Fatih haber,Haber fatih,Fatih Yaşam,Fatih aktuel ,Haber
Central Hospitaldan Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Opr. Dr. Cengizhan Kolata Şeker yükleme testi sırasında vücuda şeker yüklenmesi, sağlıklı bünyelerde hem bebek hem de anne için sakınca teşkil etmez. Çünkü vücutta şeker testi sırasında yüklenen kan şekerini dengeleyen ve kısa sürede normal seviyeye düşüren bir mekanizma vardır diyor.
GEBELİK ŞEKERİ DİKKATE ALINMALI
Gebelik şekeri (gestasyonel diyabet); hamilelik öncesi şeker hastalığı bulunmayan bir anne adayının gebelik döneminde kanındaki glikoz (şeker) seviyesinde yükselme saptanmasıyla ortaya çıkar. Gebelik şekeri, gebe kadınların yaklaşık yüzde 3-5inde rastlanır. Yüzde 90ı ise gebelik sırasında fark edilir. Hamilelik döneminin 24. ve 28. haftalarında yapılacak şeker yükleme testi ile gebelik şekeri tespit edilebilir.
KİMLER GEBELİK ŞEKERİNDE RİSK ALTINDA?
Hamilelikte oluşabilecek gebelik şekeri yüksek riskli, riskli ve riskli olmayan grup olarak üçe ayrılır. Vücut kitle indeksi (BMI) yüzde 30un üzerinde olan gebeler yüksek risk grubundadır. Tekrarlanan gebelik kayıpları, açıklanamayan bebek kayıpları ve kötü gebelik öyküsü olan kadınlar risk grubundadır. Ayrıca iri bebek doğumu yapanlar, ailesinde diyabet öyküsü olanlar, polikistik over (yumurtalıklarda irileşme ve küçük kistler oluşması) hastaları, 25 yaş üzeri kadınlar, önceki gebeliğinde diyabet öyküsü olanlar ve zor doğum yaşayan (omuz takılması) kadınlar da bu grupta yer alır. 25 yaş aralığında olan kadınlar, ilk gebeliği olanlar ve ailesinde herhangi bir şeker hastalığı olmayan kişiler ise risk grubu dışındadır.
TANI İÇİN 75 GRAMLIK ŞEKER YÜKLEME TESTİ GEÇERLİ
Gebelik şekerinin tanısı için güncel yaklaşım olarak kabul edilen 75 gramlık şeker yükleme testi anne adayına uygulanır. Test sonuçlarında açlık kan şekeri 92 mg/dl, 1. saat kan şekeri 180 ml/dl, 2. saat kan şekeri 153 gr/ml altında ise bu değerler normal olarak kabul edilir. Ancak çıkan sonuçlardan herhangi bir değer yüksek ise anne adayı risk grubundadır.
Tanı testi yalnızca risk gruplarına yapıldığında gebelik şekerinin sadece yüzde 50lik popülasyonuna tanı konulabilir. Diğer yüzde 50lik bölüm ise göz ardı edilmemelidir. Tanısı konan ve kan şekeri istenilen seviyede takip edilen gebelerde sağlıklı bir gebelik süreci ve doğum imkanı sağlanabilir. Bu taramanın yaptırılmaması halinde ise tanı koyulamayan yüzde 50lik kısımdaki anne adayında ve bebekte bazı sağlık sorunları ortaya çıkabilir.
BEBEKTE GELİŞME GERİLİĞİ VE ORGAN ANOMALİLERİ OLUŞABİLİR
Bebekte oluşabilecek sorunlar; organ anomalileri (omurga, kalp vb), büyüme gelişme geriliği, diyabet riski, zor doğuma bağlı doğum travmaları, yeni doğan döneminde uzamış sarılık, hipoglisemi (kan şekerinin normal seviyeden daha düşük olması), hipokalsemi (kandaki kalsiyumun aşırı derecede azalması), hipomagnezemi (kandaki magnezyum düzeyinin normalin altına inmesi) ve yeni doğan solunum problemleridir.
TEDAVİDE EKİP ÇALIŞMASI ÖNEMLİ
Tanı koyulduktan sonra kan şekerinin hedeflenen seviyelerde tutulabilmesi için anne adayına diyet, egzersiz ve ilaç tedavisi planlanmalıdır. Diyabet sistemik bir hastalık olduğundan ve vücuttaki tüm organları ilgilendirdiğinden; anne adayının kadın hastalıkları ve doğum uzmanı, endokrinoloji uzmanı, beslenme ve diyet uzmanının da bulunduğu multidisipliner bir yaklaşımla yakın takibe alınması gerekir. Unutulmamalıdır ki gebelik şekeri bir sonraki doğumda yüzde 60 oranında tekrarlar. Gebelik şekerlerinde ileriki dönemlerde diyabet olma oranı ise yüzde 26dır.
RİSK GRUBUNDA OLMAYANLAR DA DÜZENLİ KAN ŞEKERİ TESTİ YAPTIRMALI
Gebelik döneminde şeker yükleme testinin atlanmaması gerekir. Çeşitli sebeplerle test yaptırmak istemeyen gebeler ise, risk grubunda olmasalar bile düzenli olarak açlık kan şekeri testini yaptırmaları gerekir. Gebelik süresince açlık kan şekeri 95 ml/dlı, tokluk kan şekeri de 140 ml/dlı aşmamalıdır. Hemoglobin A1c, yani glikozillenmiş hemoglobin kan tahlili de (HbA1C) yüzde 6yı geçmemelidir.