Fatih haber,Haber fatih,Fatih Yaşam,Fatih aktuel ,Haber
Başbakan Ahmet Davutoğlu BM 70. Genel Kuruluna katılmak için Cuma günü New Yorka gidiyor. Davutoğlunun 70. BM Genel Kurulu sırasında yapacağı ikili temaslarda ağırlıklı olarak Suriyeli mülteciler konusuna yer vermesi bekleniyor. Davutoğlu, ziyaret öncesi Ankara Esenboğa Havalimanında bir basın açıklaması yaptı. Davutoğlu, ardından gazetecilerin gündemle ilgili sorularını yanıtladı.
İŞTE DAVUTOĞLUNUN AÇIKLAMALARININ SATIR BAŞLARI:
Yarın çok sayıda ikili görüşme yapacağım. Bu benim Başbakan olarak ilk kez katılacağım bir zirve.
İklim değişikliğiyle ilgili bir zirveye katılacağım.
29 Eylül Salı günü Sayın Obamanın ev sahipliğinde terör ve aşırılıklarla mücadele zirvesine katılacağım. Özellikle Suriye konusunda derinlemesine bir görüş alışverişi yapacağım. Terörizmin her türlüsüne olan tepkimizi bir kez daha ortaya koyacağız. Maalesef DEAŞa karşı gösterilen tepki alçakça saldırılar yürüten PKKya karşı gösterilmiyor. Bizim için terörün dini ve dili yoktur.
30 Eylülde BM zirvesine hitap edeceğim. Türkiyeyi ilgilendiren konulara, Filistin veOrta Doğudaki son gelişmeleri konuşacağız. Sayın Abbasla bir görüşme yapacağım ve Filistin bayrağını göndere çekeceğiz.
2012 yılında yaptığım konuşmada uluslararası düzenden bahsedeceksek bu bayrak BM önünde dalgalanmalıdır. demiştim. Yoğun gayretlerimiz ve çabamız sonrası Filistin bayrağı göndere çekilecek.
23-24 Mayıs tarihleri arasında Türkiyede Dünya İnsani Zirvesi toplanacak. Bu kapsamda BMde yapılacak bir toplantıya BM Genel Sekreteri ile katılacağım.
Göç ve mülteci konularını ele aldığımız özel bir toplantıda yer alacağız. Edirnedeki mültecilere dünya liderleriyle yapacağım görüşmede onların sorunlarını anlatacağımı ifade etmiştim. Türkiyede gerçekleştirilecek göç zirvesi öncesi istişare yapma imkanımız olacak.
Bu zirvelerin yanı sıra çok sayıda ikili zirve yapacağız. DEİK tarafından düzenlenen yatırım konferansı var oraya katılacağız.
GAZETECİLERDEN SORULAR
Hacda yaşanan olaylarsa Suudilerin bir sorumluluğu olduğunu düşünüyor musunuz?
Şu anda yaşanan olayın acısını yaşıyoruz. Taziye mesajlarımız gönderildi. Öncelikli konumuz bir an önce bu yaraların sarılması. Bu konuların basiretle ele alınması lazım. 1999-2000 yılında bir grup bilim adamıyla daha güvenli hac ziyareti nasıl yapılabilir diye bir rapor hazırlanmıştı. Bizzat ben kaleme almıştım. Şu anda önemli olan bu acının telafi edilmesi. Hacdaki bütün sağlık tesislerimiz yaralılar için hizmete açılmış durumundadır.
Suriyeli mültecilerle ilgili kimlere mektup yazdınız?
ABD Başkanı sayın Obama, Güney Kıbrıs dışında kalan AB ülkelerine, AB Konseyi ve Başkanlarına, BM Genel Skreterine mektup yazdık. Minik Aylanın ölümü sonrası mültecilerin Avrupaya ulaşmak için katlandıkları çileyle ilgili bir mekanizma oluşturma teklifinde bulunduk. Sayın Çiprasla da bir görüşme gerçekleştirdik. Türkiye ve Yunanistanın mülteciler sorunu konusunda nasıl ortak çalışmalar yapabileceğimizi konuştuk. Bu mektuplarda vurguladığımız şey şu: 3 ayaklı bir stratejiye ihtiyaç var. Daha fazla mültecinin gelmesinin engellenmesi, Irak ve Suriyede yaşananların çözüme kavuşturulması. Suriye halkı tatil için ya da bir sabah kalkıp Avrupaya gidelim diye yola çıkmadılar. Eğer huzur içinde olsalardı evleri bombalanmasaydı yollara revan olmayacaklardı.
Rejimin, DEAŞın ve PYDnin baskısı ile evlerinden oldu bu insanlar. Suriye sorununun çözümü için daimi 5 ülke bir araya gelemedi ve çok daha büyük bir sorun oluştu. Halepte bir sorun olduğunda ya da Şamda daha yoğun bir çatışma olursa daha büyük mülteci grupları gelecek.
Şu ana kadar 7.5 milyar doları aşan harcamasıyla bu fedakarlık yapılıyor. Bunun görünür hale gelmesini istemezdik. Ama şimdi bütün AB ülkeleri Türkiye ile çalışma arzusu içindeler.
Birgün Suriyeye barış geldiğinde bu mültecilerin topraklarına dönmesi lazım. Aksi halde 1948 yılında olduğu gibi temel haklardan yoksun bir şekilde Suriyeli mültecilerin dünyada yaşaması demektir.