Paralel Yapıyla mücadelenin ‘Kırmızı Kitapa girmesiyle birlikte hızlanan operasyonlar Fethullahçı Terör Örgütünün (FETÖ) Pensilvanyadaki lideri Fethullah Güleni çıldırttı. Silivrideki bütün parelelci tutukluları tahliye etmeyi hedefleyen 25 Nisan darbe girişiminin önlenmesi, hemen ardından 17-25 Aralık yargı darbesi teşebbüsünde bulunan eski savcılar Zekeriya Öz, Muammer Akkaş, Celal Kara ve Süleyman Karaçölün meslekten ihraç edilmeleri Pensilvanyanın gözünü iyice döndürdü. Gülenin 14 Mayısta Mirac Kandili mesajında, şifreli ifadelerle örgüt mensuplarına “zehirleyerek öldürün” mesajı verdiği  tespit edildi.

Sefer taslı dönem başladı

Söz konusu videonun şifreli ölüm mesajıyla dolu olduğuna dair yapılan tespitin ardından savcılıklarda ve emniyet birimlerinde olağanüstü önlemler alınmaya başlandı. Soruşturmanın başında olan savcı ve emniyet görevlilerinin görev yaptıkları yerlerde yemekhaneyi kullanmadıkları belirtildi. Yine aynı şekilde adliyelerde ve emniyet binalarındaki çay ocaklarından çay da içilmediği kaydedildi. “Zehirlenme” tehdidi altında bulunan savcıların korumalarından gelen yiyecekleri dahi tüketmediği ifade edildi. Paralel Devlet Yapılanması ile mücadele eden devlet görevlilerinin sadece kendi evlerinde yemek yedikleri veya evden yemek getirttikleri kaydedildi.

Aileler de tehdit altında

Gülenin mesajı ile ilgili yapılan incelemede “Ben bir arpa kadar haram yedim, zehir olsaydı, yuvam başıma yıkılsaydı, eşim ölseydi, çocuklarım nal dikseydi ben bu haramı irtikap etmeseydim” sözüyle yine ölüm emri verilen kişilerin aile bireylerinin de hedefte olduğu belirlendi. Gülenin bu sözlerinde “yemek ve zehir” kelimelerinin zehirleme yöntemiyle yeni bir eylem planının hayata geçirileceği ve bu talimatın gereğinin yerine getirilmesi için bizzat kendisinin emir verdiği kaydedildi. 

Israrla Todays Zaman

25 Aralık kumpasını araştıran İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili İsmail Uçar da örgütün hedefinde olan isimlerden biri. Uçarın odasına son bir haftadır istemediği halde her gün Todays Zaman gazetesinin gönderildiği belirtildi. Uçarın “İstemiyorum, getirmesinler” talimatına rağmen her sabah kendisine gelen gazetelerin arasına Todays Zamanın konulduğu kaydedildi. Uçarın arsenikli olabileceği endişesiyle gazeteye dokunmadan çöpe attırdığı ifade edildi.

TAHŞİYE DE BÖYLE YAPILMIŞTI

FETÖnün Lideri Fethullah Gülenin mesajından zehirleme şifresi tespit edilirken, bu durum Tahşiye kumpasını akıllara getirdi. Gülen, yine konuşmasında Tahşiyeden bahsetmiş, Samanyolu TV dizi filminde aynı ifadelere yer vermiş, Emniyet ve yargıdaki örgüt mensupları harekete geçerek Tahşiye oparasyonu başlatılmıştı. Tahşiye kumpasıyla başka bir dini cemaatin öncüleri cezaevine gönderilmişti. Türkiye kamuoyu da Tahşiye ifadesini ilk kez Gülenden duymuştu.

ERDOĞAN: ÖLÜM TEHDİTLERİ ALDIK

FETÖnün bir numaralı hedefi olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 18 Mayısta Samsunda yaptığı konuşmasında ölüm tehditleri aldıklarını dile getirmişti. Erdoğan, şunları söylemişti: “Kimi zaman darbe tehditleri kimi zaman ölüm tehditleri aldık, ama vazgeçmedik. İstiyorlar ki Türkiye eskiye dönsün, millet aradan çekilsin.” Söz konusu gelişmeler akıllara 2004 yılında o dönem Genelkurmay Başkanı olan Hilmi Özköke yönelik zehirleme sürecini getirdi. Özkök o dönem karargâhta yemek yemiyor, öğle yemeğini ya evden getiriyor, ya da er yemekhanesinden getirtiyordu. Kahve, çay içmiyordu.

GEÇMİŞ OLSUN TELEFONU

Fethullah Gülen cemaatinde en üst kademelerde bulunduktan sonra ayrılan ve Paralel Yapıyla ilgili önemli açıklamalar yapan yazar Latif Erdoğan, önceki akşam A Haber binasına girerken iki kişinin saldırısına uğramıştı. Erdoğana tüm Türkiyeden geçmiş olsun mesajları yağıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan da Latif Erdoğanı arayarak geçmiş olsun dileklerini iletti ve saldırının takipçisi olacaklarını söyledi. Bu arada saldırıyla ilgili gözaltına alınan Mehmet D. ve Oğuz T. ifadelerinin alınmasının ardından savcılık talimatıyla serbest bırakıldı.

‘Kalleş ve sahtekarın tekisiniz...

Gülenin şifreli talimat verdiği 14 Mayıs 2015te ‘herkul.org adlı internet sitesinden yayınlanan 470. Nağme, “Mesele çok ciddi” başlığını taşıyor.  Gülen, kendisinden af dilenmediği halde, birilerinin “nalları dikeceğini” söylüyor. Gülenin “zehirleme” yöntemiyle verdiği “ölüm” talimatı içerikli konuşması şöyle: “Hiç olmazsa kendini hizmete adamış ve en büyük dinamikleri de adanmışlık olan bu hareket içindeki insanlar dünya ile aralarına bir mesafe koymalılar. Eğer bir arpa kadar haram kursaklarından içeriye girmişse, bu arpanın sahibi de ta Fizandaysa -Fizan belli bir dönemde uzaklıktan kinaye olarak kullanılırdı- ayağına kadar gidip ‘senin bir arpanı yedim, hakkını helal et! demeliler. Eğer üzerinizde başkasının bir arpa kadar hakkı varsa ve gidip ‘hakkını helal et! demiyorsanız, milletin bir arpa kadar hakkını irtikap etmişseniz, bütün millet karşısında ‘ben bir arpa kadar haram yedim, zehir olsaydı, yuvam başıma yıkılsaydı, eşim ölseydi, çocuklarım nal dikseydi ben bu haramı irtikap etmeseydim demezseniz, bağışlayın, siz kalleşin tekisiniz, Müslümanlık adına da sahtekarın tekisiniz. Demezseniz. İki elim Allah huzurunda yakanızda olsun.”