Fatih haber,Haber fatih,Fatih Yaşam,Fatih aktuel ,Haber
Cumhurbaşkanı Erdoğan, karanlık odakların Türkiyenin DAEŞe destek verdiği iddiasıyla kara propaganda yaptığını belirterek, Bizi doğrudan tehdit eden olaylarla Türkiyeye yöneltilen, iftiraya varan ithamlardan fevkalade rahatsızız dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Endonezyadaki Milli Güvenlik Enstitüsünde verdiği konferansta Türkiyenin bölgesinde gerekse dünyada, tarihi ve kritik bir dönemden geçildiğini vurguladı. Erdoğan, Türkiyenin güney sınırlarındaki Suriye ve Irakta fitili ateşlenen çatışmaların genişleyerek tüm dünyayı etkisi altına almaya başladığına dikkati çekti.
“DAEŞ bir projenin ürünüdür”
Erdoğan, Suriyedeki durum sebebiyle hem Türkiyenin hem de uluslararası toplumun güvenliğinin ciddi tehdit altında olduğunu da vurguladı. “Maalesef Suriyede rejim, kendi halkına karşı yürüttüğü mücadelede kimyasal silahlar, balistik füzeler ve terör örgütleri olmak üzere her türlü kirli yola başvurdu” diyen Erdoğan, şöyle devam etti:“Şu anda içindeyiz, tüm bu terör örgütleriyle ülkemiz karşı karşıya. DAEŞ terör örgütü işte böyle bir anlayışın, projenin ürünüdür. Bu örgütün yaptıklarının bizim dinimizde, ahlakımızda, vicdanımızda, kültürümüzde asla yeri yoktur. Bizim dinimiz Arapça ‘sin kelimesinden türemiştir. Sin, barış anlamına gelmektedir. Barışla anlam bulan, tanımlanan dinimiz böyle bir anlayışı, insanları acımasızca katleden anlayışa cevaz verebilir mi? Hayır.” Türkiyenin bu konuda üzerine düşeni yaptığını ifade eden Erdoğan, “Ama bazı karanlık odaklar Türkiyeyi böyle bir terör örgütüne destek vermekle kara propaganda yaparak zan altına sokmaya çalışıyor. Türkiye böyle bir senaryonun içinde yer almamıştır, asla almaz” dedi.
“Tek derdimiz var: İslam”
İslam dünyasının önemli bir dönüm noktasından geçtiğini vurgulayan Erdoğan, “Bizim inancımız, haksız yere masum bir insanı öldürmeyi tüm insanlığı öldürmek olarak gören bir barış ve merhamet dinidir. Bu anlayışı yeniden ihya edip, mezhep taassuplarının üzerine çıkarmadıkça, yaşadığımız sorunların üstesinden gelebilmemiz zordur. Bizim Sünnilik noktasında, Şia noktasında veya farklı mezhepler noktasında böyle bir derdimiz yok. Bizim tek derdimiz var; İslam” ifadesini kullandı. Son günlerdeki operasyonların bile Türkiyenin teröre karşı ilkeli duruşunu gösterdiğini söyleyen Erdoğan, Suriyede yaşanan olaylar üzerinden Türkiyeye yöneltilen iftira seviyesine varan haksız ithamlardan fevkalade rahatsısız” dedi.
ASEANIN İÇİNDE OLMAK İSTİYORUZ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Endonezya Cumhurbaşkanı Joko Widodo ile bir araya geldi. Görüşme sonrası düzenlenen basın toplantısında konuşan Erdoğan, sözlerine, Şırnak, Diyarbakır ve Adanada şehit edilen asker ve polislerle Karsta şehit edilen demiryolu işçisine Allahtan rahmet dileyerek başladı. Ticari ve ekonomik ilişkilerin geliştirilmesinin Widodo ile yaptıkları görüşmenin odak noktasını teşkil ettiğini kaydeden Erdoğan, Türkiye ve Endonezya ekonomilerinin küresel krizle başarıyla mücadele ettiğine dikkati çekti. Erdoğan, “Her şeyden önce Endonezya ve Türkiye G20 içerisindeki iki ülkeyiz. Bu önemli bir marka. Bunu iyi değerlendirmemiz gerekiyor” dedi.
“Buna hazırız”
Asya-Pasifik bölgesinin küresel ekonomideki ağırlığının giderek arttığına işaret eden Erdoğan, “Türkiye olarak biz de bölgeyle ilişkilerimizi geliştirmeyi hedefliyoruz. Endonezya, ekonomik büyüklüğü ve ASEAN (Güneydoğu Asya Uluslar Birliği) içindeki lider konumuyla bizim için özel bir yere sahiptir. Onun için ASEANda Türkiye olarak bir diyalog ortaklığı değil, istiyoruz ki, biz de ASEANın içerisindeki ortaklardan bir tanesi olalım, buna hazır olduğumuzu da ifade etmek istiyorum” diye konuştu. Erdoğan, görüşmeler sırasında Widodoyu kasım ayında Antalyada düzenlenecek G20 Liderler Zirvesine davet ettiğini sözlerine ekledi.
BMde adil temsiliyet olmalı
“Dünya 5ten büyüktür” diyen Erdoğan, BM Güvenlik Konseyinde reform yapılması gerektiğini uluslararası platformlarda dile getirdiğini hatırlattı. BM Güvenlik Konseyinin 5 üyesinin tüm dünyada belirleyici konumda olduğuna dikkati çeken Erdoğan, şöyle konuştu: “Yani o 5 ülkeden bir tanesi ne diyorsa o oluyor. Peki dünyadaki 200e yakın ülke bunlara mahkum mu? Şu anda mahkum. Çin Devlet Başkanı ile de bu konuları konuştuk. BM Güvenlik Konseyinde bir reformun olması gerektiğini, Sayın Şi de kabul ediyor. Bunu diğer ülkelerinde kabul etmesi gerekir. Bugün güncellemek suretiyle BM üyesi ülkelerin orada adil bir şekilde temsil edilmesi gerekir.”