Fatih haber,Haber fatih,Fatih Yaşam,Fatih aktuel ,Haber
Abdullah Gül, Başbakan Davutoğlu ve şahsıyla ilgili çeşitli köşeler yazıldığını hatırlatan Erdoğan, Dertleri, Acaba bunları birbirine düşürebilir miyiz? Boşuna uğraşmayın. Bunları yapamazsınız, başaramazsınız. Bunlar boş, nafile şeyler dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Balıkesir Ekonomi Ödülleri 2015” töreninde konuştu. Ülke gündemine ilişkin önemli açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan şu mesajları verdi:
Bu yarışta yerinizi alın
Birileri köşelerinde 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, şahsım ve Başbakan Ahmet Davutoğlu ile ilgili yazıyor. Dertleri, ‘Acaba biz bunları birbirine düşürebilir miyiz? Boşuna uğraşmayın. Bunları yapamazsınız, bunları başaramazsınız. Bunlar boş, nafile şeyler. Eğer üreteceğiniz, yapacağınız bir şey varsa, gelin yarışın içine girin ve bu yarışta yerinizi alın. Yapacağınız bir şey varsa bu. Çok açık söylüyorum, 40 çürük yumurtadan bir sağlam yumurta çıkmaz, bunun böyle bilinmesi lazım. Hala bunlar buradalar, böyle yürünmez, ülkeye zarar veriyorsunuz.
Muhalefet samimi değil
Şimdi ‘parti kapatılsın, kapatılmasın bunu tartışıyorlar. Şu anda cumhurbaşkanı sıfatıyla değil şimdi de başbakan ve genel başkan olduğum dönem sıfatıyla konuşuyorum. Partilerin kapatılmamasıyla alakalı, 2010 Anayasa değişikliğini yaparken, biz ‘Gelin partileri kapatmayalım dedik. İlgili madde görüşülürken muhalefet partileri TBMMyi terk etti, AK Partiden bazı milletvekilleri de Genel Kurula gelmedi. O gün referandum şansı yakalanamadı. Muhalefet bu konuda samimi davranmadı. AK Partinin konuyla ilgili Anayasa değişikliği teklifi, 13 Mart 2015 Cuma günü TBMM Anayasa Komisyonunda kabul edildi. İnşallah Genel Kuruldan da geçmek suretiyle artık ülkemde parti kapatılması tarih olur.
Teklif dahi edilemez
Bana kalırsa, ben bu işin herhangi bir şeye bağlanmasını dahi doğru bulmuyorum. Benim düşüncem, ilk defa burada açıklıyorum, o da şudur: Ben partileri, madem ki tüzel kişiliktir, gerçek kişi ile tüzel kişiliği birbirine karıştırmayalım. Hani hep nüktedir, biliyorsunuz, tüzel kişiye ceza verilir mi? Cezanın gerçek kişiye verilmesi lazım. Bir partinin başkanı suç işlediyse ver, üyeleri suç işlediyse kendisine ver ama bir partiye bu cezayı neden veriyorsun? Mesela şu anda iktidar partisinin yaklaşık 22 milyon oy vereni, seçmeni var. O partiyi siz kapattığınız anda bu ne demektir, 22 milyonu cezalandırıyorsunuz. Bu adalet midir, böyle şey olur mu? Tekrar yenisi kurulur o ayrı mesele ama niçin bu denli yanlış bir adımı atıyorsunuz?
Tabela cezalandırılıyor
Ben diyorum ki şöyle olması lazım: bir siyasi partinin kapatılması gibi bir madde gündeme gelse, bunun için söylenmesi gereken, ‘Bir siyasi partinin kapatılması teklif dahi edilemez diye bir hükmün oraya gelmesi lazım. Ancak suçu işleyen kimse onlar bu işin bedelini öder. Olay bu olması lazım. Kökünden bunun kazınması lazım. Aynı şeyi ben vakıflar, dernekler için de söylüyorum. Derneği, vakfı neden kapatacaksın? Suç işleyen kimse onu cezalandır. Tabelayı cezalandırmakla bir yere varamazsın.
Dertleri rant devşirmek
Türke ‘kardeşim dediğim gibi Kürde, Boşnaka, Romana ve Laza da ‘kardeşim dedim. 36 etnik unsurun tamamını kardeş olarak kucakladık. Alevisi, Sünnisi, asla ayrım yok. Ama bu işleri köpürterek bu işin siyasetini çirkin bir şekilde yapıyorlar. Dedim ya bir olmamız lazım. Kardeş olmamız lazım. Türkiyenin 1994 krizi gibi, 2001 krizi gibi bir krizin içine yuvarlansa, 1970ler gibi 1990lar gibi adeta çatışma ortamına girse inanın sevinçlerinden yerlerinden duramayacaklar. Ülkenin, milletin gördüğü zarar umurlarında değil. Tek dertleri bu kriz ortamından bir rant devşirebilirler mi?
BU ANAYASA DARBECİ YETİŞTİRİYOR
Yeni döneme uygun yeni araçlarla, yeni enstrümanlarla Türkiyeyi hedeflerine ulaştırmak mecburiyetinde olduklarını belirten Erdoğan, “Bu gelecek nesillere borcumuzdur. Bunun için ‘yeni Anayasa diyorum. ‘Başkanlık sistemi diyorum. Mevcut sistem artık Türkiyeyi taşıyamıyor. Sürekli darbe üreten, darbeci yetiştiren bu Anayasa, bizim ufkumuzu, yolumuzu aydınlatamaz. Said-i Nursinin güzel bir ifadesi vardır: ‘Eski hal muhal, ya yeni hal ya izmihlal. Başkanlık sistemine karşı çıkanlara bakıyorsunuz; Türkiyeyi şikayet ettikleri, model olarak heveslendikleri ülkeler başkanlık sistemiyle yönetiliyor. Sizler bir iş adamı gibi bu ülkenin yönetilmesini istemez misiniz? Benim derdim ne biliyor musunuz? Bir anonim şirket nasıl yönetiliyorsa, Türkiye de öyle yönetilmelidir. Yoksa bileklerine bağlıyorlar prangayı, yürü yürüyebilirsen. Bu ülke bu şekilde sıçramaz. ABD parlamenter demokrasiyle başladı, fakat yürümeyince başkanlık sistemine geçti. Başkanlık sistemine geçtikten sonra sıçrama yaptı. Fransa da aynı öyle oldu. Orada da aynı şekilde bakıyorsunuz. Geçmişe gittiğiniz zaman de Gaulle, ‘Bu sistem olursa ben varım yoksa çekiliyorum dedi, çekildi. Çekildikten sonra peşine düştüler; ‘ne olur gel. Geldi istediği sistemi oturttu. Orada da yarı başkanlık sistemi çıktı. Ondan sonra onlar sıçradı. Önümüzde böyle örnekler varken, biz halen niçin patinaj yapmaya devam ediyoruz” dedi.
ÇANAKKALENİN ETKİLERİNİ GÖRÜYORUZ
Erdoğan, “2015 yılı Türkiyenin, milletin tarihi açısından çok önemli bir yıl. Çanakkalede 100 yıl önce tarih adeta yeniden yazıldı. Çanakkalede sadece bir milletin değil, bir ümmetin, İslam aleminin kaderi belli oldu. Bizim bu şanlı zaferimiz, işgal altındaki milletlere özgüven kazandırdı. Bunu asla basite almayın, son dönemlerde 10 yıl içerisinde Türkiyenin ekonomideki bire üç, bire dört, bire beş katlaması bile dünya Müslümanlarına ciddi manada özgüven sahibi yaptı, gittiğimiz her yerde bunu görüyoruz ve onlara moral veriyor, onlara umut veriyor. Aynı şekilde Çanakkale Zaferinin etkilerini, açık söylüyorum, bugün hala görüyoruz, yaşıyoruz. Onun için yıllarca bu millete tarihini unutturmak istediler, bizi biz yapan değerleri silmek, yok etmek istediler. Milletimize umutsuzluk, karamsarlık aşılamak için yıllarca ‘bizden adam olmaz dediler. Bir şey üretmemize, bir alanda yoğunlaşmamıza hiçbir zaman müsaade etmediler. Sadece tüketen olmamızı istediler, sadece pazar olmamızı istediler. ‘Üretelim, biz başka pazarlar bulalım, asla buna yol vermediler. Sadece takdir eden olmamızı istediler, bunun için çalıştılar” dedi.
‘KÜRT SORUNU VAR DİYENİN NEYİ EKSİK
Eğer terörle mücadelede kayıplara uğranmamış olsaydı, Türkiyenin bugün çok farklı yerde olacağını söyleyen Erdoğan, “Hala bakıyorsunuz varsa, yoksa Kürt sorunu. Kardeşim ne Kürt sorunu, artık böyle bir şey yok. Biz 2005te, Diyarbakır konuşmamda bunu açıkladım. Ne dedim? Bu ülkede her etnik unsurun kendine has sorunları var. Dün Roman kardeşlerimle yaptığım buluşmada da söyledim. Roman kardeşlerimin de sorunu var. Türkün de sorunu var, Lazın da sorunu var, Abazanın da sorunu var. Boşnakın da sorunu var. Hepsinin sorunu var. Ama bu sorunları gidermek kimin görevi, şüphesiz ki hükümetlerin, yönetimlerin görevi. Bunları yapıyor muyuz, yapıyoruz. Kardeşim neyin eksik senin? Bir Kürt olarak sen bu ülkede cumhurbaşkanı oldun mu, oldun. Başbakan çıkardın mı, çıkardın. Bakan çıkardın mı, çıkardın. Devletin en üst kademelerine yönetici gönderdin mi, gönderiyor musun, var. Türk Silahlı Kuvvetlerinde var mısın, var. Ne istiyorsun daha? Allah aşkına bizden farklı neyiniz var. Herşeye sahipsiniz. Yıllar yılı yolunuz yoktu yolunuzu yaptık. Havaalanı yapıyoruz Hakkariye havalanı yaptırmıyorlar. Bu devlet bir ayrım yaptı mı? Batıya ne yaptıysa Doğuya da Güneydoğuya aynısı nı yaptı, yapıyor. Kardeşlerim dert başka. Biz asimilasyon politikalarını ayaklarımızın altına aldık. Biz inkar politikalarını ayaklarımızın altına aldık” dedi.