Fatih haber,Haber fatih,Fatih Yaşam,Fatih aktuel ,Haber
ABD uyruklu Evanjelik din adamı Andrew Craig Brunson ile ilgili sürecin Türk-Amerikan ilişkilerinde gerilime yol açması, Donald Trump döneminde ABDdeki Evanjelik grupların Amerikan dış politikası üzerindeki etkisini yeniden tartışmaya açtı.
ABDdeki önemli siyasi aktörler arasında sayılan Evanjelikler, ABD in İsrail Büyükelçiliğini Kudüse taşıması kararında ve Türkiyede halen yargılanmasına devam edilen Amerikalı Evanjelik Papaz Andrew Brunson ile ilgili tırmanan krizde en fazla tartışılan kesim oldu.
Koyu dindar Hristiyan bir kitlenin Trumpa neden oy verdiği, kendisi de bir Evanjelik olan Başkan Yardımcısı Mike Pencein Beyaz Saraydaki etkisi ve Kongre ara seçimlerinin yaklaşması gibi konular, son dönemde Evanjelikler ve etkilerine dair merak edilen başlıklar olarak öne çıkıyor.
EVANJELİZM NEDİR?
Hristiyanlıkta, İncili öğretmek, yaymak anlamına gelen Evanjelizm, ABDde Hristiyanlar arasında en yaygın mezheplerden birisi olarak kabul ediliyor. Nüfusun yaklaşık yüzde 25ine (yaklaşık 80 milyon) denk gelen Evanjelikler, aynı zamanda Hristiyan siyonistler olarak da biliniyor.
Geleneksek olarak daha dindar oldukları gerekçesiyle Cumhuriyetçi Partiyi destekleyen Evanjeliklerin içindeki beyazlar, son yıllarda yapılan seçimlerde en büyük desteği ise şu anda ABD Başkanı olan Donald Trumpa verdi.
TRUMPA YÜZDE 81 ORANINDA DESTEK
2004 yılında yapılan başkanlık seçimlerinde yüzde 78 ile George Bushu, 2008deki seçimlerde yüzde 74 ile John McCaini, 2012de yüzde 78 ile Mitt Romneyi destekleyen Evanjelikler, 2016 seçimlerinde ise yüzde 81 ile Donald Trumpı desteklediler.
Cumhuriyetçi adayların Demokrat adaylara göre daha dindar kişiler olduğu bilinen ABDde, hakkında İncilden tek bir ayet dahi bilmez yorumları yapılan Trumpa, Evanjeliklerin daha önce hiçbir siyasetçiye vermediği desteği vermesi dikkati çekti.
Geleneksel bir Cumhuriyetçi aday olmayan Trumpın ahlaksızlık yaptığı, yalan söylediği ve rüşvet verdiği iddialarına rağmen Evanjelikler gibi hayatlarını doğrudan İncili takip ederek yaşamaya çalışan Hristiyanlar tarafından desteklenmiş olması, yapılanma içinde ciddi bir ahlaki tartışmaya da neden oldu.
ABDdeki Evanjelik liderlerden Papaz Jim Wallis, konuyla ilgili eleştirel bir yazısında, Trumpı desteklemek, Hristiyanlar için ahlaki bir mücadeledir. Ben Trumpı ahlaksızlık yapsın diye desteklemedim. ifadesini kullandı.
Bazı Evanjelik papazlar ise Trump hakkında çıkan iddialarla ilgili Başkanın affedildiğini” öne sürüyor. Papaz Jerry Falwell, iddialar hakkında CNNde yaptığı açıklamada Hristiyan alemine seslenerek, Başkanı affedin, bu iddialar yıllar öncesine dayanıyor. ifadesini kullanırken, diğer bir danışmanı olan Papaz Tony Perkins ise Politico dergisine yaptığı açıklamada, Başkana ikinci bir şansın verilmesi gerekiyor. Çünkü Evanjeliklerin ajandasına liderlik yaptı. sözlerini kaydetti.
İSRAİL VE KUDÜS YAKLAŞIMI
Öte yandan Evanjeliklerin, ABD
in Kudüsü İsrailin başkenti olarak kabul eden kararında da etkili olduğu değerlendirmesi yapılıyor.
İsrail Turizm Bakanı Yariv Levin, 2018 yılının nisan ayında yaptığı açıklamada, 2017de İsrail turizminin rekora ulaştığını, 3 milyon 600 bin kişinin İsrailI ziyaret ettiğini belirtirken, ABD basınında yer alan bilgilere göre de 2017de 800 bin Amerikalı İsraili ziyaret etti ve bu rakamın büyük bölümünü Evanjelikler oluşturdu.
EVANJELİKLERİN TEOLOJİK DAYANAĞI
Evanjelikler, 1948 yılında Filistin topraklarına kurulan İsrailin İncilin öğretileri doğrultusunda kurulmuş olduğuna, Hazreti İsa
ın tekrar hayata bu topraklarda geleceğine ve bu şekilde dünyanın sonunun geleceğine inanıyor.
Bu teolojik sebebe dayanan Evanjelikler, Kudüs ve İsrail konusunda Trump yönetiminin bugüne kadar takip ettiği keskin politikanın arkasındaki önemli siyasi unsurlardan biri görülüyor.
ABD in İsrail Büyükelçiliğini Kudüse taşıması sonrası düzenlenen törende açılış dualarını yapan Evanjelik Papaz Robert Jeffress, Trumpın Başkan seçilmesi sonrasında CNN kanalına yaptığı açıklamada, Tarih boyunca Kudüs, Yahudilerin ve Hristiyanların hedefidir. ifadesini kullanmıştı.
Seçim kampanyasında başkan olması durumunda ABD in Kudüsü İsrailin başkenti olarak tanıyacağını duyuran Trump, kendisini destekleme sözü veren Evanjeliklere vaadini yerine getirdi.
North Texas Üniversitesinden profesör Elizabeth Oldmixon da Vox haber portalına yaptığı açıklamada, Trumpın ABD in elçiliğini taşıması kararını siyasi değil, Evanjeliklerin dini gerekçelerine bağladı.
“Hristiyan Siyonistlerin (Evanjelikler) inancında Tanrı ın kutsal toprakları sonsuza kadar Yahudilere verdiğine inanılır.” sözlerini kaydeden Oldmixon, Tanrı ın vadettiği kutsal topraklar olarak gördükleri yer, Ürdün Nehri in iki tarafında kalan topraklardır; yani İsrailin yayılma politikası Evanjelikler için esastır. dedi.
MIKE PENCE ETKİSİ
ABD yönetimi üzerinde Evanjeliklerin bu denli etkili olmasında Başkan Yardımcısı Mike Pencein de doğrudan rolü bulunuyor.
Esasen Trumpın seçim kampanyasını başlatırken kendisine iyi bir Evanjelik olduğu bilinen Pence gibi bir ismi seçmesi bile bu kesimin ülkedeki etkinliğini göstermesi bakımından önemli.
Daha önce Indiana Valisi olarak da görev yapan ve o dönemde kendisini Evanjelik Katolik olarak nitelendiren Pence, sonraki dönemlerde kendisi için Hıristiyan, muhafazakar ve Cumhuriyetçi şeklinde toplumun daha geniş kesimlerine hitap edecek bir tanımlama kullandı.
Amerikan kamuoyunda Pence, dindar, utucu, ülkedeki en aşırı kürtaj karşıtlarından biri, eşinden başka kadınlarla yalnız kalmayı sevmeyen, eşcinsellerden nefret eden ve benzeri ifadelerle tanımlanıyor.
Kuşkusuz böyle bir ismin ABD Başkan Yardımcısı olması, en çok da ülkedeki dindar kesimleri ama özellikle Evanjelikleri sevindirdi. Hatta Güney Evanjelik Papaz Okulu Müdürü ve aynı zamanda Trumpın danışmanlarından biri olan Richard Land, Mike Pence, Evanjelik bir politikacıda görmek istediklerimizi barındıran 24 ayar altın bir modeldir. değerlendirmesini yaptı.
Dolayısıyla Pence vasıtasıyla Beyaz Saray ve Trump üzerinde etkili olan Evanjelik kesimler, Brunson konusunda da yine Pence üzerinden bir netice almak için var güçleriyle astırıyorlar.
YAKLAŞAN KONGRE ARA SEÇİMLERİ
Ancak Evanjelik Papaz Brunson konusunda ortaya çıkan çarpık tablonun tek sebebi ABD Başkan Yardımcısı Pencein Evanjelik oluşu değil. ABDde kasım ayında yapılacak Kongre ara seçimleri de Brunson konusunun ana gündem maddesine ve krize dönüşmesinde çok önemli bir iç politika dinamiği görevi görüyor.
Başkanlık koltuğunda 1,5 yılı geride bırakan Trumpın başkanlık dönemini sorunsuz sürdürmesi ve hatta 2020 başkanlık seçimlerine avantajlı girebilmesi için Cumhuriyetçilerin kasım ayındaki ara seçimlerde başarılı olması gerekiyor.
Potansiyel Cumhuriyetçi seçmen kitlesi içinde de Evanjeliklerin ve diğer dindar grupların etkisinin ne denli önemli olduğu bilinen bir durum.
Bu kritik süreçte hem Trump hem de Pence, söz konusu dindar kesimlerin adeta gurur meselesi haline getirdiği Brunson konusunda başarısız görünmek ve Kongre ara seçimlerinde bunun kendilerine fatura edilmesini istemiyorlar.
Amerikan medyasında Brunson ile ilgili çıkan birçok haberde de bu tablonun tersinden de okunabileceği görülüyor. Basında, Trump ve Pence, Evanjelikler için giderek sembol haline gelen Brunsonı hapisten kurtarıp ABDye getirerek bu seçmen kitlesi nezdinde bir başarı algısı yaratmak ve puan toplamak istiyor. yorumları yapılıyor.