Fatih haber,Haber fatih,Fatih Yaşam,Fatih aktuel ,Haber
Avrupa kapılarında Türkiyeyi dünyanın büyük basın hapishanesi ilan eden, sürekli basın özgürlüğünden dem vuran CHPnin gerçek yüzü partinin iki numaralı isminin açıklamalarıyla bir kez daha kendini gösterdi. CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin, tıpkı CHPnin tek partili yıllarında olduğu gibi, ‘Muhalif basına el koyacağız açıklaması yaptı.
Gerçek niyetleri anlaşıldı
Her fırsatta, ‘basın özgürlüğü elden gidiyor diyen basın meslek örgütlerinin bu tehditlere sessiz kalması ise tepki topluyor. Başta Avrupa kapılarında olmak üzere, her fırsatta “Türkiyede basın özgürlüğü yok, muhalif basına baskı var” diyen CHPnin iki numaralı ismi Gürsel Tekinin, “8-9 Haziranda kirli gazetelerin tamamına el koyacağız” tehdidine tepkiler sürerken, sık sık “Basın özgürlüğü elden gidiyor” yaygarası koparan Basın Konseyi, Türkiye Gazeteciler Sendikası ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti gibi meslek örgütlerinden ise hala ciddi bir ses çıkmış değil. Meslek örgütleri Tekinin basına yönelik sözlerine sessiz kaldı.
Tekinin iki yüzlü anlayışı
Türkiyeyi yasaklar ülkesi ilan eden CHPli Gürsel Tekinin, “8-9 Haziranda kirli gazetelerin tamamına el koyacağız” şeklindeki tehdidiyle gerçek yüzü de ortaya çıktı. Ergenekon davaları sürecinde “Tutuklu gazetecilerin olmadığı, herkesin kendini özgürce ifade edebildiği bir dönem, inşallah en yakın zamanda olacak” diye umutlar vadeden Tekinin iktidara gelir gelmez ilk işinin basına el koymak olduğu anlaşıldı. Fuatavni hesabı üzerinden yapılan görüşmelerde CHP ile paralel örgütün kirli ittifakının ortaya çıkmasını hazmedemeyen Tekin, skandal ilişkilere açıklık getirmek yerine, beğenmedikleri gazeteleri tehdit etmeyi seçti. Özellikle Avrupa kapılarında Türkiyeyi dünyanın en büyük basın hapishanesi ilan etmekten çekinmeyen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlunun Tekinin “İktidara gelir gelmez basına el koyacağız” tehdidine yönelik tepki vermemesi basın özgürlüğü konusundaki iki yüzlülüğünü ortaya koydu. “Türkiyedeki medyanın fotoğrafına bakarak medya dünyasından ve gazetecilerden özür dilemelidir. Basın özgürlüğü sınırlarını genişleteceğiz” diye vadeden Kılıçdaroğlunun, Tekinin tehditlerine sessiz kalması, “Kılıçdaroğlu ve ekibi galiba basın özgülüğünü Bab-ı Aliye el koyarak gerçekleştirecek” yorumlarına yol açtı.
CHP örgütü gibiler
Her fırsatta ‘basın özgürlüğü elden gidiyor diye açıklamalar yapan Basın Konseyi, Türkiye Gazeteciler Sendikası ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti gibi basın meslek örgütleri ise basına yönelik tehditlere ses çıkarmayarak Tekini koruma kalkanı içine aldı. Açıklama yapmayacaklarını bildiren Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç, “Dün yapılan benim medyam diretmeleri bugün bu açıklamaların yapılmasına neden oluyor. Zaten bir milletvekilinin açıklaması” diyerek basına yönelik tehditlerin üzerinden geçti. Türenç, Tekini şu sözleriyle korudu: “Gürsel Tekinin sözlerini genel anlamda kabul etmek mümkün değil. Ancak şu gerçeği de görmemiz lazım. Bazı medya kuruluşları tarafsız gazetecilik yapmamakta, bugün iktidarın yayın organları gibi hareket etmektedir. Bunu da kabul etmek mümkün değildir. Dün yapılan benim medyam diretmeleri bugün bu açıklamaların yapılmasına neden oluyor.”
Olcayto kendi adına eleştirdi
CHPli Gürsel Tekinin basını tehdit eden ifadelerine sessiz kalan ve resmi bir açıklama yapmayan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti de suskunluğunu sürdürüyor. STARın ısrarlı soruları üzerine ‘bence diyerek konuşan TGC Başkanı Turgay Olcayto, Gürsel Tekinin basına yönelik tehditlerinin Milli Birlik Komitesindeki genç subayların “Baba-ı aliye gireceğiz” sözlerini hatırlattığını söyledi.
TGC adına açıklama yok
Talihsiz bir açıklama olduğunu kaydeden Olcayto, “Çünkü düşünce ve ifade özgürlüğüne aykırı bir tutum. Ben seçim kazandıktan sonra Babıaliden geçerim lafını bir siyasi partinin yetkilisinin söylemesi yanlış bir şey. Bu bütün gazetecilere gözdağıdır. Yıllar önce Milli Birlik Komitesinden genç subaylar bu lafları söylerdi. Tekinin tavır ve sözleri halen askeri dönemin söylemlerine işaret ediyor. Gelir gelmez “Babıaliden geçeceğiz” filan. Bunların topluma da yararı yok. Çünkü basın herkese lazım, toluma da, siyasilere de. Dediğim gibi çok talihsiz bir konuşma bence” dedi.
CHPNİN GENLERİNDE VAR
CHPli Gürsel Tekinin, beğenmediği gazeteleri tehdit etmesi 1925 ile 1948 arası CHPli Tek Partili yıllarda uyguladıkları baskı dönemlerini hatırlattı. Bu yıllarda, gazeteler Ankaradan dikte edilen haberleri yazıyor, CHPnin 3 güçlü adamından Recep Peker, ‘Muhalif basın yılan yuvasıdır imha edilerek susturulmalıdır diyordu. İsmet Paşa, ‘Muhalefet ihtilaldir derken, Mustafa Kemal de ‘Devrimlerin etrafında çelikten kale olmayan basını susturun talimatı vermişti. 4 Mart 1925te Takrir-i Sükun Kanununun çıkarılmasının hemen ertesi gün 5 gazete ile 3 dergi kapatılmış, sahipleri de idamla yargılanmıştı.
EL KOYMAKLA TEHDİT ETTİ
CHP ve Kılıçdaroğlunu eleştiren gazeteleri hedef alan Gürsel Tekin, “Şimdi de Kılıçdaroğlu için yazıyorlar. Kılıçdaroğlu cam gibidir. 8-9 Haziranda ilk işimiz bu kirli gazetelerin tamamına el koymak olacaktır. Sadece el mi koyacağım, buna bulaşmış bütün iş adamlarından hesabını soracağız”demişti.