Ürdün'deki güvenlik güçleri, Filistin'e destek vermek için düzenlenen barışçıl protestolara katılan aktivistleri hedef alan tutuklama kampanyasını sürdürüyor. İnsan hakları avukatlarının tahminlerine göre, Gazze'deki Baptist Ahli Hastanesi'nin hedef alınmasından sonra Amman'daki İsrail Büyükelçiliği önünde patlak veren büyük protestolardan bu yana 600-800 Jordanlu tutuklandı. Onların çoğu çıkış tavsiyesi ile serbest bırakıldı.

Tutuklananlar arasında öğrenciler, gazeteciler, insan hakları savunucuları ve Filistin'e destek veren siyasi partiler ve sivil toplum örgütlerinin temsilcileri yer alıyor. Tutuklananlardan bazıları, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarını protesto etmek için sosyal medyada paylaşım yaptığı veya protestolara katılan kişileri desteklediği için gözaltına alındı.

Tutuklamalar, Ürdün'de Filistin halkına yönelik desteğin bir göstergesi olarak görülüyor. Ürdün, Filistin'in egemenliğini destekleyen ve İsrail'in işgalini reddeden bir ülke. Ancak, Ürdün hükümetinin İsrail ile yakın ekonomik ve güvenlik bağları da var. Bu bağlamda, Ürdün hükümetinin Filistin'e destek protestolarını nasıl yöneteceği, ülke içindeki siyasi dengeler açısından önemli bir konu olarak görülüyor.

Ürdün hükümeti, tutuklamaların "güvenlik gerekçesiyle" yapıldığını savunuyor. Hükümet, protestoların "suç örgütleri" tarafından organize edildiğini ve "terörist faaliyetlere" yol açabileceği endişesini dile getiriyor. Ancak, insan hakları savunucuları, tutuklamaların siyasi nedenlerle yapıldığını iddia ediyor. Savunuculara göre, hükümet, Filistin'e destek protestolarını bastırmak ve protestocuları susturmak istiyor.

Tutuklamalar, Ürdün'deki insan hakları ortamına olumsuz bir etki yapıyor. Tutuklananlar, işkence ve kötü muamele iddialarında bulunuyor. Ayrıca, tutuklamalar, Ürdün'deki siyasi muhalefeti baskı altına alıyor. Tutuklamalar, Ürdün'deki Filistin halkına yönelik desteği de artırabilir. Tutuklananların serbest bırakılması için düzenlenen gösteriler, Ürdün'de Filistin davasına olan desteğin güçlü olduğunu gösteriyor.