Fatih haber,Haber fatih,Fatih Yaşam,Fatih aktuel ,Haber
Başbakan Davutoğlunun sözlerinden bazı satırbaşları şunlar:
İktidardaki 14. yılımızoa büyük bir tecrübe ve ögüvenle yolumuza devam ediyoruz.
Seçim öncesinde milletimize ne vaat ettiysek takvime bağladık yerine getiriyoruz.
İlk 15 günde vaatlerimizin yüzde 30u gerçekleşti. İlk üç ay içinde gerçekleştirmeyi vaat ettiğimiz şeylerin yüzde 25i fiilen gerçekleşti.
CUMA NAMAZI İÇİN MESAİ DÜZENLEMESİ HAZIR
Cuma günleri mesai saatinin ibadet özgürlüğümüzü etkilemeyecek şekilde düzenlenmesi için taslak hazırladık. Ama mesaiden de hiçbir kayıp yaşanmayacak. Allah hayırlı mübarek etsin. Cuma namazlarında edilen duaları da kabul bulsun açıklaması yaptı.
Bütün vatandaşlarımız bilsin. Artık Türkiyenin enerjisi kısır çatışmalara harcanmayacak.
1982 anayasası yürürlüğe girdiği günden beri tartışılıyor. Bu anayasanın değişmesi gerektiği her kesim tarafından dile getiriliyor.
Yeni dönem bu beklentinin en üst düzeye çıktığı bir süreç.
TARTIŞMAK GEREKSİZ
Türkiyenin ortaya çıkan yeni ihtiyaçlarını karşılamak için birçok değişiklik yaptık.
Biz geleceğin Türkiyesinin inşaa edecek olan ortak aklın ürünü olan bir anayasa istiyoruz.
Biliyorsunuz bu konuda günün olumsuz koşulları altında bazı çalışmalar yapılmıştı.
1982 Anayasası darbe döneminini yani demokrasi açısından kusurlu bir dönemin ürünüdür.
Bu nedenle Türkiyenin yeni bir anayasaya olan ihtiyacı tartışması gereksiz bir husustur.
BU BİR ZORUNLULUKTUR
Türkiyenin yeni bir anayasaya ihtiyacı ertelenemez.
1 Kasıma giden süreçte milletimize verdiğimiz sözler doğrultusunda haraket etmet zorundayız
Bu diğer partiler için de bir zorunluluktur. Bu yolda sayın Bahçeli ve Kılıçdaroğlu ile görüştük.
Olumlu yaklaşımlarından dolayı kendilerine teşekkür ediyoruz.
Bir uzlaşma komisyonu kurulması konusunda mutabık kaldık.
Üçümüz de 12 Eylül Anayasasının ortadan kalkası konusunda hem fikir olduk.
Üçüncü olürük AB görüşmeleri ve vize muafiyeti konusundaki çalışmalarda mutabık olduk.
GÜCÜN TEKELLEŞMEDİĞİ BİR YAPIYA İHTİYACIMIZ VAR
Elbette görüy farklılıkları olacaktır. En geniş zeminli mutabakatın oluşturulacağı bir metin yaratmak için ısrarcı olacağız.
Şimdi biz öyle bir anayasa yapmalıyız ki insanı esasa alsın.
Herhangi bir şekilde gücün tekelleşmediği bir yapıya ihtiyacımız var.
İlgili Haber Bahçeli:Başkanlık sistemine karşıyız
Halkın eradesini esas alan bir yapı hedefliyoruz.
Tek parti döneminde Milli şef döneminde bir parlamenter sistemden söz etmek mümkün olabilir mi.
12 Eylül döneminde parlamenter sistemin yapısı, doğası yok edilerek yapılan uygulamaları savunmak mümkün mü?
Türkiye içinr en doğru sistem başkanlık sistemidir. Bunu muhalefet partileri ile her koşulda konuşmay atartışmaya hazırız.
Hiç bir şahsi hesap yapmadan insan onurunu esas alan, gerçek anrlamda sivil bir anayasa yapalım.
BİZE KİMSE HESAP SORAMAZ
Bize kimse milletimizin birliği ve beraberliği için saffettiğimiz çabalan dolayısıyla hesap soramaz.
Milletimizden aldığımız sorumluluğu kimseyle paylaşmadık, paylaşmayız.
Şiddeti savunmaya ve terör örgütüne destek çıkmaya biran önce son vermelidirlir.
HDP kendini Kandilin kanlı diline mi, yoksa siyasetin meşri zelinine mi teslim edecek buna karar vermelidir.
Mecliste en aykırı fikirlerin bile savunulabileceği demokratik bir ortam vardır,
TÜRKİYELİLEŞMENİN YOLU MOSKOVADAN GEÇMEZ
Tek bir şartla şiddeti mazur görmemek, terörle araya mesafe koymak.
Hiç şüpheniz olmasın HDP güttüğü bu hendek siyasetinin bedelini ödeyecektir.
Bunun bir karşılığı olacaktır. Türkiyelileşme yalanları bitmiştir. Türkiyelileşmenin yolu İstanbuldan Edirneden geçer Moskovadan geçmez.
Bunlar Diyarbakırın geleceğinin Moskovadan değil Ankaradan şekilleneceğini görürler.
Bütün hendekler kapatılıncaya kadar, bütün okullar hastaneler açılıncaya kadar bu mücadele sürecektir.
Geri adım atacağımızı düşünenler bilsin ki kararımız kesindir, neticemiz mutlaktır.
Dünyanın hiçbir yerinde siyasetin terörün destekçisi konumuna gelmesi kabul edilemez.
Bu hukuken de vicdanen de suçtur. bunun böyle bilinmesi gerekir.
Türkiye olarak dost ve müttefik olarak gördüğümüz İran ve Suudi Arabistan İslam dünyasının iki önemli ülkesidir.
İki ülke arasındaki gerilimin bölgeye yansımasının önüne geçmek için diplomatik kanalları açık tutmak gerekmektedir.
Bölgenin istikrarı için gereken çabayı göstermek Türkiyenin görevidir.
Hükümet olarak bir yandan ülkemiz için reformlar üretirken bir taraftan da güncel meselelere çözüm bulacak icraatlar gerçekleştireceğiz.