Fatih haber,Haber fatih,Fatih Yaşam,Fatih aktuel ,Haber
Yazısında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmayı değerlendiren Kenan Alpay “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’ndaki ahlaki, hukuki ve siyasi içeriği son derece güçlü konuşmasını sahada ete kemiğe büründürmek için önümüzde meşakkatli bir süreç olduğunu unutmayalım.” diyor.
Kürsüdeki Söylem Sahada Nasıl Görünür Kılınacak?
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun her yıl Eylül ayında yapılan açılış konuşmaları bütün liderler için büyük önem arz ediyor. Ancak Güvenlik Konseyi’nin yapısı ve işleyişi bile tek başına BM’nin yetersizliğinin ve iktidarsızlığının göstergesi olarak orta yerde duruyor. BM temelde Güvenlik Konseyi’ni oluşturan Amerika, Rusya, Çin, İngiltere ve Fransa’nın hesaplarına uygun bir şekilde konumlanıyor. İsrail’in işgal ve katliam stratejilerine karşı alabildiği önemli kararlarsa hemen hiç hayata geçirilemeden sadece tarihe not olarak geçildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BM Genel Kurulu’na hitaben yaptığı konuşma önceki yıllara nazaran daha sert ve daha güçlü bir muhalif duruş içeriyordu. Filistin’deki işgalin sonlandırılmasından başlayıp Libya’da halkın iradesini hâkim kılmaya, Aylan bebek örneğinden yola çıkıp Akdeniz sularında boğulan mültecilerin dramından İstanbul’daki Suudi Arabistan konsolosluğunda katledilen gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın akıbetinin takibine değin oldukça geniş bir çerçeveye sahipti konuşması. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eleştirileri, itirazları, teklifleri adalet ve hakkaniyete olan derin ve acil itirazın güçlü bir sesi olarak BM Genel Kurulu’nda yer buldu.
(…)
Kaynak: Kürsüdeki Söylem Sahada Nasıl Görünür Kılınacak?