Fatih haber,Haber fatih,Fatih Yaşam,Fatih aktuel ,Haber
Antalyada 17ncisi düzenlenen Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği Kongresinde (Klimik 2015), KLİMİK Antibiyotik Direnci Çalışma Grubu ve Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof.Dr. Ayşe Willke Topçu, yoğun bakım hastalarının antibiyotik direncinden kaybedildiğine dikkat çekti.
ANTİBİYOTİKLERİN HİÇ FAYDASI YOK
Grip nedeniyle doktora gidildiğinde hemen antibiyotik yazıldığına işaret eden Prof. Dr. Topçu Burada antibiyotiklerin hiç faydası olmuyor, aksine gereksiz yere yan etkilerinin çıkması gibi bir risk var. Gereksiz yere vücudun duyarlı bakterilerinin direnç kazanması sorunu var. Nezle ya da gripte antibiyotik kullanıldığında gelişecek enfeksiyonları önlediğine dair bir kanıt yok literatürde. Aksine daha kötü olabiliyor dedi.
Antibiyotik direncinin çok ciddi ve enfeksiyon hastalıkları uzmanlarını klinik pratikte zora sokan bir sorun olduğunu belirten Prof. Dr. Topçu, özellikle hastane enfeksiyonlarının etkenlerinin daha dirençli olduğunu kaydetti.
ÖLÜM NEDENLERİ KANSER DEĞİL ENFEKSİYON
Yoğun bakım üniteleri, yeni doğan yoğun bakım üniteleri, kan kanseriyle mücadele eden hastaların yattığı hematoloji kliniklerinde veya organ nakli yapılan hastalarda hastane enfeksiyonlarının ciddi bir sorun oluşturduğunu anlatan Prof. Dr. Topçu, şöyle konuştu:
Bu hastane etkeni olan bakteriler, maalesef elimizdeki antibiyotiklerin çoğuna dirençli. Hatta kullanabileceğimiz antibiyotiklerin hepsine dirençli bakteriler zaman zaman çıkıyor. O zaman yoğun bakımda yatan bir hasta, trafik kazasının getirdiği travmadan değil enfeksiyondan ölüyor ya da kan kanserli bir hasta kanserden değil enfeksiyondan ölüyor. Eğer birkaç yıl önce tedavi edebildiğiniz bir enfeksiyon hastalığını, bugün bakterilerdeki antibiyotik direnci nedeniyle tedavi edemiyorsanız ve hasta enfeksiyon nedeniyle ölüyorsa bu bir felakettir. Hem hastanın ailesi için, hem de ona bakan hekimi için, insan hayatına paha biçilemez. Aslında enfeksiyonla baş eden, enfeksiyonu yenen vücudun kendisidir, bağışıklık sistemidir. Antibiyotikler hastaya mikropla vücut arasındaki savaşta zaman kazandırır.
EN BÜYÜK TEHLİKE HASTANE ENFEKSİYONLARI
Buna neden olarak çok gereksiz ve fazla kullanımı gösteren Prof. Dr. Topçu, bakterilerin de boş durmadığını, hep daha önde giderek kullanılan antibiyotiklere hemen çeşitli mekanizmalarla direnç geliştirdiklerini kaydetti.
Kişisel olarak buna gerçekten çok üzüldüğünü söyleyen Prof. Dr. Topçu, mesela idrar yolu enfeksiyonunda antibiyotik verildiğini, ama hastanın iyileşmediğini dile getirdi. İncelenen idrar örneğinde bakterinin, kullanılması önerilen antibiyotiğe dirençli olduğunun görüldüğünü aktaran Prof. Dr. Topçu Hasta günlerce sürünüyor. Daha zor sorunlarla karşılaşılıyor dedi.
BAKTERİLERE KARŞI YENİ İLAÇLAR DA YOK
Bu dirençli bakterilere karşı mücadele edecek yeni ilaçların da olmadığını belirten Prof. Dr. Topçu, şunları söyledi:
Eski ilaçları kullanmaya bakıyoruz. Eski ilaçlar da organlara zarar veren ilaçlar. İki arada bir derede kalıyoruz açıkçası. Yeni antibiyotikler direnç nedeniyle çok geliştirilmiyor; çünkü bir antibiyotiğin laboratuvardan hastaya kadar geliştirme süreci ortalama 12 yıl ve en az 1 milyar dolar harcanıyor. Firmalar da tabii 2 gün sonra kullanılamayacak ilaçlara yatırım yapmıyor. Şu anda Amerikanın gıda ve ilaç dairesinin bildirimine göre, geliştirilmekte olan, klinik uygulamaya girmesi beklenen 40 antibiyotik var. Aynı sayı kanser ilaçlarında 777. Kanser ilaçlarının üzerinde yoğunlaşıyorlar. Çünkü daha pahalı, daha uzun süre kullanılıyor, bir direnç gelişmiyor, direnç nedeniyle ilacı kaybetmiyorlar.
Mehmet ÇINAR/ ANTALYA, (DHA)