Fatih haber,Haber fatih,Fatih Yaşam,Fatih aktuel ,Haber
Sierra Leonede herhangi bir kişi hastane kapısına geldiğinde birçok güvenlik engelini aşmak ve girişteki memurların sorularına yanıt vermek zorunda. Örneğin, köyünde bir Ebola hastasının olup olmadığı, ya da Ebola virüsü bulaşmış birini ziyaret edip etmediği gibi sorular. Salgın kriterlerine göre bir ülkede art arda 42 gün içinde salgın vakasına rastlanmazsa, yeni enfeksiyonların görülmediği sonucuna varılıyor.
SAĞLIK SİSTEMİMİZİ GÖZDEN GEÇİRMELİYİZ
Ancak yaklaşık altı milyon nüfuslu Sierra Leonede halkın sevinci sınırlı kalıyor. Sierra Leonedeki Holy Spirit Hospital adlı hastanenin başhekimi ve yöneticisi Patrick E. Turay de bu konuda biraz kuşkulu: Biz hl doğru öncelikleri belirleyemedik. Öncelikle sağlık sistemini prensip olarak yeniden gözden geçirmemiz ve daha iyi bir konuma getirmemiz gerekli. Sadece bu yoldan bulaşıcı hastalıklara karşı birşeyler yapmamız mümkün olur.Eğer sağlık sistemi yoksul bir ülkede zayıf konumdaysa, o taktirde bunun sonuçları çok feci olur.
HASTANE PERSONELİ HER ZAMAN GEREKLİ ÖZENİ GÖSTERMİYOR
Oysa ki özel Katolik hastanesi Holy Spirit Hospitalın durumu diğerleriyle karşılaştırıldığında oldukça iyi sayılıyor. Hijyen kurallarına dikkat edilmesi ve modern bir hastane olmasıyla eyalet başkenti Makeninin sınırlarını aşan bir üne sahip. Bulaşıcı hastalıklara karşı uygulanan sıkı güvenlik önlemlerine riayet ediliyor. Ancak ülkenin diğer hastanelerinde ve sağlık ocaklarındaki personelin yine eskiye dönüş yaptığı, görevlerini özensiz ifa ettikleri görülüyor. Örneğin hastanelere gelen ziyaretçilerin ateşinin her zaman ölçülmediği belirtiliyor.
MOMOH SESAY İLE KARDEŞLERİNİN BAŞINA GELENLER
Başhekim Turay, eğitimli hemşire ve hekim bulmanın da zor olduğunu söylüyor. Doktor Turay, Ebolaya rağmen bu konuların hiç tartışılmadığını, oysa ki 2014 yılından bu yana ülkenin sağlık sisteminin ne kadar kötü durumda olduğunun acı bir biçimde tecrübeden geçtiğini anlatıyor. Sistemin olumsuz yönlerini bizzat kendisi yaşamış olan 23 yaşındaki Momoh Sesay, Ebola salgınından bahsederken duygusal olmamaya gayret ediyor: Annemde önce baş ağrıları başladı. Daha sonra ateşler içinde kalmaya, yediklerini çıkarmaya başladı. Hemen onu hastaneye götürdük. Orada gerçi tedavi gördü ama kurtulması mümkün olmadı.
Hastaneye düşen ve iyileşebilen bir arkadaşı Momoh Sesayı telefonla arayarak durumu kendisine bildirmiş. Dış dünya ile temas kurmanın tek yolu telefondu. Çünkü Momohnun köyü salgından çok fazla etkilenmiş, köy karantina altına alınmıştı. Ne o, ne de 4 kardeşi annesi ile vedalaşabilmiş, onu son kez kollarına alabilmişti. Annelerinin mezar taşı bile yoktu. Onların ise acıları, gelecek korkusuna çevrilmişti. Çocuklar anasız babasız öksüz durumuna düşmüşler ve hiçbir gelirleri yoktu. Momoh Sesay, salgından sağ kurtulabilen akrabalarının kendilerine şimdilik yardımcı olduklarını söylüyor.
42 GÜN İÇİNDE HİÇBİR EBOLA VAKASINA RASTLANMADI
Tüm bu kötü gelişmelerin sonunda Sierra Leonede geçtiğimiz günlerde tam bir Ebola geri sayımı başladı. Arka arkaya tam 42 gün içinde hiçbir Ebola vakasına rastlanmadı. Almanyanın Tübingen kentinde Alman Doktorlar Misyonu Enstitüsü adlı kuruluşun yöneticisi olan ve aynı zamanda Dünya İçin Ekmek yardım kuruluşu ile afet yardım projeleri çerçevesinde Sierra Leone ve Liberyada bu projeleri yöneten Gisela Schneider son gelişmelere yönelik olarak şöyle konuşuyor: Bu, birbuçuk yıl süren korkunç salgının ardından gerçekten de sevinilecek bir olay. İnsanların bu durumu kutlamalarla vurgulamak istemeleri de bence önemli. İnanılmayacak kadar acı çektiler ama bir o kadar da çaba gösterdiler. Ama tabii ihtiyatlı olmak ve bu olayı atlattık, artık eski yaşam biçimimize dönebiliriz dememek lazım.
NTV