Fatih haber,Haber fatih,Fatih Yaşam,Fatih aktuel ,Haber
Onkoloji, hematoloji ve enfeksiyon hastalıklarının tedavisi ve yeni aşıların geliştirilmesine yönelik çalışmaların yürütüldüğü bir ilaç şirketinin Fransada faaliyet gösteren inovasyon merkezi basın ziyaretine açıldı.
Şirketinin Ar-Ge Direktörü ve 2014 Avrupa Mucit Ödülünün sahibi Dr. Jerome Guillemont, halk arasında verem olarak bilinen tüberkülozun görülme sıklığının Avrupa ülkelerinde yüksek bulunmadığını; ancak Avrupanın doğusunda, Çinde ve eski demir perde ülkelerinde bunun çok büyük bir sorun olduğunu söyledi.
Bu ülkelerde AIDSe yol açan virüs HIV ile tüberkülozun büyük sıkıntı yarattığını ifade eden Guillemont, Çünkü HIV enfeksiyonları nedeniyle yaşamını yitiren hastaların büyük çoğunluğunda altta yatan sebebin tüberküloz olduğu bilinmektedir dedi.
Guillemont, hastaların bağışıklık sistemindeki yetmezliğin, hastalık oluşumunu tetiklediğini vurgulayarak şu bilgileri aktardı:
Dünya nüfusunun yaklaşık üçte birinde gizli tüberküloz bulunduğu bilimsel olarak raporlanmıştır. Bu kişilerde bağışıklık sistemi zayıfladığında tüberküloz bir anda ortaya çıkmaktadır ve hayati risk taşıyan enfeksiyona yol açmaktadır.
Tüberkülozu olan bir kişi ile aynı trene binildiğinde aynı hava solunduğunda bulaşma riski yüksektir çünkü hava yolu ile bulaşmaktadır. Özellikle çoklu ilaç dirençli hastalarda hayati risk bulunmaktadır. Bu hastalar, tedaviye yanıt vermemektedir. Bu durumda da hastalar için yapacak pek bir şey kalmıyor.
Dirençli tüberküloz tedavisinde 5 farklı antibiyotik kullanıldığını belirten Guillemont, Bu hastalar günde 5 ilaç alıyor. Bu ilaçların etkisine bağlı ortaya çıkan komplikasyonlar nedeniyle yaklaşık 10 ilaç daha kullanmak zorunda kalınıyor. Bu hastaların bazıları günde 20 ayrı ilaç alabiliyor. Bu nedenle tedaviyi sonlandıran hastalar oluyor diye konuştu.
YENİ MOLEKÜL RUHSAT AŞAMASINDA
İlaca direnç gösteren ve artık başka alternatifi kalmayan hastalar için yeni bir şans yakalandığını bildiren Guillemont, Çoklu ilaç dirençli hastalarda tedavi şansını artıran ve yan etkileri azaltan tamamen farklı bir molekül geliştirildi dedi.
Tüberkülozun tedavisine ilişkin bilim dünyasının yıllardır yeni bir ilacın geliştirilmesini beklediğini ifade eden Guillemont, Çünkü geçmiş on yıllara bakıldığında hep aynı etki mekanizması olan ve hep aynı sınıfa ait olan moleküller kullanıldı. Sadece, ufak modifikasyonlar yapıldı. Bunun sonucunda da tedavide hep aynı direnç ile karşılaşıldı ifadesini kullandı.
Guillemont, geliştirilen Bedakilin isimli molekül ile tedavide yeni bir etki mekanizması elde edildiğini belirterek şunları kaydetti:
Yeni molekül ile bütün direnç formlarına yanıt elde edilmesi amaçlandı. Bizim molekülümüzün, bütün anti mikro bakteriyel dirençleri tedavi edebildiği saptandı. Bu nedenle çoklu ilaç dirençli tüberküloz tedavisinde çok önemli bir seçenek çünkü tamamıyla etki mekanizmasından kaynaklanan bir farklılığı var.
Yeni geliştirilen ilaç için Amerikan Gıda ve İlaç Dairesine (FDA) başvurular yapıldı, kabul edildi, şimdi ruhsat sürecindeyiz. İlacın piyasaya sunulması için faz 3 klinik çalışmalarının da tamamlanması gerekiyor çünkü çoklu ilaç dirençli tüberküloz hastaları için bu çok önemli bir ihtiyaç.
Faz 2 klinik çalışmalarının sonuçları hakkında da bilgi veren Guillemont, Yapılan klinik çalışmalarda ilacın faydalı olduğu tespit edildi. Özellikle çoklu ilaç dirençli tüberküloz hastalarında mevcut tedavi ile yeni molekülün uygulandığı tedavi kıyaslandığında yeni molekülün çok daha etkili olduğu belirlendi. Bu sonuçlara dayanarak FDA şu an için bu molekülün sadece hastanelerde kullanılması için onay verdi diye konuştu.
Guillemont, bu aşamadan sonra faz 3 klinik çalışmaların sonuçlarının inceleneceğini dile getirerek, yeni geliştirilen ilacın diğer antibiyotiklerle birlikte günde bir tane alındığını ayrıca hastalarda tedavi sürecinin kısaldığını vurguladı.
NASIL BULAŞIYOR?
Hasta bir kişiden hava aracılığı ile sağlam kişiye bulaşan bakteri, nefes, öksürük, hapşırık gibi yollarla çevreye yayılıyor. Sağlıklı kişiler, bu mikropları nefesleriyle alıyor.
Hasta ile yakın ve uzun süreli teması olan kişilere bulaşma riski artıyor. Alınan mikrop, kişiyi hastalandırmadan vücutta saklı kalıyor ve vücut direncinin düştüğü bir anda ortaya çıkıyor. Hastalık gelişme riskinin en yüksek olduğu dönem ilk iki yıl olarak belirtiliyor. İlk iki yılda yüzde 5, sonrasında yüzde 5 olmak üzere yaşam boyu hastalık gelişme riski yüzde 10 olarak gösteriliyor. Tedavi başlandıktan sonra bulaşma hızla sona eriyor.
Yaklaşık 2-3 haftadan uzun süren öksürükte tüberkülozdan şüphelenilmesi ve hekime başvurulması gerekiyor.
Tüberküloz tedavisinde birden fazla ilacın düzenli ve yeterli süre birlikte alınması gerekiyor. Tedavinin düzenli bir şekilde devam etmesi önem taşıyor. Uygun tamamlanmayan tedavi ile ilaç direnci gelişebiliyor. Bu durum da tedavi başarını olumsuz etkiliyor. İlaca dirençli hastaların tedavisi uzun sürüyor, daha çok yan etki yaratıyor, tedavi maliyetini artırıyor, bazen cerrahi müdahale gerektirebiliyor.
AA