Fatih haber,Haber fatih,Fatih Yaşam,Fatih aktuel ,Haber
Yatak yarası nedir?
Yatak yaralarına bası yarası ya da dekübütüs ülseri de dendiğini belirten Yara Bakım Koordinatörü Deniz Yahcı, kemik çıkıntılarının bulunduğu yerlerde sürekli yatmaya bağlı olarak basınç ya da sürtünmelere bağlı olarak deride ya da deri altı dokularda meydana gelen hasarlar olarak adlandırıldığını ifade etti.
BU BELİRTİLERE DİKKAT!
Yatağa bağlı hastalarda ortaya çıkan yatak yaralarının ön belirtileri arasında cilt rengi ve yapısında değişiklikler meydana geldiğini söyleyen Deniz Yahcı, bu yaraların ana belirtileri arasında ise ciltte üzerine parmağımız ile basınç uyguladığımızda solmayan, kırmızılı devam eden bir kızarıklık, morarma ya da siyahlık olduğunu belirtti.
Yara Bakım Koordinatörü Deniz Yahcı, yatak yaralarında henüz cilt bütünlüğü bozulmamış ve ciltte açılmalar vs başlamamamış ise hastaya iki saatte bir pozisyon vererek,basınç azaltıcı destek ürünler kullanarak yara tedavilerinin mümkün olduğunu da sözlerine ekledi. Ayrıca cilt bütünlüğünü koruyan, destekleyen krem ve özel bakım ürünlerinin kullanarak daha büyük yaralar oluşmasının da engellenebileceğinin altını çizdi.
HANGİ ÖNLEMLER ALINMALI?
Hareketliliğin sağlanması: Özellikle yaz aylarında artan yatak yaralarında, hastanın hareketliliğinin sağlanmasının eklem sertliklerinin oluşması, kas kaybının önlenmesi ve kan dolaşımının arttırılması açısından son derece önemli.
Pozisyon değiştirme: Yatak yaralarında pozisyon değiştirme, öncelikli olarak kalça ve topuk gibi riskli bölgelerde basının azaltılması açısından gerekli.
Cilt bakımı: Yaz aylarında hasta terlediği için cildin fazla nem ve ıslak kalmasının önlenmesi gerekiyor.
TEDAVİ YÖNTEMLERİ NE?
Yatak yaralarının tedavisinde bir ya da birçok kombine tedavi yöntemi kullanıldığını belirten Deniz Yahcı, bu yöntemlerin yaraya ve hastaya göre değiştiğini söyledi. Negatif basınç, modern yara bakım ürünleri ve kök hücre tedavisinin ise bunlardan birkaçı olduğuna değindi.
Deniz Yahcı, özellikle yatak yaralarında yara üzerinde kötü kokulu, canlılığını yitirmiş nekrotik dokular ya da tamamen siyahlaşmış ve sertleşmiş ölü dokular varsa cerrahi yöntem ile yaraların temizlenmesi gerektiğine dikkat çekti.
Plastik ve Rekonstrüktif Cerrah Op. Dr. Ercan Cihandide ise, ileri derecede olan yatak yaralarının temel olarak tedavisinin cerrahi olduğunu belirtti. Ancak belirli bir hasta grubunun ise uzun süreli bir ameliyatı kaldıramayacak derecede genel durum bozukluğu olmasından dolayı ameliyatı tercih edemediklerini söyledi. Bu durumlarda ise hastanın kendi yağ hücrelerinden elde edilmiş kök hücrelerin entegre edildiği alternatif bir tedavi yöntemi olan fibrin matriks yöntemini kullandıklarını açıkladı.
İleri derecede bası yarası olan hastalar için uygulanan tedavi yöntemlerinden birinin kök hücre tedavisi olduğuna dikkat çeken Op. Dr. Ercan Cihandide, bu tedavinin esas amacının kemiği açıkta olan ve cerrahi tedavi uygulayamadıkları hastalarda, kemiğin üstünü hastanının kendi dokusuyla, kök hücre yardımıyla kapatmak ve mevcut yaranın cebini bir nebze olsun küçültmek olduğunu belirtti.
BESLENME DE ÇOK ÖNEMLİ
Yatak yaralarında iyileşme faktörlerinden beslenmenin önemine değinen Deniz Yahcı, yetersiz beslenme yani protein, albümin eksikliği ve yetersiz sıvı alımı sonucunda yaranın iyileşmesinin olumsuz şekilde etkilendiğini belirtti. Yetersiz sıvı alımı sonucu kanın akış hızında düşüklük olduğunu söyleyen Yahcı, bunun yara iyileşmesi için gereken oksijen, besin öğeleri ve immün hücrelerinin hasarlı dokuya taşınmasında yetersiz kaldığını açıkladı.
NASIL BİR YATAK TERCİH EDİLMELİ?
Yatak yaralarında havalı yatakların basıncı önlemek ve azaltmak için kullanılan en önemli destek ürünü olduğunu belirten Yahcı, kendinden pozisyon veren, küp küp basınç noktalarına göre hava boşaltılmasını sağlayan yatakların ise en çok kullanılanlar arasında olduğunu söyledi. Yatak yaralarında kullanılmasını önermediği yatak tipini ise baklava dilimli, içinde hava akımı sabit olan ve üstü muşamba yatak modelleri olarak belirtti.
Yatak yaralarında her hasta için tedavi sürelerinin aynı olmadığını açıklayan Deniz Yahcı, sürenin hastanın kilosuna, beslenme düzenine, vitamin, mineral değerlerindeki dengelere ve bakım şartlarına göre değiştiğini anlattı.
Diyabet hastalarının ise özellikle beslenme konusunda daha dikkatli olması gerektiğini çünkü hastaların şekerlerindeki dengesizlik ve yüksek değerlerin yara iyileşme sürelerini geciktirdiğini sözlerine ekledi.