Fatih haber,Haber fatih,Fatih Yaşam,Fatih aktuel ,Haber
Gastrointestinal kanserler (sindirim sistemi kanserleri) yemek borusu (ösefagus), mide, ince barsak, kalın barsak (kolon) ve rektum, anüs, karaciğer, safra yolları ve pankreas kanserlerini ve gastroenteropankreatik nöroendokrin ve gastrointestinal stromal tümörleri içermektedir.
Gastrointestinal kanserler en sık görülen kanser grubudur. Bu kanserlerle lgili her türlü bilimsel gelişmelerin ele alındığı 5. Uluslararası Gastrointestinal Kanserler Kongresi, 12 ülkeden 50si yabancı yaklaşık 400 bilim uzmanının katılımı ile düzenlenmektedir.
Uluslararası Kanser Kontrol Örgütü (UICC), Hacettepe Üniversitesi Kanser Enstitüsü ve Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu Derneğinin desteği ile düzenlenen, Prof. Dr. Şuayib Yalçının başkanlığında yapılan bu uluslararası kongre, sindirim sistemi kanseri ile ilgili her türlü bilimsel gelişmelerin ele alındığı ve en yeni tanı ve tedavi yöntemlerinin tartışıldığı önemli bir toplantıdır.
Bilimsel programda; 25 Oturum, 5 Uydu Sempozyum, 1 Sözlü bildiri oturumu, 2 Tartışma oturumu ve 1 Workshop yer almaktadır. Konusunda uzman ulusal ve uluslararası düzeyde konuşmacıların katıldığı kongrede; Yurt içi ve yurtdışında klinik onkoloji, medikal onkoloji, onkolojik cerrahi, sindirim sistemi onkolojisi ve hemato-onkoloji alanlarında uzmanlıkları olan 95 Türk, 16 yabancı konuşmacı ve oturum başkanı görev yapmaktadır.
SİNDİRİM SİSTEMİ KANSERLERİNDE ÖNEMLİ GELİŞMELER
Son yıllarda gastrointestinal kanserler (sindirim sistemi) konusunda önemli gelişmeler olmuştur. Sindirim sistemi kanserleri yemek borusu (ösefagus), mide, ince barsak, kalın barsak (kolon) ve rektum, anüs, karaciğer, safra kesesi ve safra yolları ve pankreas kanserlerini ve gastroenteropankreatik nöroendokrin ve gastrointestinal stromal tümörleri ve gastrointestinal lenfomaları içermektedir. Bu kongrede bu tümörlere yönelik, tanı, tedavi ve bakım ile ilgili gelişmeler tartışılmakta ve tedavi standartları konusunda güncel bilgiler yenilenmektedir.
Kolon kanserinde kişisel tedavilerin yaygınlaşması ve yeni ilaçlarla yaşam süresi uzadı Tüm kanserlerin %20sini yukarıda isimleri belirtilen sindirim sistemi kanserleri oluşturmaktadır. Bu kanserler, ülkemizde de kanser ölümlerinin de önde gelen nedenlerinden birisidir. Ülkemizde en sık kalın barsak kanserleri görülmektedir, bu kanseri mide kanseri izlemektedir. Normalde sağlıklı beslenme ile korunma olanağı olan bu kanser, maalesef ülkemizde hala önemli, önde gelen bir kanser olmaya devam etmekte ve hastalar doktora geç başvurmaktadır.
Özellikle erişkin yaşta demir eksikliği anemisi olan kişiler bu konuda araştırılmalıdır. Ancak son zamanlarda mide kanseri tedavisinde önemli gelişmeler olmuştur. Kemoterapi ajanlarının daha iyi gelişmesine ilave olarak hedefe yönelik ajanlar ve immünoterapiler ile mide kanseri tedavisinde çok önemli tedavi başarıları elde edilmiştir. Bunlardan en önemlisi ileri evre HER-2 olarak ifade edilen mide kanserinde HER yolunun hedeflenmesidir.
Bu amaçla ileri evrede mide kanserinde kemoterapi ile birlikte trastuzumab kullanılması ile HER-2 pozitif hastalarda hem tümör küçülme oranını artırmış hem de bu hastaların yaşam süresinde önemli uzama meydana getirmiştir. Mide kanseri tedavisinde araştırılan diğer yöntem ise bağışıklık sistemini kontrol eden yolların hedeflenmesidir. Bu yolu hedefleyen yeni ilaçların ön sonuçlarının başarılı olması nedeni ile ileri klinik çalışmalarda denenmektedir.
Kolon kanserinden korunmak için beslenme ve kansızlığa dikkat:
Kolon kanseri ülkemizde en sık görülen sindirim sistemi kanseridir. Kolon kanserinin günümüzde nedenleri ve nasıl oluştuğu yönünde çok önemli bilimsel gelişmeler olmuştur. Artık bu kanseri çok daha iyi anlıyoruz. Kalın barsak kanseri tüm kanserlerin %8ini, oluşturmakta olup sindirim sisteminin en sık görülen kanseridir. Bu kanser, kadınlarda meme kanserinden sonra ikinci, erkeklerde ise akciğer ve prostat kanserinden sonra üçüncü sırada yer almaktadır. Bu durumda Türkiyede yıllık yaklaşık 10.000-12.000 yeni vaka beklenmektedir. En önemli risk faktörü yaşlanmadır. En sık 50 yaş sonrası görülür. Bu kanser beslenme ile doğrudan ilişiklidir. Fazla yağlı ve kırmızı etten zengin beslenme, şişmanlık, sebze ve meyveyi az tüketme ve az posalı ve az lifli gıda tüketme, aile öyküsü riski arttırmaktadır.
Kolon kanserinde tedavi başarısı hastalık evresi ile ilişkili
Tedavi başarısını etkileyen en önemli faktör hastalığın evresidir. Erken evrede başarı oranı yüksektir. Bunun dışında hastanın genel durumu, yaşı, hastalığın yaygınlık durumu önemlidir. Kalın barsak (kolon ve rektum) kanseri erken tanı konulduğunda başarı şansı %90-95lere ulaşmaktadır. Ancak hastaların sadece yaklaşık beşte birinde çok erken tanı konabilmektedir. Bu hastalarda cerrahi yeterlidir, ancak tümör barsak duvarı boyunca ilerler veya lenf düğümüne sıçrarsa sadece cerrahi ile başarı oranı %40-60 iken günümüzde cerrahi sonrası uygulanan kemoterapiden sonra hastalarda başarı oranı %80lere ulaşabilmektedir.
İleri evrede ise tedavi esas olarak kemoterapi olup hedefe yönelik ajanların ortaya çıkışı ile kemoterapinin etkinliğinde anlamlı artış sağlanmıştır. Kemoterapiye ek olarak bevasizumab, setuksimab, panitumumab, regorafenib gibi ilaçlarla kolon kanserinde en az 3 sıra sistemik tedavi şansı doğmuştur. İmmunoterapilerin ön sonuçları da bazı kolon kanseri alt gruplarında bu ilaçların yaşam süresini uzatma olasılığı olabileceğini göstermektedir.
Ayrıca cerrahi dışında görüntüleme ve girişimsel radyoloji alanındaki gelişmeler sonucunda bazı hastalarda yeni bazı lokal tedavi seçenekleri ortaya çıkmıştır. Bu açıdan ülkemizde radyoferakans ablasyon, mikrodalga ablasyon, kemo ve radyoembolizasyon yaygın olarak kullanılmaktadır.
Kolon Kanserinde erken tanı ve korunma mümkün
Bu nedenle toplumsal farkındalığın artması ve ülkemizde kalın barsak kanserine yönelik olarak 50 yaş üstü bireylerde kolon kanseri taraması yapmak gerekmektedir. Ülkemizde kolon kanserinde hastaneye başvuru geç olduğu için hastalara genellikle ileri evrede tanı konmaktadır Bunun için ülkemizde sağlık bakanlığının başlatmış olduğu kanser tarama programının desteklenmesi ve bu programa uygun olarak dışkıda gizli kan ve tarama kolonoskopisi uygulanmasını öneriyoruz.
Pankreas kanserinin erken tanısı hala zordur. Hastalar çoğunlukla ileri evrede başvurmaktadır. Bu kanserle sigaranın, beslenme ve obezitenin ilişkisi gösterilmiştir.
Bu hastalıkta esas tedavi cerrahidir ancak çok az kişide cerrahi mümkündür ve cerrahi sonrası nüksler çok sık görülür. Ancak ameliyat sonrası koruyucu tedavinin etkinliği gösterilmiştir. Artık bıçak değdi, hasta daha kötü oldu fobisini yıkma zamanı gelmiştir. Bu hastalıkta ileri evrede de birçok etkin ilaç ve tedavi kombinasyonları geliştirilmiştir. Bu ilaçlarla tedavi başarısında artış sağlanmıştır.
Karaciğer kanserleri son yıllarda üzerinde çokça durulan bir kanserdir. Karaciğer kanserleri çoğunlukla Hepatit B ve Cye bağlıdır
Ancak alkol ve şişmanlık ve karaciğer yağlanmasına bağlı karaciğer hasarı da son yıllarda özellikle batı toplumlarında ön plana çıkmıştır. Ülkemizde de obezite önemli sorun olma eğilimindedir. Bu etkenlerden uzak durmak bu kansere yakalanma riskini çok azaltmaktadır. Özellikle kronik aktif hepatit hastalığı olanların uzman doktor kontrolünde kalmaları uygundur. Erken evrede cerrahi, karaciğer nakli, radyofrekans ablasyon, daha ileri evrede embolizasyon uygun tedavi seçenekleri iken eskiden ileri evrede sınırlı sayıda ilacın kısıtlı etkisi gösterilmişken, son dönemde genel durumu uygun hastalarda sorafenib tedavisinin faydası gösterilmiştir.
Prof. Dr. Şuayib Yalçın
Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu Derneği Başkanı
SİNDİRİM SİSTEMİ KANSERLERİNDEN ÖNEMLİ ORANDA KORUNMAK MÜMKÜNDÜR
Bir çok kez gastrointestinal kanserler sinsi seyretmekte olup genellikle ileri evrede belirtilere yol açtıkları için çoğu kez geç aşamada tanı konur ve tedavi şansı azalır. Bu nedenle bu kanserlerden korunmak için tedbirler alınmalıdır. Bunların başında tütünden uzak durma, sağlıklı beslenme, kilo kontrolü ve egzersiz gelmektedir. Ayrıca enfeksiyonlardan korunma, Hepatit B ye karşı aşı olma, alkolden uzak durmak gereklidir.
Kanserden korunmada bireylerin tedbir alması dışında toplumsal ve sosyal önlemlerin de alınması gereklidir. Bunların başında çocukluk çağından itibaren sağlıklı yaşamın desteklenmesi gereklidir. Bunun için çocukların korunması çok önemlidir. Kişilere doğru ve sağlıklı yaşam biçimlerinin kazandırılması ve onları yanlış beslenme alışkanlıklarına sevk edecek zararlı etkilerden korunması gereklidir. Ayrıca sağlıklı çevre oluşturulması, kamusal alanlarda ve toplumsal yaşam alanlarında havalandırmanın özendirilmesi, yaşam alanlarının aktif yaşamı spor ve egzersiz yapmayı destekleyecek şekilde yapılandırılması, sadece çocuklar için değil genç yaşlı herkes için önemlidir.
Ülkemizde geleneksel beslenme tarzı gözden geçirilmelidir
Bu nedenle özellikle mide ve yemek borusu kanseri ülkemizde hala önemli sorun oluşturmaya devam etmektedir. Bunun önüne geçmek için beslenme tarzımız sistematik olarak bilimsel taramadan geçirilmeli ve bu konuda halkın bilinçlendirmesi gereklidir.
Kanser tarama programlarına halkın dikkati çekilmeli ve bu konuda farkındalığın ve katılımın artırılması ve ülkemize özgü programların etkin uygulanması gereklidir. Kanser konusunda yanlış ve korkutucu imajlar oluşturulmamalıdır. Kanser için kullanılan amansız hastalık tanımı artık doğru değildir.
Özellikle sistemik tedavilerde yaşana gelişmeler ileri evredeki hastalarda tam iyileşme sağlamasa bile yaşamın uzamasına ve daha kronik bir seyir izlemesine neden olmaktadır. Erişkin yaşta görülen tüm kanserlerin üçte ikisi başarı ile tedavi edilmektedir. Sonuç olarak sindirim sistemi genel olarak korunabilen, erken tanınma ve tedavi şansı olan ve ileri evrede bile yaşam süresini uzatan ilaç seçenekleri olan kanserlerdir. Bu kanserlere karşı korkuyla değil, bilinçle hareket edersek hastalık görülme riski azaltabilir ve tedavi başarısını artırabiliriz.
Prof. Dr. Tezer Kutluk
Uluslararası Kanser Savaş Örgütü(UICC) Başkanı
Basın toplantısı konuşmacılar:
Prof. Dr. Şuayib Yalçın Kongre Başkanı
Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu Derneği Başkanı
Prof. Dr. Tezer Kutluk
Uluslararası Kanser Savaş Örgütü(UICC) Başkanı
Prof. Dr. Philip Agop Philip
Karmanos Kanser Merkezi Wayne State Üniversitesi Öğr.Üyesi