Muhtarlık müessesinin kuruluş günü olan 19 Ekim tarihi, 19 Ekim 2015 tarihinde çıkarılan genelge ile ‘’Muhtarlar günü’’ olarak kutlanmasına karar verilmişti.
Dolayısıyla bu yıl Muhtarlar Gününün üçüncü yılını kutluyoruz.
Bu günün ‘Muhtarlar Günü ilan edilmesinde başta Cumhurbaşkanımıza, Hükümetimize, Gazi Meclisimize, İçişleri Bakanlığımıza ve genelgenin yayınlanmasında emeği geçen Türkiye Muhtarlar Konfederasyonumuza şükranlarımızı sunuyoruz.
Yerel yönetimler, gerek demokratik hayatta oynadıkları roller, gerekse kamu hizmetlerinin halka sunulmasında ve erişiminde yüklendikleri fonksiyonlar sebebiyle yerel halkın yönetime katılmasının ilk aşamasıdır. Yerel yönetimlerin en küçük birimi köy ve mahalle yönetimleridir.
Muhtar kelime anlamı itibariyle; Türk toplumunun tarihsel-geleneksel nitelikleri ile ortaya çıkmış bir kavramdır.
Başka bir deyişle; söz sahibi, seçilmiş, eren, ihtiyar anlamı da taşımaktadır.
Nasıl siyasi partilerimiz demokrasimizin vazgeçilmez unsurlarıysa, Gazi Mustafa Kemal Atatürkün dediği gibi ‘Muhtar da demokrasinin temel taşıdır.
Muhtarlık müessesesi 1829dan günümüze 188 yıllık bir tarihe sahiptir.
Genel ve yerel sorunların ilgili kuruluşlara iletilmesinden köprü rolü oynayan muhtarlık Osmanlıdan Cumhuriyete taşınan önemli bir yerel yönetim birimidir.
Türkiyede 18 329 köy ve 32 044 mahalle muhtarlığı olmak üzere 50 373 muhtar görev yapmaktadır.
Muhtarlarımız bir yandan Köy ve Mahalle sakinlerinin devlet kurumlarıyla ilişkilerinde aracı bir rol oynarken, diğer yandan da çağdaş kamu yönetimi anlayışının en temel gereksinimlerinden biri olan katılımcılığın sağlanmasında önemli bir görevi yerine getirmektedir.
Muhtarlara mevcut 81 değişik kanunda, toplam 332 madde de görev verilmektedir.
Görev ve sorumluluğu olan muhtarların hiç yetkisi olmaması düşündürücüdür.
Bugün bakıldığında 93 yılık köy kanunu ve 73 yıllık mahalle kanunun ile sorunlara çözüm üretmeye çalışan bir muhtarlık müessesi görüyoruz.
Yerel yönetimlerin en küçük birim olan muhtarlığın belki özlük hakları sorunu çözüldü, ancak hizmet edebilirlik alanı her geçen gün daha da daraltıldığı görülmektedir.
Mevcut köy kanunu ve mahalle kanunu ile sorunlara aracılık yapmamız mümkün gözükmüyor. O halde köy ve mahalle kanunu yeniden tanımlanmalı, büyükşehirler içinde mahallelerin ve yöneticilerinin çalışma alanları yeniden düzenlenmelidir.
Yerel yönetimlerin görev ve yetkileri hizmet bütünlüğü açısından birbirine entegre edilerek kamu hizmetlerinin idari ve mali özerklikleri içinde sunulması sağlanmalıdır.
Mahalle muhtarları kendi mahalleleriyle ilgili, belediyelerin stratejik plan yapım süreçlerinde, ihtisas komisyonlarında (İmar ve bayındırlık, çevre ve sağlık, plân ve bütçe, eğitim, kültür, gençlik ve spor), meclis toplantılarında, mahallelerine ilişkin görüş ve yaklaşımları iletebilmeleri ve belediyenin, mahalleleri ilgilendiren konularda, ilgili mahalle yönetimlerini muhatap alma zorunluluğu yasal hale getirilebilir.
Belediye Meclisi kararlarının mahalle muhtarlıklarında ilan edilmesi, meclis gündeminin önceden mahalle halkına duyurulması ve sakinlerin toplantıları izlemeye davet edilmesi, kent yönetimine ve yaşamına bilinçli katılım imkânı sağlayabilir.
Mahallenin, merkezi ve yerel işlevleri birlikte yürüten özgün konumunu sürdürmesi öngörülmelidir.
Mahalle, politik temsiliyete dayalı bir yönetim yapısı içinde değil, ortak yaşam algısının, bir arada yaşamanın gerektirdiği öz saygı, hak ve sorumluluk bilincinin geliştirilmesine dönük bir kamusal alan olarak yapılandırılmalıdır.
Demokrasinin kılcal damarları olan muhtarların bu özel gününde kısa da olsa bazı sorunlara değinmek gerektiği düşüncesindeyim.
Dolayısıyla;
-2972 sayılı kanun çerçevesinde muhtarlık seçimlerine adaylık usulü getirilmelidir.
-5393 Sayılı Belediye kanunun 9. Maddesinde değişikliğe gidilmeli, maddedeki muğlak ifadelerin yerine daha somut ifadeler konulmalıdır.
-Muhtarın mahalleyi ilgilendiren konuların görüşüldüğü ihtisas komisyonlarına katılması sağlanmalı ve bu komisyon kararlarında muhtarlara oy hakkı tanınmalıdır.
-5490 sayılı Nüfus hizmetleri kanununda değişiklik yapılarak Muhtarlar tarafından düzenlenecek bir belge ile adres kayıt işlemlerinin yapılması sağlanmalıdır.
-Köy ve mahalle kanunu yenilenmelidir.
-Muhtarlık Hizmet Binasi Ecrimilsil veya Kira Bedeli kaldırılmalı
-Muhtarların sağlıklı örgütlü yapıya kavuşturulması için Türkiye Muhtarlar Birliğinin kurulmalıdır.
Bu saydığımız sorunlar, bugün muhtarlık müessesinin içinde bulunduğu ciddi sorunlardır. Çağdaş muhtarlık anlayışının benimsenmesi bu sorunların ortadan kaldırılmasıyla mümkündür. Muhtarlığın 188 yıllık Merkezi/Yerel idareyi temsil eden kurumları arasında siyasal barışın sağlandığı tek müessese olduğu unutulmamalıdır. Çünkü temsil ettiği gücü Türkiye Cumhuriyetindeki Mührüünden alan bu müessese siyasallaşmamış tek çözüm merkezidir.
Bu nedendir ki; seçmen muhtarının 24 saat kapısını çalabileceği, ‘siyasal değil çözüm merkezi olduğunu bildiği bu kurumu kendisine daima yakın hissetmektedir. Keza bizlere göre dünyada örneği olmayan en önemli işlevi de, genel/yerel idare arasındaki, iş yükünü çoğaltacak ve zaman zaman çatışma yaratacak ortamlardan uzak, vatandaşla devlet kurumlarını karşı karşıya getirmeyen aracı kurum olarak bu sistemde yerini almıştır.
Türkiyenin getirdiği yenilikler, sosyo-ekonomik ve teknolojik gelişmeler, hızlı şehirleşme ve yerinden yönetim ilkesinin içinde değerlendirilmesi gerektiğinde vatandaşa en yakın birimlerce sunulacak hizmetlerin katılımcı, çağdaş ve eğitimli bir şekilde mahalle sakinini sosyal ve kültürel ilişkilerin geliştirilmesi ve kültürel değerlerin korunması yönünde muhtarlar yeni vasıfları yakalamanın ve kendi kabuğunu kırmanın gelişimini yaratmak zorundadırlar.
Bu duygu ve düşüncelerle bu müessesede görev yapmış arkadaşlarımızı sevgiyle anıyorum. Ayrıca bugün aramızda olmayan, bu müesseseye hizmet etmiş ebediyete göç eden muhtarlarımızı da rahmet ve minnetle anıyorum. Ve tüm muhtarlarımızın 19 Ekim Muhtarlar Gününü kutluyor başarılarının devamını diliyorum. Saygılarımla,
Selami AYKUT
Tüm İstanbul Muhtar Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı