Fatih haber,Haber fatih,Fatih Yaşam,Fatih aktuel ,Haber
Güvenlik görevlilerini şehit eden IŞİD üyelerinin yargılanacağı mahkemenin kesinleşmesinin ardından, dava dosyasındaki ayrıntılar da ortaya çıkmaya başladı. 3 kez ağırlaştırılmış ömürboyu hapis cezası istenen 25 yaşındaki Alman vatandaşı Benjamin Xunun, yol kontrolü yapan güvenlik güçlerine saldırmadan önce eroin kullandığı ortaya çıktı.
Saldırı sırasında teröristlerin içinde bulunduğu taksi...
İsviçre vatandaşı Çendrim Ramadani ve Makedonyalı Muhammed Zakiri ile birlikte 20 Mart 2014te Niğdenin Ulukışla İlçesinde yol kontrolü sırasında Jandarma Astsubay Üstçavuş Adil Kozanoğlu ile polis memuru Adem Çobanı şehit edip, 7 asker ve yolcu otobüsündeki 1 kişiyi de yaraladıktan sonra gasp ettikleri kamyonun şoförü Turan Yaşarı da öldüren ve tamamı tutuklu yargılanan Benjamin Xunun iddianamede yer alan savcılık ifadesinde, Türkiyeye nasıl girdiğini ve saldırıyı nasıl gerçekleştirdikleri en ince detayına kadar kendi itirafları ile anlatılıyor.
İSTANBULUN GÖBEĞİNDE MÜCAHİT EVİ
Tercüman aracılığıyla Almanca verdiği ifadesinde babası Nimatullahinin arkadaşı Filistinli Abu Mualn ile birlikte 2013 yılının nisan ayında İstanbula geldiklerini belirten Xu, Muhammed adında bir Türk ile buluştuklarını ve Muhammedin, ambleminde açık yeşil renkler olan bir yardımlaşma derneğini çalıştığı yer olarak gösterdiğini söyledi. Evin, İstanbulun göbeğinde ve çocukların girip çıktığı resmi bir yer olduğunu ifade eden Benjamin Xu, Yardımlaşma derneğine benziyor, orada bulunan çocuklara Bunlar geleceğin mücahitleri diyorlardı. Babam, Millet-i İbrahim isimli daha çok Türklerin bulunduğu gruba dahil olmak için İstanbula geldi. Babam Fatih isimli Türk uyruklu Alman vatandaşını da kaçak yollarla İstanbula getirdi diye konuştu.
İsviçre vatandaşı Çendrim Ramadani
ÇEÇENLERLE BULUŞTUK
Daha sonra Ankaraya, oradan Hatayın Reyhanlı İlçesine geçtiklerini belirten Xu, burada Reyhanlıda 52 kişinin yaşamını yitirdiği patlamanın da sorumluları arasında gösterilen Heysem Topalca ile buluştuklarını söyledi. Buluşmanın ardından Suriyeye geçtiklerini kaydeden Xu, şunları söyledi:
Heysem, görevlilerle çok samimiydi. Heysem, Suriyedeki kamplarda bulunan Türkleri tanıyordu. Suriyeye geçtikten sonra Babil Hauva isimli bir yere gittik. Daha sonra Şeyh Ömerin evine gittik. Şeyh Ömer Cündüş Şam isimli örgüt adına, Heysem de özgür Suriye ordusu adına savaşıyor. Şeyh Ömerin evinde bir gece kaldıktan sonra Latakiaya gidip burada Çeçenlerle buluştuk. Burada babamı, beni, Fatih ve Filistinliyi Cündüş Şam isimli örgütün kampına aldılar. 2- 3 ay kalıp savaşa hazırlık yaptık. Bana ve babama Kalaşnikof silah verdiler. Kampta Çeçenler, Türkler ve Almanlar bulunuyor.
BABAM ROKETLE ÖLÜNCE EVE DÖNMEK İSTEDİM, İZİN VERMEDİLER
Kampta lider konumunda olan Çeçen Ebu Turab ve Müslim isimli şahısların Hatayda evleri bulunduğunu, babasının kendisini Muhammed Zakiri ile tanıştırdığını belirten Benjamin Xu, ifadesine şöyle devam etti:
Kampa katıldıktan yaklaşık 4 ay sonra babam ve yanındaki birkaç kişiyle birlikte tuttuğu eve giderken, Esadın ordusundan atılan roket aracımıza isabet etti. Bu saldırıda babam öldü ben de yaralandım. Babam ölünce çok üzüldüm ve eve dönmek istedim ancak izin vermediler. Muhammed Zakiri ile Arnavutça bildiğim için anlaşabiliyordum. Muhammed bana daha önce Türkiyeye kaçak yollarla geldiğini ve yakalanınca sınır dışı edildiğini, daha sonra ise Yunanistan ve Türkiye üzerinden yine kaçak yollarla Suriyeye geldiğini söyledi. Muhammed, El Kaide örgütünde savaşıyordu. Suriyede bulunduğum sırada en güçlü örgüt IŞİD ile El Nusraydı. El Nusra, Cündüş Şam ve IŞİD birlikte hareket ediyor, Muhammedin IŞİDin içinde çok sayıda tanıdığı vardı.
KAMPTAN KAÇTIM, YAKALAYIP 2 AY BİR ODAYA KAPATTILAR
Muhammed ile birlikte buradaki kamptan Çeçenlerin haberi olmadan kaçarak Halepteki Şeyh Süleyman olarak bilinen ve IŞİDe ait olan bir kampa gittiklerini, Çendrim Ramadani ile de burada tanıştıklarını anlatan Xu, daha sonra kamptan kaçtığını söyledi. Türkiyeye gitmek istediğini ancak yakalandığını ifade eden Xu, bu konuda da şöyle ifade verdi:
Yakalanıp tekrar kampa götürüldüm. 2 ay bir odada tutuklu kaldım. Bu süre içerisinde sürekli IŞİD örgütüne ilişkin propaganda yapıldı ve anlatılanları kabul ettiğimi söyleyince odadan çıkardılar. Muhammed ve Çendrim aniden Makedonyaya gitmeye karar verdi. IŞİD bırakmadığı için kamptan izinsiz ayrılarak bir köye gittik.
TÜRKİYEDE KIRMIZI RENKLİ MERCEDES BEKLİYORDU
Kaçarken kalaşnikof silahları da sattıklarını belirten Benjamin Xu, sözlerini şöyle sürdürdü:
Çendrim ve Muhammed ellerinde 3 çanta parayla geldiler. Bana satılan silah karşılığı olarak 1500 dolar verip, Türkiyeden Makedonyaya geçecek bir yol bulduklarını söyleyerek taksi ile yola çıktık. Türkiyeye yakın Atme diye bir yerde bizi Türkiyeye geçirecek El Kaide örgütünden birilerinin yanına geldik. Bu kişilerle Selkin isimli bir yere gittik. Türkiye tarafından kırmızı renkli Türkiye plakalı bir Mercedes bekliyordu. Reyhanlıda uyuyup ertesi gün bir taksiyle Hataya gittik. Bir taksiciyle 1100 dolara anlaşarak İstanbula doğru yola çıktık.
ÇENDRİM BANA EROİN VERDİ
İstanbula giderken taksicinin kendi inisiyatifiyle jandarma kontrol noktasında girdiğini belirten Xu, taksicinin daha sonra araçtan inip askerlerin yanına gittiğini söyledi. Bu sırada Muhammed Zakiri ve Çendrim Ramadaninin de taksiden indiğini kaydeden Benjamin Xu, olay anını şu sözlerle anlattı:
Muhammed aracın arkasında bulunan çantasına yöneldiği sırada ben de taksiden inip onların yanına gittim. Çendrim üzerindeki tabancayı çıkarıp yavaş yavaş yanına gittiği askere ateş etmeye başladı. Bu sırada Muhammed de çantasından silah çıkarttı ancak taksici Muhammedin elini tuttu. Bu esnada daha önce Çendrimin verdiği beyaz toz nedeniyle kendimde değildim. Pasaportum olmadığı için Türkiyeye geçerken heyecanlandığım için Çendrim bana eroin vermişti. Muhammedin elini taksici tutuğu sırada Muhammed havaya ateş etti. Taksici de korkarak silahı bırakıp kaçtı. Çendrim bir askeri vurduktan sonra tekrar yanımıza gelip çantasını alarak Muhammedle koşmaya başladılar. Muhammed bu arada silahı yere attı ve elime aldığımda boş olduğunu anladım. Şaşkınlıkla Muhammedin peşinden koşarken Çendrim Dur, nereye koşuyorsun yoksa vururum dedi. Korkarak durdum. Çendrim, Kaçan münafıkları vurmak gerekir dedi. Bu sırada Muhammed kaçtı. Çendrim üzerindeki hücum yeleğinden çıkardığı iki el bombasını pimini çekerek askerlere doğru attı. Sonra bir daha el bombası attı. Çendrim bu sırada yaralıydı. Bende silah yoktu. Çendrim, bize doğru gelen polis aracına ateş etti. Çatışma sırasında elindeki Kalaşnikofu kullanan Çendrim, daha sonra kamyona gitmemi istedi. Arkamdan gelip şoförü vurduktan sonra kamyona binmemi istedi ve daha önce hiç kamyon kullanmama rağmen aracı çalıştırıp hareket ettirirken, Çendrim etrafa ateş etmeye devam etti. Yolda giderken Çendrim karşıdan gelen askeri araca da ateş etti. Çendrim ile yaralı halde bir köye gidip Doktor diye bağırdım. Köylüler ikimizi de sağlık ocağına götürdü. Daha sonra görevliler tarafından tutuklanarak hastaneye götürüldüm.
BÜNYAMİN AYGÜN İLE KELEPÇELEMİŞLER
İddianamede, Özgür Suriye Ordusu adına savaşan Heysem Topalca ile röportaj yapmak için gittiği Suriyede IŞİD tarafından 40 gün rehin tutulan Milliyet Gazetesi Muhabiri Bünyamin Aygünün ifadesi de yer aldı. Topalca ile röportaj yapmayı beklerken maskeli 8 kişi tarafından alıkonulduğunu belirten Aygünün iddianamede yer alan ifadesinde şu bölüm dikkati çekiyor.
Suriyedeki muhalif grupların 5 gün süren operasyonu sonucunda serbest bırakılıp MİTe teslim edildim. 17 gün boyunca Heysem Topalca ile birlikte ellerimiz birbirine bağlı şekilde rehin tutulduk. Heysem 17 gün sonra serbest bırakıldı. Rehin kaldığım süre içerisinde beni rehin alanlar kamera kaydını açıp, Cumhurbaşkanı Abdullah Güle, Başbakan Recep Tayyip Erdoğana, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğluna casus dememi ve küfürlü sözler söylememi sağladılar.
DURUŞMAYA GETİRİLMİYOR
Güvenlik nedeniyle davanın başka bir ile nakli isteği Adalet Bakanlığı tarafından kabul edilmeyince, Niğde Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanmaları kesinleşti. 3 IŞİDci hakkında 3er kez ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası isteniyor. 4ü tutuklu 11 sanıklı davada baronun görevlendirdiği avukatlar da çekilmişti.
Ömer KOÇ- Adnan ÇELEBİ/NİĞDE, (DHA)