Fatih haber,Haber fatih,Fatih Yaşam,Fatih aktuel ,Haber
Röportaj: Hakan ÇELENK
hakan.celenk@posta.com.tr
twitter.com/hakancelenkk
Kazlıçeşmedeki mitinginizde Atatürk resimleri vardı. Atatürk için ne dersiniz?
Atatürk bu ülkenin kurucu lideridir. İnsanlar resmini getirmek istiyorsa biz niye buna karşı çıkalım. Atatürkçüler, Kemalistler partimize oy vermek istiyorsa, mitingimize gelmek istiyorsa niye buna karşı çıkalım. Ülkenin gerçeğidir. Biz ne düşman olarak görürüz, ne düşman olarak görülmesini isteriz. Hepimiz birlikte yaşayacaksak asgari ilkelerde buluşuyorsak, benim partime sosyalist de oy verebilir. Dindar bir Kürt de oy verebilir. Bir Kemalist Türk de oy verebilir.
İlkelerimiz barıştır, özgürlükçü laikliktir, demokrasidir, evrensel insan haklarıdır; herkesin diliyle diniyle var olduğu çoğulcu demokrasidir. Buna sadece solcular değer verir diye bir şey yok. Bir Kemalist de değer verir, bir sosyalist de, Müslüman bir Kürt de, bir Ermeni de... Bunların hepsi insani değerler çünkü. O nedenle partimize herkes kendi flamalarıyla renkleriyle gelsin istiyoruz.
Kürtler sarı kırmızı yeşille geliyor. Atatürkçü bir Türk de Atatürklü Türk bayrağıyla geliyor. Herkes kendini nasıl ifade etmek istiyorsa biz onun korunması düşüncesindeyiz. Herkese kapımız açık. O yüzden mitinglerimize daha rahat gelmeye başladı insanlar. Kimse merak etmesin. Bugün söylediğimizi 8 Haziranda da söyleyeceğiz. 8 Haziranda yapacağımız konuşmaya bakın. Aynılarını söyleyeceğiz kimse meraklanmasın. Biz barış partisiyiz.
ÖZERKLiK TALEBiNi TANE TANE ANLATTI
HDPnin seçim bildirgesinde özerklik var. Ayrı bayrağı olan yerel yönetimden mi söz ediyorsunuz?
Hayır hayır. Mesela biz Kürtlere özerklik demiyoruz. 81 ile, herkese özerklik diyoruz. Bir etnisiteye dayalı özerklikten söz etmiyoruz. Bu şekilde önerdiğimiz bir modelde de zaten Kürtler kendi ihtiyacını karşılamış olacak.
İşin mali kısmıyla birlikte özerkliği derli toplu sizin ağzınızdan okurumuza aktarmak istiyorum...
Şu anda çevre temizlik vergisi, emlak ve ilan reklam vergisi alıyorlar. Hepsi birkaç kalem. Belediyeler başka vergi toplamıyor. O verginin de tamamı kendi bütçelerine kalmıyor. Merkezin payı var, yerelin payı var. Diğer vergilerin tamamı zaten merkezi bütçeye gidiyor. Diyoruz ki yerelde toplanan vergilerin bir kısmı yerelde kalsın. Örneğin katma değer vergisi.
Örneğin gelir vergisi, örneğin motorlu taşıtlar vergisi. Turizm, tarım vergilerinin bir kısmı yerelde kalır ve nereye harcanacağına belediye karar verirse hem daha iyi hizmet verilir hem de yöneticiler tekrar seçilebilmek için dikkatli olur. Denetimi kolaydır. Burada risk şudur. Bölgeler arası farklılık oluşabilir. Bazı şehirlerin geliri çok azdır; İstanbul, Kocaeli gibi katma değeri yüksek şehirlerin geliri çok fazladır. Geri kalmış şehirlere pozitif ayrımcılıkla bu risk giderilebilir. Artvine, Hakkariye, Kastamonuya, Uşaka, Vana, geri kalmış tüm illere daha çok pay ayrılabilir.
Belediyeler bu gelirle hangi hizmetleri versin?
Mesela sağlık. Mesela eğitim...
Eğitim demişken... Kürtçe eğitimi belediyeler mi versin?
Bakın Avrupadaki, Amerikada okullar zaten yerel yönetimlere bağlıdır. Yerel yönetim zaten okul açar. Derslik açar. Ders kitabı basar. Öğretmen atar. Ama neye dikkat eder burada? Anayasaya. Herkes Anayasaya uymak zorundadır. Diyelim ki bir mahallede veliler başvurdu ve dediler ki biz çocuğumuza Kürtçe eğitim vermek istiyoruz. 50 veli başvurduğunda bir sınıf açarsın.
500 veli başvurduğunda bir okul açarsın. Onun ders kitabını basarsın belediye olarak. Neye göre? Yeni anayasaya göre, müfredata uygun şekilde. Bunun dışında spor, turizm balıkçılık, gibi hizmetlerle ilgili kararlar yerel yönetimlerde olsun. Ama adalet, ulusal güvenlik, ulusal ordu, dış ilişkiler, bunların tamamı merkezde olsun. Merkezin mali politikaları, makro politikaları, hazinesi olmak zorunda.
YEREL POLiS ULUSAL POLiS
Polis hizmetlerini kim versin?
Yerel güvenlik hizmetleri trafik hizmetleri Almanyada, Amerikada, Avrupada yerel yönetimdedir. Zabıta diye bir şey yoktur. Zabıta kolluktur. Hem ulusal polis vardır hem yerel polis vardır. Biri asayişle trafikle ilgilenir, diğeri cinayet gibi ağır suçlarla ilgilenir. Bunların hepsi modern devlet mekanizmalarıdır. Biz dedik diye bölünme olarak algılamaya çalışılıyor. İlgisi yok.
ÇÖZÜM SÜRECİ VE SEÇİM SONRASI
Çözüm sürecinde bir yöntem yanlışı olduğu yönünde itirazlar var. Mecliste çözülsün deniyor. Sözü dolandırmadan söyleyeyim. Benim de görüşüm bu yönde. Bu konuda yazılar yazdım. Özellikle HDPden kendi görüşüme verilecek bir yanıta ihtiyacım var. Formatta yanlışlık var mı?
Meclisi dışlayarak elbette olmaz. Ama İmralı ve Kandili dışlayarak da olmaz. Tabii ki çözüm parlamentoda olacak. Parlamento yasa, anayasa çıkaracak ki çözüm olsun. Bunun temel ilkelerindeki uzlaşma mutlaka müzakere ile olmalı. Öcalanı dışlayan, Kandili dışlayan, KCK yönetimini dışlayan bir çözüm arayışı olursa olmaz.
BiZ ÖCALANI VE KANDiLi TEMSiL ETMiYORUZ
Ama bugünkü çözüm yönteminde İmralıda alınan kararları onay makamı durumuna düşmez mi? Örneğin CHP diyor ki Mecliste oturalım. HDP sınırsız gitsin gelsin Kandile, İmralıya, görüşlerini alsın ve Meclise taşısın.
Madem öyle o öneriyi şöyle yapalım; Mecliste kuralım masayı. CHP gitsin gelsin Kandile ve İmralıya. Biz niye gidip geliyoruz! Anlatabiliyor muyum! Buna hiç itirazımız olmaz. Meclise masa kuralım, orada görüşmeleri yapalım. Ama bizimle görüşülmüş olmasını Kandil ve İmralıyla görüşülmüş kabul etmelerini doğru bulmuyoruz. Biz HDPyiz. Ne Kandiliz ne Öcalanız. Onları temsil de etmiyoruz. Dolayısıyla HDP ile görüştük, hepsiyle görüşmüş sayarız kendimizi düşüncesi, PKK ve HDPyi bir tutma anlayışıdır ve yanlıştır. Değiliz çünkü. Öyle olsak sorun değildi. Bizimle görüşmek yeterliydi.
Erdoğan her şeyi biliyordu...
İmralıda fiziken de bir masa varmış. Nasıl bir masa o?
İmralıdaki masaya nasıl oturulacaktı? Erdoğan masayı biliyor muydu? Karşılıklı oturulacaktı. Her şey Erdoğanın onayından geçti. Onun onayı alınmadan hiçbir şey yapmadılar. İmralıda fiziki olarak kurulan masa dahil. Ondan habersiz marangoz o masayı yapıp oraya götüremez.
İmralıya seçimden sonra gidilir mi?
Sonuç ne olursa olsun, gidilmesi lazım. Bence gidilir, süreç tekrar başlar.
ÇÖZÜM SÜRECİ SADECE AKPYE BAĞLI DEĞİL
Sırrı Süreyya Önder isim vermeden Barış süreci birilerinin elinde rehin demişti. Kimin elinde rehindi?
AKPnin elinde rehindi.
Rehineyi nasıl kurtarırsınız? AKPsiz çözüm mümkün mü? CHPyle MHP ile mi konuşursunuz?
AKPnin alternatifi MHP değildir. AKPnin güç kaybetmesi lazım. Bir defa burnu sürtülmüş bir AKP, Türkiye için daha yararlıdır. Yani bu kibirli, kendini bu kadar egemen gören bir AKP tehlikelidir. Güç kaybetmesi, zayıflaması ve halkın AKPye ders vermesi bence çok önemli olacaktır.
Peki, AKP iktidarda olmazsa?
Ortaya seçimden sonra yeni hükümet alternatifleri çıkabilir. Bugünden belli olmadığı için bir şey diyemem. Ortaya çıkacak hükümetler de eğer çözüm sürecini yürütme konusunda iradeli olurlarsa biz HDP olarak kesinlikle destekleriz ve çözüm süreci ilerler. Bu da tek başına AKPye bağlı değil. AKP olmazsa çözüm süreci olmaz diye bir şey yok. Toplum barış istiyor. (Demirtaş bu son üç kelimeyi yüksek vurgulu ve heyecanlanarak söyledi. Açıkçası çok içten görünüyordu). MHP de bunun farkında. MHP bunun dışına çıkarsa toplumun barış ihtiyacına aykırı olur.
Çözüme gidecek yolda olumlu yaklaşılırsa, sürece net karşı çıkan MHPyi bile içine alabileceğimiz formül üzerinde düşünebileceğiniz gibi bir sonuca varıyorum ben.
Bu sözlerim koalisyon gibi anlaşılmasın. Fakat MHP de Bu ülke de savaş çıksın, çatışmalar yeniden başlasın diyemez. Çünkü hiçbir MHPli seçmen bunu istemez. MHPnin de mecbur kalacağını düşünüyorum. Bu, toplumun barış isteğinden kaynaklanıyor. O yüzden AKP giderse kıyamet kopar diye kimse paniklemesin.
CHP ile koalisyon olur mu?
Koalisyon seçenekleri seçimden sonra tartışılabilir. Benim söylediğim şey, biz AKP ile kesinlikle koalisyon yapmayız.
HDP ORTADOĞUDA BARIŞI GETİRECEK TEK PARTİDİR
Kazlıçeşmede sadece Türkiyeye değil Ortadoğuya barış getirmek için HDPnin barajı geçmesi gerektiğini söylediniz. HDP barışı nasıl getirir?
AKP orada mezhepçi grupları desteklediği için çatışmanın Suriye ve Irakta derinleşmesine neden oldu. Biz Mecliste güçlü olursak, sadece Sünni grupları değil oradaki tüm halkları destekleriz. IŞİD, El Kaide ve Nusra gibi radikal cihatçı örgütlere desteği keseriz. Bu da Suriyede normalleşmeyi sağlar. İkincisi de HDP, Suriyede ve Iraktaki Kürtlerle doğru ilişkiler kurdu. HDPnin onlar üzerindeki etkisi nedeniyle bölgedeki tüm Kürtleri de Ortadoğudaki barış sürecine katarız. Kürtler buna hazırlar. HDPnin böyle bir gücü var. Yurtiçinde yürüttüğümüz politikayla iç barışı da en rahat sağlayacak partiyiz. Türkiyenin barışı da aynı zamanda Ortadoğunun barışıdır.
Eğit-donata nasıl bakıyorsunuz?
Yanlış yapılıyor. Öncelikle ateşkes gerekir. Bunun için de Türkiye, Katar ve Suudi Arabistan taraf tutmaktan vazgeçmeli. Sünnici politikadan vazgeçilmeli. Suriyede sadece Sünniler yaşamıyor. Suriyede Arap Aleviler var, Kürtler var, Türkmenler var, Hıristiyanlar var. Hepsi kendini güvende hissetmezse buradan eğit donatla adam da gönderse, o sadece iç savaşı büyütür. Sen eğitip donatıp gönderiyorsun, başkası da başka yerden eğitip donatıyor. 3üncü dünya savaşı yaşanıyor Suriyede. Hızlı ateşkesi ancak Türkiye sağlar. Ama AKP Türkiyesi değil.
Esadı da içine alan bir ateşkes mi?
Rejim diyelim. Çünkü onlar da Arap Alevileri temsil ediyor. Rejimi dışladığınız anda sonuç almak mümkün değil. Rejimin de masada olacağı bir ateşkes görüşmesi ve trafiği başlatılması lazım.
EMEKLİLERE ÖZEL MESAJ...
Asgari emekli maaşının 1800 lira olması gerektiğini savunuyoruz. Emekliler arasında bir standart sağlayacağız (İntibak sorununun kaldırılmasından bahsediyor). Bir de çalışan emeklilerin prim sorunu var. O da bir mağduriyet. Onu da kaldıracağımızı söylüyoruz. Emekliler ayrım gözetmeksizin, yaşına, fiziksel durumuna bakmaksızın ücretsiz ulaşım imkanı sağlayacağız. Emekli kartı cebinde olan herkes, şehir içinde bütün ulaşım imkanlarından dolmuş, otobüs, metro ne varsa ücretsiz yararlanacak.
YAŞLILARA EV HİZMETİ İŞLERİ
Bir de evde bakım hizmetlerimiz olacak. Bazı yerel yönetimler bunu yapıyor. Biz merkezi hükümetin üstlenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Eve gelen görevliler saç sakal tıraşından, sağlık bakımına ve ev temizliğine kadar, yaşlıların yapamayacağı ve üstesinden gelemeyeceği işleri yapacak. Huzur evlerine yerleştirmek yerine kendi evlerinde huzur içinde yaşayacakları ücretsiz bakım vaat ediyoruz.
SANDIK GÜVENLİĞİ İÇİN GÜVENCE
Seçim hilesi konusunda yoğun endişe var. Sandıklara sahip çıkıyor musunuz?
Endişe var çünkü hükümet güven vermiyor. Ne cumhurbaşkanı ne başbakandan Korkmanıza gerek yok, asla oy çalınmasına izin vermeyeceğiz cümlesini duymuş değilsiniz. Ama bizden duyabilirsiniz. Asla oy çalınmasına izin vermeyeceğiz... Güvenle gidin oyunuzu sandığa atın. Kesinlikle o oyu sandıktan biz çıkaracağız, emin olun.