLİK TMSFDE KALDI
Dolayısıyla biz TMSFden varlıkları aldık. Ona yeni bir şirket kurmak zorundasınız. Onun üzerinde de bu aktif bilançosu üzerine bir şirket inşa ettik. Başka bir şirket kurduk. Bu arada tabi eski şirket, tüzel kişilik olarak TMSFde kaldı. Zaten ihaleye o çıkmamıştı.
MECBURİYETİMİZ OLMADIĞI HALDE ESKİ BORÇLARI DA ÜSTLENDİK
Hatta mecburiyetimiz olmadığı halde TMSFyi bağlamayan, TMSF in de üstünde olduğu bir borçlar kanunu var. Der ki; u tür durumlarda işçi kim orada iş yapıyorsa ondan alacaklıdır. Yani eski sahibinden. Biz mecbur olmamamıza rağmen eski borçları da üstlendik. İşçileri olan borçları da üstlendik.
ESKİ YÖNETİMİN 4 YIL ÖNCEKİ ÇEKLERİNİ ALIP KARŞILĞINI VERMEDİĞİ OTOBÜS VE KAMYONLARI ÜRETTİK, BİLÂ-BEDEL TESLİM ETTİK
Hatta daha da öteye gittik. Eski yönetimin 4 yıl önce çeklerini alıp karşılığını vermediği otobüs ve kamyonları da ürettik. Bayilerimiz bizim için çok önemlidir, güvenlerini kazanmamız lazım. Bilâ-bedel(bedelsiz) onları da verdik. Böylece aslında 751 milyona değil, 1 milyara mâl oldu bize BMC.
Bu arada bizim şöyle bir yaklaşımımız vardı. Biz o şirketi AVM yapmak veya sivil otomotiv piyasasından para kazanmak için almadık. Vaktiyle kamyonda, pazar payı yüzde 25 olan bu şirket demode olmuştu, yenileyememişti kendini. Orada ayağa kalkmak epey zaman ister.
ÜLKE DİK DURACAKSA, KENDİ SİLAHINI KENDİSİ YAPACAK
Bizim orayı alma nedenimiz stratejikti. Biz diyorduk ki, ir ülke dik duracaksa, önce silahını kendisi yapacak. Bir ülke kendi silahını kendisi üretmiyorsa, o ülkenin dik durabilmesi, hele Asyaya önderlik etmesi mümkün değil.
Malesef Türkiyede bizim sanayimiz çok çarpık gelişti. Savunma sanayi de bütün dünyada sanayileşmenin motorudur. Sivil sanayi askeri sanayiyi inşa eder. Onun üzerinden de sivil sanayi yükselir.
SAVUNMA SANAYİSİ GİRİŞİMCİLERİNİ ON YILLAR ÖNCE DERDEST ETTİLER, HAPİSLERDE ÇÜRÜTTÜLER
Bugün İngiliz, Amerikan, Fransız ve Çin sanayileri savunma sanayisi üzerinden yükselmiştir. Ama bizde malesef bir takım emekli bürokratların eline bırakıldı bu iş. Dünyanın ilk silah sanayisini kuranlardan biriydik biz. Mustafa Kemal, Kocatepeden iner inmez hemen Makine Kimyayı kurdurttu. Ama Makine Kimya halen bizim piyade tüfeğimizi yapamıyor. Hatta o dönem savunma sanayisini geliştirmeye çalışan yurtsever girişimciler hapislerde çürütüldü. Bir Nuri Demirağ var ki, 1930larda Kayseride uçak fabrikası yaptı. İngilizler 20 tane sipariş verdiler. Ama sonra gelen iktidarlar her ne hikmetse dışa bağımlılığın verdiği, dışa kulluk etmenin verdiği, tanzimat kafalılığın etkisiyle bu girişimcileri derdest ettiler, hapishanelerde çürüttüler. Vecihi Hürkuşlar, Demirağlar... Ve tamamen biz bir acente ülkeye dönüştük. Buna bir son vermek lazımdı. Biz BMCyi onun için aldık.
Dedik ki biz BMCyi alacağız, ayağa kaldıracağız. Ve önümüzdeki 20 yılda bu kurumu dünya savunma sanayisi şirketleri sıralamasında ilk 10a sokacağız. Hayalimiz bu. Biz orada aklımıza ne gelirse, savunma sanayi adına yapmayı deneyeceğiz.