Fatih haber,Haber fatih,Fatih Yaşam,Fatih aktuel ,Haber

Fatih Aktüel

Video Galeri
Foto Galeri
Web Mobil
Bu haber 3303 kez okundu. | Guncel Haberleri
Haberin Tarihi :   29 Nisan 2015 - 00:38

Mehmet Demir: Paraleller bir buçuk yıldır Türkiye Cumhuriyetiyle savaşıyor

Büyüt
Küçült
Mehmet Demir: Paraleller bir buçuk yıldır Türkiye Cumhuriyetiyle
Güncel Haberleri › Mehmet Demir: Paraleller bir buçuk yıldır Türkiye Cumhuriyetiyle savaşıyor haberi Fethullahçı Terör Örgütünün (FETÖ) cumartesi akşamı kalkıştığı yargı darbesini yorumlayan savcı Mehmet Demir, 17-25 Aralık sürecinde yanılmışız, paralellerin hepsi bir buçuk yıldır Türkiye Cumhuriyeti Devletiyle savaşıyorlar dedi.
star.com.tr-Özel İlgili Videolar
İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Demir paralel yapının tahliye tezgahını değerlendirdi

İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Demir, 24 TV'de Yasin Erçağlayan'a konuk oldu. Demir, paralel yapının geçtiğimiz cumartesi akşamı kalkıştığı yeni yargı darbe girişimini yorumladı.

Silivri'deki paralellerin tahliye edilmesi girişimiyle ilgili "kesinlikle yetki gaspı vardır, örgüt adına yapılmış kamikaze hareketidir" diyen Mehmet Demir, başarıya ulaşma şanslarının olduğunu kendilerinin de bildiğini ama bile bile bu harekette bulunduklarını, intihar saldırısı yaptıklarını söyledi.

Söz konusu hakimler için "aşırı miktarda haşhaş çekip Alamut Kalesi'nden atlamaya benziyor" ifadelerini kullanan Savcı Demir, paralel yapının tamamının örgütsel bir motivasyon içerisinde bir buçuk yıldır Türkiye Cumhuriyeti'yle savaştıklarını vurguladı.

Savcı Mehmet Demir şunları söyledi:

ÖRGÜT ADINA YAPILMIŞ BİR KAMİKAZE HAREKETİ

Bu iki arkadaşımızın yaptıkları kesinlikle bir hakim, savcı tavrı değildir. Öncelikle bunu belirtmek lazım. Çok cesurca bir saldırı hareketidir. Bu arkadaşların yaptıkları, hukuk üzerinde çalışılıp oluşturulan bir yorum değil. Tamamen örgütsel bir davranıştır. Örgüt adına yapılmış bir kamikaze hareketidir.

BİLE BİLE BÜTÜN MESLEK HAYATLARINI TEHLİKEYE ATTILAR

Niye böyle diyorum? Mesela bu arkadaşlarımız, bu hareketle birlikte bütün meslek hayatlarını tehlikeye atmışlardır. Yılların hakimi olan bu iki şahıs, bu hareketlerinin hukuki olmadığını en az benim kadar bilirler. Ceza Muhakemeleri Usulü Yasası'nın 3. maddesi der ki; mahkemelerin görevleri kanunla belirlenir.

KESİNLİKLE YETKİ GASPI VAR

Bu madde mucibince 2004 Haziran ayında sulh ceza mahkemeleri kaldırılarak yerine sulh ceza hakimleri getirilmiştir. Ve sulh ceza hakimlerine de soruşturma aşamasında Cumhuriyet savcılarının taleplerini yerine getirmek üzere görev verilmiştir. Yani tutuklama, tahliye etme, yakalama, arama tamamen sulh ceza hakimlerinin görevindedir. Dolayısıyla burada kesinlikle bir yetki gaspı vardır.

CMK'nın 3. maddesi "mahkemelerin görevleri kanunla belirlenir" diyor. 7. madde ise "görevsiz ve yetkisiz hakim ve mahkemenin verdiği hüküm geçersizdir" diyor.

ASLİYE CEZA HAKİMLERİNİN TAHLİYE VE TUTUKLAMA GÖREVİ YOK

Kanun, Anayasa, CMK, 6545 sayılı yasa, 5235 sayılı yasanın 10. maddesi içerisinde asliye ceza hakimlerine tahliye görevi vermemiştir. Soruşturma aşamasında asliye ceza hakimlerinin tutuklama ya da tahliye etme görevleri yoktur. Bunu bütün hakim ve savcılar bilir.

Buna rağmen cumartesi akşamı olan hadise meydana gelmiştir. Bu, hiçbir zaman hakim-savcı motivasyonu ve bakış açısıyla yapılacak bir eylem değildir.

BAŞARIYA ULAŞMAYACAĞINI BİLE BİLE NEDEN YAPTILAR?

Bunun başarıya ulaşma şansı yoktu. Zaten ilginç olan kısım da bu. Başarıya ulaşmayacağını bu hakimler de biliyorlardı. Peki buna rağmen nasıl böyle bir eylemde bulabilirler? Bu tamamen canlı bomba tavrıdır. Bir canlı bombanın psikolojisine benzer bir harekettir. Bu tamamen bir intihar eylemidir. Yani bir örgütsel tavır içerisinde bir yerlerden alınan emir ve talimatlar doğrultusunda bir örgütün tutuksuz elemanlarının, tutuklu elemanlarını cezaevinden kaçırmaya yönelik bir yarma harekatıdır. Bunu hiçbir hakim ve savcı yapmaz.

Yasada sulh ceza hakimlikleri kurulduktan sonra da, genel hüküm mahiyetinde "hakimlerin reddi" maddesi (27. madde) kalmıştır. Ancak bu genel bir maddedir ve özel maddeden önce uygulanamaz. Velev ki uygulandı; bir yerdeki bütün, 10 adet sulh ceza hakimi reddedilemez. Böyle bir usul yok. Bu arkadaşların böyle bir görevi ve yetkisi de yok.

AŞIRI MİKTARDA HAŞHAŞ ÇEKİP ALAMUT KALESİ'NDEN ATLAMAYA BENZİYOR

Bu tam bir haşhaşi tavrıdır. Aşırı miktarda haşhaşı çekip Alamut Kalesi'nden atlamaya benziyor. Normal düşüncedeki herhangi bir insan böyle bir intihar eyleminde bulunmaz. Bunlar doğrudan Türk yargısına, hukuka yapılan bir intihar saldırısıdır. Bunlar bunun neticeye ulaşmayacağını zaten biliyorlardı. Zira hakimlerin verdiği kararları cumhuriyet başsavcılığı infaz eder. Hakimler kendi verdikleri kararları kendileri infaz edemezler. Cumhuriyet başsavcılığı da kendisine gönderilen bir kararın hakikaten hakim kararı mı olduğunu, hakikaten yetkili ve görevli bir merci tarafından verilmiş bir karar mı olduğunu inceler. Ve eğer yasalara uygun bir mahkeme kararı değilse infaz etmez, kararın doğrusunu talep eder. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı da sonuçta böyle yapmıştır. İstanbul 10. Sulh Ceza Hakimliği'nin "yok" hükmünde sayması da doğrudur. Çünkü CMK'nın 7. maddesi zaten "görevsiz, yetkisiz mahkeme ve hakimin verdiği kararlar geçersizdir" demektedir. Yani bunun geçersiz olduğunu tespit etmek bile gerekmemektedir. Uygulanamaz.

Bunlar bunu biliyorlardı. Böyle olacağını da biliyorlardı. Bu bir kamikaze hareketi ve bu tamamen Türkiye Cumhuriyeti'nin yargı gücünün, yargı kurumlarının tartışmaya açılmasına yönelik büyük ve haksız bir saldırıdır.

17-25 ARALIK SÜRECİNDE DE YANILMIŞIZ

17-25 Aralık darbe teşebbüsü sürecinde biz yanılmışız. Şöyle düşünüyorduk; sonuçta bir cemaat var. Ama bunun içerisinde bazıları cunta yapılanması içerisinde darbe teşebbüsünde bulundular. Yargı ve emniyet ayağını kullanarak bürokratik darbe teşebbüsü. Biz böyle zannediyorduk. Ancak bu son olay, bunun bir cunta hareketi olmadığını, bu cemaatin neredeyse toptan bir örgütsel tavır olarak devlete savaş açtığını göstermektedir.

BİR BUÇUK YILDIR TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ'YLE SAVAŞIYORLAR

1 buçuk yıldan bu yana, bu örgüt, bu cemaat, bu yapı Türkiye Cumhuriyeti Devleti'yle savaşmaktadır. Hala "Türkiye'de paralel bir cunta örgütü var mı, yok mu" diye tereddüt edenler varsa, işte bu hareket bu düşünceyi tekzip etmektedir. Bir paralel örgütün, illegal bir yapılanmanın, cemaat adı altında hareket eden yapılanmanın doğrudan ispatı, doğrudan sağlamasıdır bu. Bu konuda tereddütü olan varsa artık biraz vicdanen gözlerini açıp bakması ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bir paralel cunta ile mücadelesine destek vermelidir.

HSYK PARALEL YAPI'DAN TEMİZLENDİ

Çok şükür ki, 2014 Ekim ayında HSYK seçimleri yapıldı ve HSYK yani Türkiye'nin yargı sisteminin tepesindeki bağımsız kurul, paralel cunta elemanlarından temizlendi. Bu çok önemli bir şeydir. Çok şükür şimdi yargının güveneceği, yargının inandığı bir HSYK var.

HSYK derhal bu olayla ilgili gereğini yaparak, bu hakimleri açığa aldı ve soruşturma başlattı. Paralel cunta yargıda her şeyi ele geçirmiş değil. Paralelci olmayan büyük çoğunluk hukukçu tavrıyla, tam bir adalet adamı tavrıyla, bunların yaptıklarını tasvip etmemektedir.

Ancak, teröristin ne zaman eylem yapacağını önceden kestiremezsiniz. Suikast eylemleri her zaman bir adım önden gider. Yani o eylem yapar, siz ancak o zaman onun terörist olduğunu tespit eder, önlem alırsınız.

YARGIDA KAÇ PARALELCİ VAR?

Yargı camiasının içinde yaklaşık 4 bine yakın paralelci cunta elemanı var. Bunu söylediğim zaman bu ülkenin namuslu insanlarının korkması gerekiyor. Çünkü hiçbir ülkenin yargısının içinde 4 bin tane emir, talimat ve motivasyonu hukuk ve adaletten almayan, başka birilerinden alan bir grubun varlığına hiçbir ülke tahammül edemez.

Yaklaşık 20 gün önce, HSYK 3. Dairesi yargı içerisinde yuvalanan bu paralel cunta elemanlarının açığa çıkarılması ve 17-25 Aralık darbe teşebbüsüne katılanların tespitine yönelik bir inceleme ve araştırma emri vermiştir.

Milletimiz rahat etsin. Birileri elbette ki yargı içerisinde bir takım saldırılarda, bir takım suikast girişimlerinde bulunacaktır. Ancak bu yargı camiasının ekserisi kesinlikle paralel cuntaya karşıdır. Kesinlikle tarafsız, bağımsız, motivasyonu adalet ve vicdan olan, hak ve hukuka bağlı büyük bir çoğunluk milletinin emrindedir. HSYK da, bağımsız ve tarafsız yargının şu anda en büyük teminatıdır. O yüzden milletimiz rahat uyuyabilir.

SAVCI MEHMET DEMİR'İN AÇIKLAMALARININ TAMAMINI AŞAĞIDAN İZLEYEBİLİRSİNİZ: 

*





E-Posta ile Yolla
Sayfayı Yazdır
Sosyal Paylaşım
Google
Blogger
Tumbir
Etiketler :
İsim Soyisim :
E-Mail :
UYARI : Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.
Uyarı
Güvenlik kodu :
Bu habere ilk yorumu siz yapın.
DİĞER HABERLER
Foother
SOSYAL MEDYA
Facebook Twitter RSS Sitemap
"Fatih Aktüel | https://www.fatihaktuel.com/"   Tum Hakları Saklıdır. © 2023 - 2024