Fatih haber,Haber fatih,Fatih Yaşam,Fatih aktuel ,Haber
HDP Grup Başkanvekili Baluken, Elçinin insan hakları savunucusu, demokrasi ve barış elçisi olduğunu belirterek, Tahir Elçinin yıllardır işkencelere, baskılara ve linç kampanyalarına maruz kaldığını söyledi.
Baluken, Kürt halkı çok değerli bir özgürlük sevdalısı evladını yitirdi. Türkiye halkları ülkemizde yaşanan sıkıntıları giderecek en önemli barış köprülerinden birisini yitirdi. Bütün dünya ve Ortadoğu halkları da hukuk devletine, evrensel hukuk ilkelerine sonuna kadar bağlı olan bir hukuk insanını yitirdi diye konuştu.
Diyarbakırda şehit olan iki polis memurunun ailelerine de baş sağlığı dileyen Baluken, şunları söyledi:
Umarız ki son ölümler olur. Umarız ki bir an önce Türkiyede rasyonel bir akıl devreye girer ve bir kez daha bu ölümler nedeniyle bir araya gelmeyiz. Ama maalesef Türkiyede rasyonel akıl bir türlü devreye girmiyor. Savaş ve darbe konseptinden medet umanlar, maalesef can alan bu konsepti sürdürmeye devam ediyorlar. Tahir Elçinin katledilmesi olayının da bu darbe ve savaş konseptinin bir parçası olduğunu ifade etmek istiyoruz.
SUİKAST DEVRİ AKP ELİYLE BAŞLATILMIŞTIR
Baluken, Elçinin, katıldığı bir televizyon programındaki sözleri nedeniyle hedefleştirildiğini ve linç kampanyasına maruz kaldığını savunarak, Tahir Elçiyi yargı süreçleriyle, linç kampanyalarıyla, bir takım ırkçı güruhlarla susturamayacağını anlayanlar, gladyo gücünün ilk siyasi cinayetiyle, suikastiyle maalesef katletme yolunu seçtiler. Artık Kürdistanda, Kürt illerinde sokak ortasında siyasi cinayetler, suikastler devri bir kez daha AKP eliyle başlatılmıştır dedi.
Hükümet çevrelerinde ve AK Parti yetkililerinde, olayın arka planını açığa çıkarmaya dair kaygıların bulunmadığını iddia eden Baluken, Elçinin bilinçli bir şekilde hedef seçilip katledildiğini bildirdi. Baluken, Öyle çapraz ateş yalanına falan kimse sarılmasın ifadesini kullandı.
Elçinin eşi Türkan Elçinin de sosyal medya üzerinden tehdit edildiğini ileri süren Baluken, Profesyonelce işlenmiş bir cinayet ve suikast, üstü örtülmeye, maniple edilmeye çalışılan ve üzülerek belirtiyoruz ki meşrulaştırılmaya çalışılan çok vahim bir olayla, hadiseyle karşı karşıyayız. Bu nedenle AKP Hükümetine, bu soruşturmanın detaylarının açığa çıkarılmasıyla ilgili en küçük bir güven kırıntısı beslemiyoruz, hissetmiyoruz diye konuştu.
Baluken, HDP Grubu olarak bu konuyla ilgili olarak Meclisi göreve çağırdıklarına işaret ederek, Mecliste, her siyasi partiden temsilcilerin olduğu bir araştırma komisyonu kurularak bu olayın üzerine gidilebileceğini söyledi.
O POLİSLER DE KURBAN MI SEÇİLDİ?
Diyarbakırdaki terör saldırısında iki polisin şehit edilmesine de değinen Baluken, aranan kişilerin bulunduğu aracın, hiçbir güvenlik önlemi alınmadan durdurulduğuna dikkati çekti. Baluken, Tahir Elçinin katledilmesiyle ilgili devreye konan mizansende o polislerin de bilinçli olarak oraya o şekilde gönderilmesiyle ilgili kuşkular vardır. O polisler de kurban mı seçildi? Bunu AKP yetkililerinin, hükümet yetkililerinin net olarak cevaplandırması gerekiyor ifadesini kullandı.
Polislerin kurusıkı mermi kullandığı iddialarıyla ilgili görüşü sorulan Baluken, Yani her birimiz böyle bir dedektif pozisyonuna gelip o görüntüleri değerlendirecek bilgiye sahip değiliz. Ancak orada çok tuhaf olan görüntülerin olduğu bir gerçektir, vakadır. Yani onlarca kez polis orada ateş ediyor. Ne hikmetse o kepenklerde, alanda çok fazla sayıda gerçek kurşun izi görülmüyor, kimse yaşamını yitirmiyor. Orada bulunan birçok insandan sadece Tahir Elçi yaşamını yitiriyor yanıtını verdi.
HDP yöneticilerine yönelik tehditlerin devam edip etmediği sorusu üzerine ise Baluken, Biz milletvekillerimize, eş başkanlarımıza yapılan suikastlerin, silahlı müdahalelerin bir devamı, o zincirin bir halkası olarak Tahir Elçi suikastini görüyoruz, değerlendiriyoruz ifadesini kullanarak, demokrasi ve barış isteyenlerin risk altında olduğunu savundu.
Baluken, AB ile Türkiye arasında mülteciler konusunda varılan anlaşmayı nasıl değerlendirdiği sorusuna Türkiye, mülteci sorununu da Avrupaya, dünyadaki diğer ülkelere bir şantaj aracı olarak kullanma, bir kart olarak elinde bulundurma politikasını genelde benimsiyor. Bu ne etik ne insani ne siyasi açıdan hiçbir şekilde kabul edebileceğimiz bir durum değil yanıtını verdi.
AA