Fatih haber,Haber fatih,Fatih Yaşam,Fatih aktuel ,Haber

Fatih Aktüel

Video Galeri
Foto Galeri
Web Mobil
Bu haber 5440 kez okundu. | Guncel Haberleri
Haberin Tarihi :   07 Ocak 2019 - 15:01

KAŞIKÇI CİNAYETİ YA DA ÜÇ MAYMUNU OYNAMAK

Büyüt
Küçült
KAŞIKÇI CİNAYETİ YA DA ÜÇ MAYMUNU
Mustafa GÜL-2 Ekim 2018. Kaşıkçı cinayetinin üzerinden iki buçuk ay geçmiş. Cinayetin ortakları suçluları gizlemeye çalışsa da, alınlarındaki kara, nereye gitseler onları ele veriyor. En son G20 toplantısında Putin ile baş katilin paslaşması ve sırıtması ne kadar çirkindi. Putin açısından ne kadar da yüz kızartıcı bir davranıştı.

Mehmet Akifin:

“Bir hilal uğruna Ya Rab ne güneşler batıyor!” mısraını ben şöyle okuyorum: “Bir hakikatin ortaya çıkması, hakkın korunması için, insan seve seve canını vermekten çekinmez.” Putin ne yapıyor, çıkar için, para için, ihaleleri kapmak için, her türlü rezillik yapılabilir, katillerle sarmaş dolaş olunabilir, mazlum ve maktul görmezden gelinebilir, zalimlerle dostluğa devam edilebilir. Değer mi?

Katiller dururken neden Putinden bahsediyorum. Doğrusu belki biraz duygusal davrandım. Yok birbirlerinden farkları da, son zamanlarda ülkemle dost geçinmesi beni etkilemiş olabilir. Katille birlikte poz vermesini yakıştıramamış olabilirim.

Suudi yönetimi mi ?  Yaptığı hukuksuzluk, hunharca işlediği cinayetten daha vahim. Gelecek açısından çok daha korkunç. Hani, 21. yy. hukukun ön plana çıkacağı, özgürlüğün kazanacağı, hayvan haklarının bile daha iyi korunacağı yy. olacaktı?

Suudi Arabistan, sınırları içinde Mekke ve Medinenin bulunduğu ülke. Gerçek adaletin temellerinin atıldığı belde.

“Dicle kıyısında bir kurt, bir koyunu yerse sorumlusu benim.”  diyen yöneticilerin yaşadığı,  “Adalet mülkün temelidir.” prensibini yerleştiren Hz. Ömerin ülkesi.

“Allah adaleti emreder.”(Nahl,16/90)

“Söylediğiniz zaman, akrabanız da olsa adil olun.” (Enam,6/152)

“Birbirinize olan nefretiniz sizi adaletsizliğe sevk etmesin.” (Maide,5/8)  gibi hukuk temellerinin ilk defa dillendirildiği ve uygulandığı topraklar.

Hani Mekke ve Medinenin sahibi olarak övünüyordunuz. Peygamber soyundan geliyoruz diye başkalarına tepeden bakıyordunuz.

Hukukun/hakların korunması 7. asırda mı kaldı? Siz de mi tarihselci geçiniyorsunuz? Ayetler o devir içindi. Bizim müşrik atalarımız yağma yapıyor; kız çocuklarını diri diri toprağa gömüyor; kölelik ve cariyelik, varlıklılar tarafından tartışmasız bir hak olarak görülüyordu. Gelen ayetler, tüm haksızlıkları ortadan kaldırdı, huzur ortamı sağlandı. Atalarımız iyi ve örnek bir mümin oldu” mu diyorsunuz?

“Artık bu ayetlerin hükümleri bugün için geçerli değil” mi diyorsunuz? “Çağdaş hukuk daha iyi” mi diyorsunuz? Diyemezsiniz, çünkü işinize geldiği konularda “şeriatı uyguluyorum” diye bir sürü hukuksuzluk yapıyorsunuz. “Şeriatı uyguluyorum” diyerek kadınların her türlü hakkını elinden alıyor, erkeklerin rezilliklerini görmezden geliyorsunuz.

Şeriatı uyguluyorum der, “yiyiniz içiniz israf etmeyiniz” ayetini görmezden gelip, israf içinde yüzersiniz. En yakın komşularınız açlık çekerken, dövizlerinizi faiz karşılığı batılı bankalarda biriktirirsiniz.

Ya son olaydaki rezil tutumunuz, hak hukuk tanımazlığınız. Irktaşınız, dindaşınız bir vatandaşınızı taammüden/bile bile katletmeniz. Bugün (15.Aralık.2018) planlayarak, bilerek, isteyerek vatandaşınızı öldürdüğünüz aydınlandı. 2 Ekimden buyana geçen olayları bir hatırlayalım:

1-      Öldürdüğünüz gazeteciye bir hafta önceden Konsoloslukta randevu veriyorsunuz.

2-      Bu arada işleyeceğiniz cinayet için tüm hazırlıkları yapıyorsunuz.

3-      15 kişilik ekiple İstanbula geliyor. Cinayetten 2 saat önce Konsoloslukta hazır bulunuyorsunuz.

4-      Konsolosluğa giren Kaşıkçıyı 8-10 dakika içinde, üzerine çullanıp boğuyorsunuz.

5-      Cesedi önceden hazırladığınız testereyle parçalara ayırıyorsunuz.

6-      Katil sürüsü,  olaydan hemen sonra geldikleri özel uçakla geri dönüyor.

7-      Öldürüldü iddialarına karşılık “hayır ölmedi, çıktı gitti” diyecek. Bunu belgelemek için de maktulün elbiselerini ona çok benzeyen birisine giydirip arka kapıdan çıkaracak ve bu resimleri servis edeceksiniz.

8-      Konsolosluktaki araştırmaya günlerce izin vermeyeceksiniz.

9-      Günler sonra Türkiye sıkıştırınca, tartışma sırasında öldüğünü söyleyecek, boğup parçalara ayırdığını inkâr edeceksiniz.

10-   15 kişilik katil sürüsünü tutuklayıp 5 kişi için idam isteyeceksiniz.

11-   Başsavcınız İstanbula gelip, Türk savcıdan belge isteyecek, fakat kendisi hiçbir bilgi paylaşmayacak. Sanki tatile gelmiş gibi ülkesine onlarca bavulla dönecek.

12-   Cesedin yok edilmesinde yerli işbirlikçiyle çalıştığını söyleyecek, fakat kim bu işbirlikçi ve ceset nerede söylemeyeceksiniz.

13-   Katiller sürüsünü azmettiren ve “yok edin” emrini veren zat, masummuş gibi utanmadan yandaş ve de suç ortağı ülkelerin yönetimlerini ziyarete başlayacak.

14-   Son olarak 20 zengin ülkelerden birinin temsilcisi olarak Arjantindeki zirveye katılacak, etrafa gülücükler saçacak.

15-   Baş katili korumak için, yargınız, yönetiminiz, emniyetiniz, istihbarat ve medyanız, elbirliğiyle çalışacak ve çalışmaya devam edeceksiniz.

Bütün bu yapılanlara temiz bir vicdan, merhametli bir yürek, adil bir kişilik nasıl göz yumar? Nasıl “eyvallah” der, nasıl susar?

Bu cinayet insanlığın sınavı oldu. Katiller ve yandaşları aynı karede poz verdi.

Putin yazık etti kendine. Sırf ihaleleri kapmak için, yatırımlarını artırmak için katilin elini sıktı.

BAE / Birleşik Arap Emirlikleri. Suudilerin kirli işlerindeki suç ortağı. İstanbulda alçakça bir cinayet işlenmemiş gibi, baş katili misafir edip ağırladı.

Mısır. Sisinin başında bulunduğu yönetim, ağababasına, darbe destekçisine hürmette kusur etmedi. Halkına rağmen, katili kırmızı halılarla karşıladı.

Tunus. Yönetim, ziyarete ses çıkarmadı, fakat duyarlı halk tarafından büyük bir tepkiyle karşılaştı. Eski Cumhurbaşkanı Munsif  Merzuk “Tunusun şerefi ve izzeti, Suudi Arabistanın pirinciyle takas edilemez.” diyerek tepkisini belirtti. Mecliste de: “Katil Bin Selman, Tunusa ne hoş geldin, ne de sefa getirdin.” pankartı gösterildi.

Trump, aynen Suudi yönetimi gibi, baştan itibaren olayın gerçek yüzünün ortaya çıkmaması için çok çaba sarfetti. Suudiler açıklamak zorunda kalınca, içinden “Aptallar, bir işi beceremediniz, yüzünüze gözünüze bulaştırdınız” derken, dışarıya karşı “kabul edilemez barbarlık” dedi. Fakat baş katilin sırtını sıvazlamaya devam etti ve “sen suçlusun” diyemedi.  CIA yı dinleyen muhalefet ve iktidar senatörleri Prens Selmanın katil olduğunu açıkça beyan ederken, Trump bilmez görünmeye devam ediyor. Ne uğruna? Ülkesine gelecek paralar uğruna, satacağı silahlar uğruna, Ortadoğuda yapacağı kirli işler uğruna. Halka hoş görünmek için şöyle konuşuyor “Suudi Arabistana satacağımız silahlar için fabrikalarımızda bir milyon işçimiz çalışıyor.”

İsrail, kıs kıs gülüyor. Belki de baş aktör o. Her işi çeviriyor, masummuş gibi kenardan seyrediyor.

Bu cinayet, temiz yürekleri ve vicdanları da ortaya çıkardı. Dünyanın her köşesindeki merhamet sahipleri, maktule acıdı, katillere ve dostlarına nefret duydu,  kınadı, kalemler yazdı, diller lanetledi.

Belki de ilk defa, çok farklı ülkelerin sanatçısı, yazarı, politikacısı aynı konuda birleşti. Suçluların üzerine gidip, olayın aydınlanması için çaba sarf etti.

Bir de bu konuda, halkı ve yönetimiyle Türkiye alkışı hak ediyor. Yönetim dik durdu. Adaletin yerini bulması için elinden geleni yaptı, yapıyor. Sadece maddi çıkarını düşünen ülkelerin yönetimleri gibi davranmadı. “Aman üzerine gidersem aramız bozulur, ticaretimiz aksar, paracıklar gelmez” demedi. Olayı fırsata çevirip gizli gizli işler çevirmedi. “Baş katil, geleceğin kralı, fazla karıştırmayayım.” demedi. Şantaj yapmadı. Tam aksine, bugün varılan sonuçlar, Türkiyenin kararlı tavrıyla gerçekleşti. İnşaallah bu tavır sürer, adaletin yerini bulmasını sağlar.

Ayet “Mallarınızla imtihan edileceksiniz.”(Al-i İmran,3/186) diyor ya, bu cinayet bütün insanlığın hem adaletle hem de malla/servetle/saltanatla imtihanı oldu. Mal için adalet de gözden çıkarıldı. Suudi topraklarındaki petrol ve kasasındaki dövizler, birçok kişinin gözünü kamaştırdı, imtihanı kaybetmesine sebep oldu. Petrol uğruna hak-hukuk ayaklar altına alındı. Kendilerinin işlemediği bir suça gönüllü ortak oldular. Ne tatlıymış bu dünya malı. Yoksa mal-mülk bütün kötülüklerin anası mı? Yeşilay “İçki bütün kötülüklerin anasıdır.” sloganındaki, içki yerine servet mi deseydi?

Gerçi çoğu savaşın sebebi de toprak gaspı, ganimet paylaşımı, zenginliklere el koymak da, bu cinayet bize yeniden hatırlattı servetin bu kadar kıymetli, dünya malının ne kadar tatlı olduğunu. Mal için, şeref ve izzetin ayaklar altına alınabileceğini.

Hukuku katledenlere ve ortaklarına yazıklar olsun.

Hakların yerini bulması için çaba sarf edenlere ve mazlumların yanında yer alanlara selam olsun.

                                                                                                           Mustafa GÜL





E-Posta ile Yolla
Sayfayı Yazdır
Sosyal Paylaşım
Google
Blogger
Tumbir
Etiketler :
İsim Soyisim :
E-Mail :
UYARI : Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.
Uyarı
Güvenlik kodu :
Bu habere ilk yorumu siz yapın.
DİĞER HABERLER
Foother
SOSYAL MEDYA
Facebook Twitter RSS Sitemap
"Fatih Aktüel | https://www.fatihaktuel.com/"   Tum Hakları Saklıdır. © 2023 - 2024