Fatih haber,Haber fatih,Fatih Yaşam,Fatih aktuel ,Haber

Fatih Aktüel

Video Galeri
Foto Galeri
Web Mobil
Bu haber 2641 kez okundu. | Guncel Haberleri
Haberin Tarihi :   10 Ağustos 2015 - 13:12

Yiğit Bulut: Bazı medya ve holdingler PKKya yardım ediyor

Büyüt
Küçült
Yiğit Bulut: Bazı medya ve holdingler PKKya yardım

Cumhurbaşkanlığı ekonomiden sorumlu başdanışmanı Yiğit Bulut: Ana düşüncem aynı kaldı ama siyasi düşüncemin sinir uçlarında bazı değişiklikler oldu. En temel değişiklik liderimi buldum. Koalisyon kurmayı beceremeyen 3 partinin sorumluluğu Cumhurbaşkanına yüklemesi tam bir kara propaganda. Bazı medya kuruluşları ve finans çevreleri terör örgütü PKKya yardım ve yataklık ediyor. FETÖye yakın emniyet ve yargı mensuplarının Güneydoğuda görevlendirilmesini bu dönemde çok riskli ve tehlikeli buluyorum.

Cumhurbaşkanlığı ekonomiden sorumlu baş danışmanı Yiğit Bulut Sabah gazetesinden İsa Tatlıcanın sorularını yanıtladı. Gündemi değerlendiren Bulut oldukça çarpıcı açıklamalar yaptı..   İşte o röportaj;   Türkiye, tekrar seçim, koalisyon görüşmeleri, komşumuz Yunanistana kadar gelip dayanan ekonomik kriz, çözüm süreci, PKK ve FETÖ ile mücadele, 2 milyonu aşan mülteciler, kilitlenen Suriye meselesi, DAEŞ vahşeti ve Ortadoğudaki kaos gibi birbirinden farklı onlarca sorun ile mücadele ediyor. Bütün bu olumsuzluklara rağmen, devlet yönetiminde, ekonomide ve bürokraside sistem hiçbir aksama olmadan işliyor. Peki bundan sonra ne olacak? Türkiye bu kadar sorunu aşıp 2023 hedefine ulaşabilecek mi? Aklımıza gelen tüm soruları Cumhurbaşkanı Erdoğanın ekonomiden sorumlu başdanışmanı, Yiğit Buluta sorduk.    LİDERE GÜVEN NEDENİYLE EKONOMİ SAĞLAM DURUYOR    -Yiğit bey, birçok olumsuzluklarla birlikte olağanüstü zor bir dönemden geçiyoruz. Buna rağmen ekonomide büyük bir sorun yaşanmıyor. Çöküş beklenen borsa 80 bin sınırında duruyor. Bunun sırrı nedir?    -Bu soruyu sorduğunuz için çok mutlu oldum, nedeni ise çok uzun zamandır ekonomideki denge in özellikle TÜSİAD ve uzantılarının iddia ettiği gibi irkaç isimden değil liderlik tarafından sağlandığını iddia etmem. İzin verirseniz daha da açık bir şekilde ekonomideki başarıların arkasında kendi modellemelerini algılatmaya çalışanlara bir not düşeyim; Türkiyede her alanda olduğu gibi son 13 yıldır ekonomiyi de ayakta tutan liderlik ve karar alabilmedir...Şahıslara odaklı bir ekonomi modellemeye çalışanlar şunu çok iyi bilsinler ki; ekonomimizde önemli bütün kararlar lider tarafından alınmış ve uygulanmıştır...Bugün yeniden seçim, hükümet kuramama gibi birçok denge dışı durum konuşulmasına rağmen seçilmiş Cumhurbaşkanlığı makamına ve lidere olan güven istikrarın bozulmadan denge durumunun korunmasını sağlıyor…    YENİDEN SEÇİM İSTİKRARI BOZMAZ    -Yeniden seçim piyasaları etkiler mi?    -Mutlaka etkiler ama ana denge açısından değil vade açısından etkiler. Yeni seçim demek 6 aylık yeni bir süreç demektir. Kasım ayında seçim olsa Ocak 2016 gibi hükümet kurulur bu da 6 aylık bir bekleme olduğu için vade sorunu olan yatırımcıları kısa vadede etkiler, piyasanın orta ve uzun vadeli hedefleri asla değişmez…    SEÇİM EKONOMİSİNE HAYIR, DEVLET-VATANDAŞ DENGESİNE EVET   -AK Parti hiçbir şeçimde seçim ekonomisi uygulamadı. Diğer yandan seçimlerden önce emekli, dar gelirli ve orta direğin bazı beklentileri vardı. Bu kesimlerde önemli oranda oy kaybı yaşandı. Bunun bir dengesi bulunamaz mı?    -Sayın Erdoğan parti liderliği süresince girdiği hiçbir seçim öncesi asla popülist bir ekonomik program uygulamadı. Girdiği bütün seçimleri kazanıp öncesinde ekonomik dengeyi bozmamak çok önemlidir. Dünyada örneği çok azdır belki de yoktur. Erdoğan bunu başardı ve her zaman güven verdi. Cumhurbaşkanı seçildikten sonraki süreçte bu denge korunabildi mi bence asıl soru bu. Popülizm yapılmadı, gerçekten yapılmadı ama benim Erdoğan Dengesi dediğim optimal durumunda yakalandığını söylemek zor. Daha açık söylemeye çalışayım; hem Devletin hem de vatandaşın menfaatini en noktasına birlikte getirebildiğiniz duruma optimal denge denir, ben buna 12 yıllık ekonomide Erdoğan Dengesi dedim. Bu durum sağlanamadı Erdoğan sonrası bunu dürüstçe söylemek lazım. Ama kesinlikle de popülizm de yapılmadı.    SOKAK YENİDEN SEÇİM İSTİYOR    -Pazartesi günü (Bugün) Davutoğlu-Kılıçdaroğlu görüşmesi gerçekleşecek. Koalisyon mu bekliyorsunuz tekrar seçim mi?    -Ben seçim sonuçlarının koalisyon isteniyor noktasında yorumlanmasına katılmıyorum. Bir tarafta % 42 diğer tarafta bu oyun yarısına yakın bir orandan aşağı doğru dizilenler. Burada proje HDP in barajı geçirtilip milletvekili sayısı üzerine oynamak üzerine kurulmuştu ve seçim sisteminin bu gediğinden yararlanılarak bu sonucu aldılar. Türkiyeyi yönettirmemek isteyenler yüzdeye değil vekil sayısına oynadılar demek daha doğru. Bu bağlamda detaylara bakınca eğer çoğunluk istediğini alamamışsa ve çoğunluk seçim sonrası pişmanlık ile daha da büyümüşse bu tablodan koalisyon zorlaması çıkarmak doğru değil. Bu tablo açıkça yeniden halka sorulmasını gerektiriyor. Daha net söylemem gerekirse; seçim sisteminin zaafları ile çoğunluk yönetemez hale geldiyse ve halk bu zaafı ve oynanan oyunu net olarak görüp pişmansa bunu düzeltmenin yolu yeniden halka sormaktır. Uzun lafın kısası; vatandaş Yiğit Bulut olarak görüşüm sokağın kendine kurulan tuzağı düzeltmek adına yeniden sandık istediği yönünde…    SEÇMEN PKKYI CİCİ ÇOCUK DİYEREK PAZARLAYANLARI AFFETMEYECEK    -HDP tekrar seçim durumunda aynı rüzgarı yakalayabilir mi?    Kasım sonunda bir seçim ihtimali çok güçlü olmakla birlikte bu seçime giderken ve seçim sonrasında partilerde ciddi bir konsolidasyon olması ihtimali yüksek. Vatandaş organik terör ürünlerini kendine cici çocuk diye pazarlayanları asla affetmeyecek ve çok sert bir karşılık verecektir.    HDP TUZAĞINA GELDİĞİ İÇİN ÇOK PİŞMAN İNSAN VAR    -Tekrar seçimde sonuçların değişeceğini düşünüyor musunuz?    Tekrar seçim olursa sandık oyunu yapılan ve demokrasi oyunu oynadığını düşünüp pişman olan insanların ciddi bir tercih değişikliğine gideceğini düşünüyorum. Böyle bir sonuç kimse beklemiyordu ve özellikle malum medya üzerinden yapılan telkinler ile ek başına hükümet istikrarı devam eder ama noktasında bir algılama tuzağına düştüler. Sokak inanın çok pişman. İş yapan, ev alan, ev satan, iş kuracak olan herkes HDP tuzağı dedikleri bu duruma inanın çok pişman. Burada sorun sadece vekil sayısı üzerinden kurulan iktidarsızlaştırma denklemi değil Demokrasicilik oyunu içinde kendilerine algılattıkları iyi çocukların terör bağlantısının net olarak ortaya çıkması da ciddi bir durum. En çok canı yananlar da samimi olarak bugüne CHPye oy verip demokrasinin cici çocuğu algılaması ile terör örgütünün uzantılarına oy kaptıranlar. Bu oyunu malum medya ile kendilerine kuran partilerini asla affedemiyorlar ve sandık rövanşını bekliyorlar   BAZI MEDYA VE HOLDİNGLER PKKYA YARDIM VE YATAKLIK EDİYOR    -Medyanın nasıl bir etkisi oldu bu algının oluşmasında?    Yurtdışı ve yurtiçi bağlantıları ile birlikte erör örgütü ile organik uzantısı olanları bu ülkenin insanlarına demokrasinin cici çocuğu diye pazarladılar. Bu noktada soruyorum size; Bunun terör örgütüne yardım ve yataklıktan bir farkı var mı! Yok, dibine kadar terör örgütüne yardım ve yataklık! Malum medya, Sanayici ve İş adamları dernekleri ve bazı sivil toplum örgütlerinin cici çocuklar diye pazarladıkları arkadaşlardan biri TBMM çatısı altında şunu söylüyor; sırtımızı Xe, Yye, Zye dayadık. Bu kişi TBMM kürsüsünden açıkça örgütlerin adını sıralıyor. Şimdi soralım; Amerikan Senatosu da veya Temsilciler Meclisi de kürsüye çıkıp sırtımızı El-Kaideye dayadık diyebilir misiniz ! Derseniz ve sizi destekleyen medya kuruluşları ve holdingler varsa acaba onlar ne duruma düşer ! Açık söylüyorum; seçim öncesi ve sonrası bazı medya ve bazı holdingler tarafından yapılan Teröre yardım ve yataklıktır! Türkiyeyi sokakta bulmadık, bunun yapılmasına da seyirci kalamayız, izin veremeyiz…    BİRARAYA GELİP KOALİSYON KURAMAYAN MUHALEFET SORUMLULUĞU CUMHURBAŞKANINA YÜKLÜYOR    -Sayın Cumhurbaşkanı ın koalisyon istemediği yönünde de bir algı oluşturulmaya çalışılıyor. Siz bu eleştirilere ne diyeceksiniz?    Sayın Cumhurbaşkanımızın seçim istemediği yalanı tam bir kara propagandadır. Bakın olaya detaylı bir açıdan yaklaşalım. Ortada iki farklı bölüm var; bir tarafta halkın % 52sinin oyuyla seçilmiş Cumhurbaşkanı, diğer tarafta % 25 en % 12ye kadar boy boy dizilen 4 siyasi parti. % 52 ile seçilmiş Cumhurbaşkanı halk adına Devletin zirvesindeki isim. Diğer partiler halktan Devleti yönetmeye aday olmak için belli bir oranda izin almış yapılar. Olaya bu açıdan bakınca durum çok net; Devleti yönetmeye aday olanlar Devletin başındaki makama bir yönetim mantığı sunmaları lazım. Bir yönetim sunup Halk adına Devletin tepe noktasından onay alacaklar. Sayın Cumhurbaşkanı her zaman şunu söyledi ve söylüyor; Türkiye adına bir araya gelin, risk alın, elinizi taşın altına koyun, bir yönetim denklemi kurun ve gelin…Bunu defalarca söylemesine, defalarca çağrı yapmasına rağmen siyasi tarafta kalan 4 oyuncu dengeyi sağlayıp Devleti yönetmeye talip olamadılar.    CUMHURBAŞKANI BİR HÜKÜMET KURULSUN DİYE ÇOK UĞRAŞTI    -3 muhalefet partisi biraraya gelip hükümet kuramadı. Şimdi sorumlululuğu Cumhurbaşkanı a yıkmaya çalışıyorlar. Bu haksız bir eleştiri değil mi?    Elbette. Şimdi herkes elini vicdanına koysun böyle bir durumda Cumhurbaşkanı mı hükümet istemiyor ! Hayır, kesinlikle ilk günden itibaren Devlet yönetimini teslim edeceği bir hükümet çıksın istedi, uğraştı ama şu ana kadar bir sonuç çıkmadı…Çıkmazsa yapılacak da çok açık; % 52 ile seçilmiş, Halkın Devletin tepesini teslim ettiği makam olan Cumhurbaşkanı yeniden halka gidilmesi ve sorulması için Anayasa, kanun ve kuralların kendine verdiği yetkiyi kullanacak   SEÇİM OLURSA EKONOMİ BOZULUR SÖYLEMİ OYUNUN SON HALKASI    -Türkiyedeki koalisyon lobisi, tekrar seçimin ekonomiye zarar vereceğini söylüyor. Sizce de ekonomide kalıcı hasar bırakır mı?    - Son günlerde bu dayatma ortaya çıktı. Özellikle koalisyon zorlayanlar Türkiye ekonomik olarak seçimi kaldıramaz diyorlar…Bu da oyunun son halkası. Yukarıda da anlattım yeniden seçim kararı 6 aylık bir vade uzatımı açısından kısa vadede yatırımcıları etkileyebilir ama uyumsuz bir koalisyon denemesi ekonomideki bütün dengeleri kalıcı olarak bozacaktır. Risk analizi yapıp da hangisi derseniz, benim cevabım çok net; yeniden seçim olası bir ek başına iktidar durumu da dikkate alındığında, ekonomide daha net olumlu sonuçlara yol açabilir. Türkiye seçim kaldırma gibi söylemler gerçekçi değil ve başta TUSİAD olmak üzere koalisyon zorlamaya çalışanlar tarafından üretilen söylemler…    DÜNYANIN HİÇBİR ÜLKESİNDE MEDYA VE SERMAYE TERÖR ÖRGÜTÜNÜ DESTEKLEYEMEZ!    -Birkaç ay önce çözüm sürecini eleştiren, terörle mücadele edilmiyor diyen medya şimdi AK Parti iktidarına karşı PKK medyası gibi hareket ediyor. Medya ın bu PKK sevgisi nereden geliyor?    Medyanın bir bölümü organik terör ürünlerini normalleştirme, kamuoyuna kabul ettirme ve aklama peşinde. Bu onlara yurtdışındaki ana hissedarları tarafından verilen bir görev. Aslında burada biraz da espri katalım ben bu arkadaşlara TOY diyorum yani erörün organik yavruları. Bu TOYların kamuoyu önünde sempatik gösterilmesi, aklanması, paklanması, aklileştirilmesi görevi malum medya ve uzantılarına 7 Haziran seçiminden çok önce verildi. Amaç siyasi tabloyu vekil sayısı üzerinden vurmaktı. Buna iş dünyasının daha doğrusu sermayesini yabancıların verdiği imtiyazlara borçlu olan devşirme burjuva da destek oldu. Yaşananlara hukuksal açıdan bakınca bu süreç tam bir yardım ve yataklık. Bu günler mutlaka geçecek, Türkiye erörün siyasileştirilmesi, rasyonalize edilmeye çalışılması, kabul ettirilme zorlamalarını da aşacak ve yargı bugünlere mutlaka el atacak. Dünyanın hiçbir ülkesinde medya, iş dünyası ve sivil toplum terörün organik uzantılarını bu kadar destekleyemez ! Bunun örneği yoktur ve olamaz da!    KOBANİ VE SURUÇTA DÜĞMEYE BASILDI    -Paralel örgüt medyası ve uzantıları Suruç ve Diyarbakır saldırılarının arkasında devletin olduğunu iddia etti. Bu yalan üzerinden güvenlik güçlerimiz hedef gösterildi. Bu planı nasıl değerlendiriyorsunuz?    - Suruç, Kobani ve daha birçok algılama-algılatma oyunu…Amaç bölge insanını ve Kürt kökenli Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını Türk Devleti e düşman etmek ve 2003 sonrasında Tür Devleti ile bölge insanı, Erdoğanın liderliği ile bölge insanının arasını açmak, araya sızmak. Çok açık söylüyorum; 2003 e kadar küresel güçlerin hedefi Kuzey Irak a bir devlet kurdurmaktı. Bu bağlamda 2003 Temmuz ayında TSKya yapılan saldırı, başımıza geçirilen çuval bu doğrultuda bir adımdı. 2003 sonrası Erdoğanın liderliği ile bütün denge değişti. Bölge insanı ile Devlet arasında yeni bir bağ kuruldu.   BU OYUNU BOZMAK HEPİMİZİN GÖREVİ    -Amaç ne peki?    Son bir yıldır yapılmaya çalışılan bu bağı, bu dengeyi kırmaya çalışmak ve Kobani, Suruç, mitinge bomba gibi olaylar üzerinden Devlet-Lider-Vatandaş dengesini bozmak, tahrip etmek…Çok açık söylüyorum; siyasi dengeleri değiştirmeye, devlet-vatandaş denklemini bozmaya ve Türkiyeyi-bölgeyi yönetilemez duruma sokmayı hedefleyen yapılar ve uzantıları aynı üst akıl tarafından yönetiliyor. Türkiyedeki medya, iş dünyası, sivil toplum uzantıları da aynı merkez tarafından besleniyor. Bu oyunu görmek, göstermek ve bu ülkenin-bölgenin insanına anlatmak hepimizin görevi…   PARALEL EMNİYET VE YARGININ GÜNEYDOĞUYA GÖNDERİLMESİ ÇOK RİSKLİ    -Parelel örgüte yakınlığı ile bilinen güvenlik görevlilerinin ve yargı mensuplarının şu anda çok riskli bir durumda olan Doğu ve Güneydoğuda görev yapmasını doğru buluyor musunuz?    - Paralel Örgüt üyesi oldukları şüphesi bulunanların Doğu ve Güneydoğu gibi bölgelerde görevlendirmelerini açıkça söyleyeyim doğru bulmuyorum. Daha açık söyleyeyim; bu adamların herhangi bir yerde görevlendirilmelerini de doğru bulmuyorum. Taban zayıf ve hassassa bu adamların vereceği zarar çok büyük olabilir. Terör unsurları ile farklı ilişkilere girebilirler. Sonuçta hepsi aynı merkezden yönetiliyor. Yapılacak en doğru hareket; özel bir düzenleme yapmak ve bir defaya mahsus olmak üzere maddi hakları düzenlenerek memuriyetten men etmek. Bu arada kamuoyunda bazı isimler için de kasıtlı olarak paralel etiketi üretenler var, bunlar da çoğunlukla paralel odaklar tarafından yapılıyor, bu karalamalara karşı hassas olmalıyız   ANA DÜŞÜNCEM DEĞİŞMEDİ, SADECE LİDERİMİ BULDUM    -Sayın Erdoğanın Başbakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı döneminde Başdanışmanlık görevini üstlendikten sonra çok eleştirildiğiniz. Çok sık siyasi görüş değiştiren biri misiniz?    Ana düşüncem aynı kalmak şartıyla siyasi düşüncemin sinir uçlarında bazı noktalarda elbette değişiklik olmuştur. İnsan düşüncesi tekamül edemezse, doğruyu bulamazsa nasıl ilerler. Benim düşüncem çok net; Devletin güçlü olması ve bu gücü sağlayıp koruyacak, geliştirecek bir liderlik. Erdoğanın Türkiyeye verdiği liderlik, ortaya koyduğu etki ve aldığımız yol çok açık. Ben siyasi düşünceden çok milli bir anlayış içinde düşünceyi harekete geçirebilen liderlik dinamiğine değer veririm. Bakın Osmanlıya 1830da finansal pranga takıldı, Türkiye 1954e kadar o borcu ödedi. 1960 darbesi ile yeniden pranga tazelendi 2008de Erdoğan yeter diyerek o prangayı yaklaşık 180 yıl sonra çıkarttı, söktü attı. Benim siyasi-ekonomik-sosyal düşüncem işte bu ! Ülke adına gereken adımı atabilen kişi liderdir, siyasi düşüncenin reel halidir. Türkiyede hatta Osmanlıda milli olduğu iddia edilen kaç kişi Erdoğanın attığı milli adıları atabildi. Daha açık yazayım; ana düşüncem değişmedi, liderimi buldum…    SAYIN CUMHURBAŞKANI BİR ORKESTRA ŞEFİ GİBİ    -Sayın Cumhurbaşkanı ile çalışmak zor mu?    - Sayın Cumhurbaşkanı ile çalışmak hem çok kolay hem de çok zor. Sayın Erdoğan insanı alanında asla sıkmayan, sıkıştırmayan adeta özgürce dalgalanmaya bırakan bir yapıya sahip. Kamuoyunda yapılan propaganda askıcı, sert, sinirli olduğu yönünde. Bu tam bir kara propaganda. Bakın çok açık söylüyorum, yıllarca özel sektörde çalıştım, hatta son 8 yıl yöneticilik yaptım, Tayyip Erdoğan kadar insana kibar, olumlu, teşvik edici ve yapabileceğinizin en iyisini yapma yolunda kolaylık gösteren bir yönetici görmedim. Adeta bir orkestra şefi ve siz o orkestra içinde hiçbir fazla soru dahi sormadan yapmanız gerekeni rahatlıkla bulabiliyorsunuz. İnsanlara davranışlarını yaşayıp görmek ve örnek almak lazım. İnanın ben kendisinin her hareketini gördüğümde, bir çocuktan bir Devlet Başkanı a kadar davranışlarını gözlemleyince insan dönüyor ve kendini sorguluyor.  



E-Posta ile Yolla
Sayfayı Yazdır
Sosyal Paylaşım
Google
Blogger
Tumbir
Etiketler :
İsim Soyisim :
E-Mail :
UYARI : Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.
Uyarı
Güvenlik kodu :
Bu habere ilk yorumu siz yapın.
DİĞER HABERLER
Foother
SOSYAL MEDYA
Facebook Twitter RSS Sitemap
"Fatih Aktüel | https://www.fatihaktuel.com/"   Tum Hakları Saklıdır. © 2024 - 2025