Fatih haber,Haber fatih,Fatih Yaşam,Fatih aktuel ,Haber
İran Dışişleri Bakanı Cevat Zarifin dün gerçekleşmesi beklenen Ankara ziyareti son anda ileriki bir tarihe ertelendi. Tahran ve Ankara karşılıklı olarak ziyaretin programlardaki uyuşmazlık nedeniyle ertelendiğini açıklarken, kulislerde erteleme gerekçesi olarak son dönemde İran medyasında Türkiye aleyhine sürdürülen kampanyadan Ankaranın duyduğu rahatsızlık gösteriliyor.
Öte yandan Dışişleri Bakanı Zarifin tam sayfa bir yazısının Cumhuriyet gazetesi tarafından yayınlanması da dikkat çekici bulundu. Geçmişten bu yana Türkiyedeki pek çok faili meçhul olayın arkasında İranın olduğu iddiasını ortaya atan Cumhuriyet gazetesinin sayfalarını İranlı bakana açması farklı yorumları da beraberinde getirdi.
Manşetten inmezdi
Cumhuriyetin yakın geçmişe kadar İranı laik rejim için düşman gösteren yayınlarını hatırlatan çevreler, İranın Türkiye aleyhtarı iddialarıyla ortak paydada buluşan Cumhuriyet gazetesinin Türk dış politikasına yönelik saldırılarını bu kez Tahran üzerinden sürdürdüğü yorumunu yaptılar.
Cumhuriyet gazetesi bir dönem manşetinden “İran” ve “şeriat tehlikesi” kelimelerini sıkça kullanırken, Türkiye karşıtı tutumu nedeniyle İranın mesajlarına sayfalarında yer verdi. Cumhuriyet Gazetesi, daha sonra yalanlanan “MİT Tırları” haberiyle Türkiye karşıtı çevrelerin operasyonel girişimlerinin odağını oluşturmuştu. Gazete, Cevat Zarifin şu cümlelerini spota taşıdı: “Ortadoğu toplumlarının sosyal dizaynı için ham çabalar ve askeri müdahaleler, Amerika ve diğer bazı Batılı güçlerin bölge hakkındaki politikalarında ne kadar yanıldıklarının bir göstergesidir. Bölgede ağır bir direnişle karşılaşan bu projeyi uygulamaya koyanlar, bir toplumda demokrasinin işgalci bir ordunun hakimiyeti altına yerleştirilemeyeceği gibi önemli bir hususu anlamaktan acizdiler.”
Yazı, “BOP müdahalelere zemin hazırladı” başlığıyla çıktıı.
Satır arasında mesaj
İran Dışişleri Bakanının Cumhuriyet Gazetesinde yayınlanan makalesindeki şu ifadeler de dikkat çekti:
“Yine aşırıcı unsurlar, Suriye krizi esnasında bölge(de) bulunan bireyler, kuruluşlar ve hükümetlerden aldıkları desteklerin yardımıyla müsait bir ortam elde edip, sahte dava ve ideallerle dev bir yapıya dönüştüler ki, bugün bu unsurlar kendi kurucularını ve destekleyenlerini bile tehdit eder hale gelmiştir.”