Fatih haber,Haber fatih,Fatih Yaşam,Fatih aktuel ,Haber
Memorial Hizmet Hastanesi Genel Cerrahi Bölümünden Doç. Dr. Sibel Gelecek Geyik, ülkemizde en sık görülen 10 kanser arasında 3. sırada bulunan kolorektal kanserler ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi:
TUVALET ALIŞKANLIKLARINIZI İYİ GÖZLEMLEYİN
Kolon adı verilen kalın bağırsakta ve rektum diye bilinen kalın bağırsağın son kısmında görülen kanserler kolorektal kanserler olarak bilinmektedir. Rektum ve makat bölgesini tanımlayan anorektal bölgenin hemoroid, anal fissür, anal fistül gibi iyi huylu hastalıkları ile benzer bulgular verdiklerinden bu iki grup hastalıklar karıştırılabilmektedir. Ancak iyi ve kötü huylu hastalıklar olabildiklerinden ayırıcı tanı net olarak yapılmalıdır. Karın ağrısı, anemi, kabızlık, ishal, makatta kanama ve ele gelen kitle, bağırsak alışkanlıklarında değişiklik, tuvalet sonrası tam rahatlamama şikayetleri ile ortaya çıkabilir. En sık karşılaşılan ve en sık karıştırılan bulgu, rektum yani kalın bağırsağın son birkaç santiminden gelen kanamadır. Bu nedenle rektal kanama başta olmak üzere ilgili şikayetleri olan bir hastanın doğru teşhis ve tedavi için mutlaka doktor kontrolünden geçmesi gerekir.
MUAYENEDEN ÇEKİNİP DOKTORA GİTMEMEK DAHA KÖTÜ TABLOLARA NEDEN OLUYOR
Günümüzde kolorektal kanser sıklığının görülme sıklığı her geçen gün artmaktadır. Bu kanser olgularının %50sinde tanı konulduğu zaman başka organlara sıçramış (metastaz yapmış) haldedir. Genellikle bu bölge hastalıklarında kişilerin muayeneden kaçınması ayırıcı ve erken tanının gecikmesine neden olmaktadır. Bu sebeplerle erken tanı ve tedavi çok önemlidir. Risk grubunda olan hastalara uygun tarama testleri yapılmalıdır. Ailesel kolorektal kanser öyküsü, ailede ya da kişide polip veya kolorektal kanser tanısı olması ve inflamatuar bağırsak hastalığı olması yüksek risk grubu olarak tanımlanır.
RİSK GRUBUNDA OLANLAR 40, OLMAYANLAR 50 YAŞINDAN SONRA KONTROL YAPTIRMALI
Kolorektal kanserlerde tanı ve tarama amacı ile dışkıda gizli kan bakılması, rektosigmoidoskopi, kolonoskopi, kolon grafisi, sanal kolonoskopi gibi tetkikler kullanılmaktadır. Bunlar arasında kolonoskopi en iyi tanı ve tarama yöntemidir. Hem lezyonun gözle görülmesine hem de patolojik inceleme için parça alınmasına olanak sağlar. Şikayeti olmayan ve yüksek risk grubu olmayan hastalarda taramaya 50 yaşından sonra başlanmalı; yılda bir dışkıda gizli kan bakılması ve 5 yılda bir kolonoskopi uygulaması da önerilen tarama tetkikleridir. Şikayeti olan ve/veya yüksek risk grubunda kabul edilen hastalarda taramaya 40 yaşından itibaren başlanmalıdır; yılda bir gaitada gizli kan bakılması ve 2 yılda bir kolonoskopi uygulaması ile de takip edilmelidirler.